GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Van ilinin 97'nci kurtuluş yıl dönümüne ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:89
Tarih:02.04.2015

MUSTAFA BİLİCİ (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2 Nisan Van'ın düşman işgalinden kurtuluşunun 97'nci seneidevriyesi münasebetiyle gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Van, sahip olduğu coğrafi özellikler, stratejik konumu nedeniyle tarih boyunca birçok devletin sahip olmak istediği bir coğrafya olmuştur. Van çok eski bir geçmişe sahip olup Urartulardan Osmanlılara kadar birçok devletin hâkimiyetinde kalmıştır ancak Osmanlı Devleti'nin son döneminde Van ve çevresinde yaşanan işgal ve Ermeni çetelerinin yağması, geçmişe ışık tutan izleri yok etmiştir. Balkan Harbi'nin hemen sonrasında milletimiz Birinci Dünya Savaşı'yla karşı karşıya kalmış, 1915 Ocak ayında Van'dan Kafkas cephesine mühimmat taşıyan, yaşları 12-17 arasında değişen 120 çocuk kan donduran ayaza rağmen 80 kilometreyi iki günde yürüyerek cepheye ulaşmış, ancak geri dönüş yolunda yoğun kar yağışı ve tipiye yakalanan 120 isimsiz kahramanın sadece 22'si hayatta kalabilmiştir; diğerleri ya yolda veya Van'a ulaştıktan sonra şehit olmuşlardır.

Van vilayeti, 19'uncu yüzyıl sonu ve 20'nci yüzyıl başlarına kadar Ermenilerin Anadolu'daki faaliyetlerinin en açık şekilde görüldüğü yerdir. Buradaki komitaların çalışmaları Ermeni faaliyetlerini bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Bu dönemde Batılı devletlerden Hristiyan din adamları ve araştırmacılar, Van bölgesine gelerek burada istihbarat ve misyonerlik çalışmaları yürütmüşlerdir. Yapılan çalışmalar sonunda, yüzyıllardan beri "sadık millet" olarak tabir edilen Ermeniler devlete karşı isyana teşvik edilmiştir. 20 Nisan 1915'te Van'daki devlet kurumlarına saldıran Ermeni çeteleri Müslüman mahallelerini de ateşe vermişlerdir. 14 Mayıs 1915'te Müslüman halkın birçoğu saldırıya uğrayarak katledilmiştir. 18 Mayıs 1915 günü Rus birliklerinin Van'a girmesiyle birlikte şehirde büyük bir katliam gerçekleşmiştir. Çevre köylerden Zeve köyüne sığınan yaklaşık 2.500 kişi hunharca şehit edilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı ve işgal yılları Anadolu'nun pek çok yerinde olduğu gibi Van için de tam manasıyla bir yıkım olmuştur. Ermeniler, Ruslarla birlikte hareket ederek Osmanlı Devleti'ne ihanet etmişlerdir. Van yöresinde yaşayan Türk, Kürt, Ermeni, Müslüman, Hristiyan, hemen her kesimin can ve mal kaybına uğramasına neden olunmuş, buradaki sosyal yaşam ve ekonomik düzen bozulmuş, olaylar nedeniyle burada yaşayan Müslüman halk memleketinden göçe zorlanmıştır. Van Kalesi'nin güneyinde yer alan eski Van şehri tamamen yakılıp yıkılmıştır. 2 Nisan 1918'de işgale son verildiğinde Van'a geri dönen ahali, şehrin bir harabe durumuna düşmüş olduğunu görür ve evlerinin de, aynı zamanda, kullanılamaz bir durumda olduğunu müşahede ederler. Halk, eski Van'ın bağlar ve bahçeler bölgesi olarak bilinen şimdiki yerine yerleşmeye başlar.

Van'ın geçmişle bağlarını koparan işgalciler, aynı zamanda, yaptıkları tahribatla Van'ın geleceğin de karartmışlardır. 30 binin üzerinde şehit vererek acının merkezi olan Van, uzun yıllar yaralı bir şehir olarak kalmıştır. Ancak 1950 yılından itibaren şehirleşmeye ve gelişmeye başlamıştır. Yaşanan acı olayların belki de en önemli sonucu olarak şunu söyleyebiliriz: Rus ve Batılı devletlerin kışkırtmalarıyla yüzyıllarca beraber yaşayan halkların arası açılmış, netice olarak bu olumsuz atmosferin günümüze kadar uzamasına neden olunmuştur.

Geçmişten ders almak bugünü doğru inşa etmeyi ve geleceğe sağlam yürümeyi sağlar. Tarih, geçmişte yapılan hataların tekrar edilmemesi için insanlara rehber olmalıdır. Bu nedenle, çözüm süreci de Türkiye'nin yüz yıllık probleminin diğer bir sonucudur, millî birlik ve beraberlik süreci neticesinde başlayan bir helalleşme sürecidir. Çözüm süreci, güçlü ve adil bir devlet aklıdır.

İnşallah, birlik ve beraberlik içerisinde Van'ı huzurlu, hoşgörülü ve müreffeh bir şehir yapacağız diyor, saygılarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)