| Konu: | Büyük Birlik Partisinin eski Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu'nun 6'ncı ölüm yıl dönümüne ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 83 |
| Tarih: | 25.03.2015 |
SELÇUK ÖZDAĞ (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sivas'ın Şarkışla ilçesinin Elmalı köyünde kara lastikli çiftçi Halit'in oğlu olarak dünyaya gelen merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun Hakk'a yürüyüşünün 6'ncı yıl dönümü sebebiyle söz almış bulunuyorum.
Muhsin Yazıcıoğlu'nu kaybedeli altı yıl oldu ama o diriymiş gibi gündemimizin önemli maddelerinden birini teşkil ediyor. Bu, onun siyasi hayatımızda bıraktığı derin izlerden kaynaklanıyor. Çok sevilen insanlar, bedenen aramızdan ayrılsalar bile, hatıralarıyla gönüllerde yaşamaya devam ederler. Yazıcıoğlu da o tip şahsiyetlerden biriydi ancak bugün hâlâ gönüllerde yaşıyor olması sadece sevgiyle izah edilebilecek bir durum değildir. O, kişiliği, üslubu, mücadelesi, ahlakı ve cesaretiyle o kadar yer kaplamıştı ki her tarihî virajda "Bugün aramızda olsaydı." arayışının muhatabı oluyor. Bu da onun ne kadar derin izler bıraktığının bir başka göstergesi.
Onunla yolları kesişenler karşılarında daima vefalı, sabırlı, samimi, vakar sahibi bir Anadolu delikanlısını görmüşlerdir. Şiddetin ve anarşinin sokaklarda kol gezdiği fırtınalı yıllarda bile sükûnetini ve sağduyusunu kaybetmeyen, daima ezileni koruyan ve yanında duran biridir Muhsin Yazıcıoğlu.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Muhsin Yazıcıoğlu doğru bildiğini söylemekten çekinmezdi; doğruyu söyleyen veya yapanın kimliğine bakmazdı; kim doğruyu söylerse destek verir, kim doğru yaparsa onun yanında olurdu; siyaseti gaye olarak görmez, inançlarına, vatanına ve milletine hizmet etmenin bir aracı olarak görürdü; ülkülerinden ödün vermektense başını vermeye razı olacak kadar bir ilke adamıydı.
1991 seçimlerinde Sivas'tan milletvekili adayıyken sloganı "O, sizin inançlarınızı Meclise taşıyacak."tı. Hayatı boyunca bu slogana uygun hareket etti ve mazlumun, mazlum Anadolu insanının sesi oldu.
Değerli milletvekilleri, hem omurgalı hem de barışçı bir dil kullanmak kolay değildir. Dava adamlarının dili genelde keskin olmuştur. Yazıcıoğlu ise bu iki dili nefsinde mezcetmiş ender dava ve gönül adamlarından biri olmayı başarmıştı. En köşeli fikirler onun üslubunda kabul edilebilir bir hâle dönüşüyordu. Arkasından gözyaşı döken milyonlar arasında her kesimden insanın bulunması bu yüzdendi.
Yazıcıoğlu, büyük acılar yaşamış bir kuşağın çocuğuydu. Hiçbir zaman uğradığı haksızlıkları, işkenceleri bir intikam söylemine dönüştürmedi. Gençleri, kendi yaşadıkları üzerinden nefret üreterek zehirlemedi. Acılardan, işkencelerden ders çıkardı. Gençlere "Elinize silah değil, kalem alın." çağrısında bulundu. Kimseyi ötekileştirmediği için herkesin dostu, arkadaşı, kolayca ulaşabileceği Muhsin Başkan'ı oldu. Hiçbir zaman hırslarının gayesi yapmadı. Herkesin menfaat koşusu yaptığı bu dünyada o "Üç günlük dünya için fırıldak olunmaz." diyerek dosdoğru oldu.
Değerli milletvekilleri, o, başını örten ile açanın aynı Türkiye'de yasaksız, kavgasız, kardeşçe yaşadığı bir ülke hayal ediyordu. Kürt-Türkmen, Alevi-Sünni ayrımı olmadan, zengin-fakir ayrıcalığı görülmeden, imtiyazsız, sınıfsız, kaynaşmış bir Türkiye hayal ediyordu. Bugün hayallerinin gerçekleşiyor olmasının bahtiyarlığını yaşıyoruz. Muhsin Yazıcıoğlu hayatı boyunca vesayete ve darbelere karşı sözde değil, özde dik bir karşı duruş sergilemiştir. Bu duruşu demokrasiye olan inancı gereği göstermiştir. Ayrıca, darbelere sadece karşı durmakla kalmamış, "Namlusunu milletine çevirmiş bir tanka selam durmam." sözü hafızalarımıza kazınmıştır. "Türkiye İran olmayacaktır." diyen 28 Şubatın kudretli generallerine "Doğru, Türkiye İran olmayacaktır, Cezayir olmayacaktır ama Türkiye'yi de Suriye yaptırtmayacağız." diyerek meydan okumasını da bilmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) O, 28 Şubat darbecilerinin asıl niyetlerini ifşa eden yiğit bir delikanlıydı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi açıldığı günden bugüne kadar sadece Birinci Meclis tekbir seslerine şahit olmuştu. Karlar altında, bulunmayı beklerken milyonlarca Müslümanın duasını alan Muhsin Yazıcıoğlu kendisi için yapılan devlet töreninde de milletinin omuzlarında tekbirlerle ve dualarla gönderilmiştir Taceddin Dergâhı'na. Onun imanına, Müslümana yakışır hayatına, ben de dâhil olmak üzere, çok insan şahit olmuştur. İşte, bu yüzdendir ki inşallah ahirette Peygamber Efendimiz'e, Hazreti Ebubekir'e, Ömer'e, Osman'a, Ali'ye, Selahaddin Eyyubi'ye, Bediüzzaman Said Nursi'ye, Fatih'e komşu olacaktır inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, onun ölümü, Türk İslam kültürünün bin yıllık değerler manzumesini kendisine toplamış adam gibi bir adamın ölümüydü. Onun ölümü, toprağı saksıda gören değil, toprağın bağrından gelen bir Anadolu yiğidinin ölümüydü. Onun ölümü, milletinin değerlerini yaşayan ve yaşatan bir dava adamının ölümüydü. Onun ölümü, lideri olduğu gençliği İslam mayasıyla yoğurmaya kendini adamış bir hareketin liderinin ölümüydü. Onun ölümü, her koşulda hakkı tutup kaldıran, hep mazlumun yanında olan, zalime boyun eğmeyen, kendisine inananların başını öne eğdirmeyen, idealist bir vatan evladının, herkesin Muhsin Başkan'ın ölümüydü. Dilerim bu ülkede yeni Yazıcıoğulları yetişir. Siyasete itibar kazandırmak ancak bu tip siyaset adamlarıyla mümkündür.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SELÇUK ÖZDAĞ (Devamla) - Kendisini yakından tanımış, arkadaşlık yapmış, aynı idealler uğruna siyaset yapma fırsatı bulmuş birisi olarak merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nu ölümünün 6'ncı yılında rahmetle anıyorum, ruhu şad olsun.
Saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)