GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Nevroz Bayramı'na ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:80
Tarih:19.03.2015

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, coğrafyamızdaki ezilen halkların bayramı, Kürt kardeş halkımızın bayramı olan "Nevroz Bayramı"nı barış ve kardeşlik bayramı olarak kutluyorum, halklarımıza kutlu olsun, şan olsun. Bugün, Türkiye'nin ve bölgenin birçok kentinde, mahallerinde "Nevroz" ateşleri yanıyor. Ben de, hem Kürt halkının hem ezilen halkların kader ortaklığı olarak alanlara çıkan, bedel ödemiş, acılar çekmiş ve bayramını bugünlere kadar taşımış olan halkımızın özlemlerini paylaşıyorum. Bugüne kadar acılar yaşamış, evlatlarını kaybetmiş analarımızı, ailelerimizi buradan saygıyla selamlıyorum.

"Nevroz Bayramı", Kürt halkının ulusal motifleri, kimliği, renkleriyle birlikte epey bir zamandan bu yana ülkemiz topraklarında da kutlanıyor ve her seferinde de halklar çözümü, barışı, demokratik geleceği ve kardeşliği dile getiriyorlar. Tarihten bugüne böyle bir anlamı var. Ama özellikle 2015 "Nevroz"u, ülkemizde yakın bir zamanda gerçekleşecek olan seçimler, Kürt halkının, ezilen halkların, demokrasi ve barış isteyenlerin iradesinin alanlarda olduğu kadar Parlamentoda da yer alması açısından son derece önemli.

Aynı zamanda da tabii, bu çatışmasızlık süreci, hem kalıcı bir barışa hem de özgürlüklerle bezenmiş bir geleceğe doğru taşıması açısından önemli. Gerçekten bütün kıyımlara, katliamlara, yok saymaya, asimilasyona, köy boşaltmalara, faili meçhullere, olmadık acılara rağmen bugün hâlâ ısrarla bir kimlik, eşit yurttaşlık mücadelesi veriliyorsa, bu başta kadınların, gençlerin ve ezilen halkların direncinden kaynaklı. Bunun önünde saygı duymak hepimizin görevi. Üzülmesinler, bugüne kadar bu çabaların hiçbirisi boşa gitmedi ve inancımız odur ki, er geç kazanan, bu mücadeleyi veren, barışta ısrarlı olan halk cephesi olacak.

Değerli milletvekilleri, bugün "Nevroz" meydanlarında hangi talepler ifade ediliyor, kısaca onları sizlere hatırlatmak istiyorum. Öncelikle, Mecliste şu anda görüşülmeye devam etmekte olan iç güvenlik paketi elbette geri çekilmeli. Ne Kürt halkının talepleriyle ne bu beklentide olduğumuz barış süreciyle bağdaşır bir yanı olmadığı açık. Özgürlüğün olmadığı bir yerde elbette barıştan söz etmek mümkün değil. Onun için iktidara bir kez daha hatırlatıyoruz. Bakın, şimdi seçim güvenliğini sağlamak üzere bölgede 20 bin polisin görevlendirildiği haberleri yazılıyor. Seçim güvenliği, halka güvenmek işin esasıdır. Polislerle, kolluk, güvenlik güçleriyle, onları sokaklara salarak, demokratik eylemleri baskılayarak, özellikle de çocukların, gençlerin hayatını alarak bu ülkeye ne barış ne özgürlük ne demokrasi gelir. "Çocukları vurmayın." diyoruz ve özellikle de yıllardır cezaevinde yatan, siyasi nedenlerle, özgürlük istediği için, kendi görüşleri nedeniyle yatan bütün mahkûmların, tutsakların salıverilmesini bir kez daha hatırlatıyoruz.

Barış mücadelesi, toplumsal barışı sağlamak bir bilek güreşi meselesi hâline getirilmemeli, bir siyasi mücadeleye dönüştürülmemeli, hele hele seçim malzemesi yapmaktan kaçınılmalı. Medyayı, kışkırtıcı bir dili kullanmak, yine, ayrıştırıcı bir yaklaşım içerisinde olmak doğru olmayacaktır.

Özellikle iktidara seslenmek istiyorum: Sizler bir şey bahşetmeyeceksiniz, lütufta bulunmayacaksınız. Kimse sizden bir şey beklemiyor. Onun için, "Neyiniz eksik?" demeyeceksiniz. Bu şekilde hükümran bir dili, öncelikle, terk etmek gerekiyor Kürt halkının bunca kaybedilmiş evladı ortada dururken. Onun için, kimse şefkat ve merhamet dilenmiyor; sadece insanların, halkın hakkını teslim etmeniz gerekiyor ve bu mutlaka gerçekleşecek.

Çözümün gereklerini yapmak lazım, halkı dinlemek ve oyalama da yapmamak lazım. Bu müzakere sürecinin izleme heyeti benzeri gereklerini harekete geçirmek gerekiyor ve Kürt halkının içine, siyasi güçlerinin içine oynamamak lazım. Bu hareket, bu mücadele yeterince birleşiktir ve tabii ki Kürt halkına siyasi yasaklar, barajlar da çözüm olmayacaktır. İşçi sınıfımız bu meselenin sahibidir, esas çözücü güçtür; birliği ve kardeşliği adına Kürt kardeşlerimi onların diliyle bir kez daha selamlamak istiyorum: "..."(x)

Hepinize teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum.