GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 1915 Çanakkale Kara ve Deniz Savaşları Zaferi'nin 100'üncü yıl dönümü ve 18 Mart Şehitler Günü nedeniyle HDP Grubu adına yaptığı konuşmasındaki bazı ifadelerini düzelttiğine ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:79
Tarih:18.03.2015

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, teşekkür ederim.

Biraz önceki konuşmamdaki ifadelerin gruplar tarafından bir düzeltme isteğiyle karşılandığını öğrenmiş bulunuyorum.

Şimdi "Ermeniler, sürgüne, soykırıma uğratılan Ermeniler gerçekliği" ifadesi...

Öncelikle şu hususa değinmek istiyorum: Yani Parlamentoda demokratik bir işleyiş açısından, hem milletvekillerinin hem grupların, düşünce özgürlüğü ve değerlendirme serbestisi çerçevesinde görüşlerini hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın ifade edegelmesi gerekir.

Ancak, tabii, bu konu, Ermeniler konusu, hem Meclisimiz açısından hem ülkemiz halkları açısından son derece hassas bir konu. Kimse Ermenilere düşmanlık gibi bir kötülüğü üstüne almak istemiyor. Biz de tabii, bu konuda bu duyguları paylaşıyoruz ancak şu var: Yani tarihimizde yaşanmış acı olaylar var. Bu, uluslararası yargı kararlarıyla bir soykırım olarak adlandırılmış değil, doğru, bu yönüne katılmak mümkün. Belki de orada bir "gerçeklik" lafı yerine "Bu türden, uluslararası toplumun da tartıştığı iddialar" şeklinde ifade edilebilir.

Ama bizim asıl dikkat çekmemiz gereken nokta şu, hep onu söyledik: Eğer barış içerisinde yaşayacak, geleceğe yürüyeceksek, halkların kardeşliğini sağlayacaksak 24 Nisan gibi bir tarihte, âdeta üstüne tüy dikercesine, gidip Çanakkale'de Anzakları anma, hatırlama adına bu tarihi oraya atfetmek, bu anma törenlerini orada yapmak değildir. Bütün açık yürekliliğimizle, tarih yazıcılarıyla, işte siyasetçileriyle birlikte 24 Nisanı bütün gerçeklikleri, yaşanmışlıkları, eleştirileriyle masaya yatırmak olmalı. O zaman, işte bugün Ermeni kardeşlerimiz huzur ve güven içerisinde, hani güvercin tedirginliği olmadan yaşayabileceklerdir, burada yok olup gitme korkusu yaşamadan. Yoksa 1 milyon Ermeni nüfusun bugün binlerle ifade edilen sayılara düşmüş olması, onların sorunu değil, tıpkı Kürtlerin yaşadığı acılar gibi bizim sorunumuz, bu ülkede çoğunluğu oluşturan kesimlerin sorunudur.

Benim ifade etmek istediğim husus buydu. Eğer "soykırım" kelimesi böyle bir hassasiyet yaratıyorsa -ki bu hassasiyeti anlıyorum- hiçbir şekilde kullandığımız ifadeler bizlerin kardeşliğine, ortak yaşamına, barışına ve bu geçmişi soruşturmadaki ortak sorumluluğumuza halel getirmemeli; buna katılıyorum, bu açıdan da bunu "iddialar"(x) şeklinde düzeltmek benim açımdan da grubumuz açısından da bir sorun teşkil etmeyecektir.

Teşekkür ediyorum.