GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Kars Milletvekili Mülkiye Birtane ve arkadaşları tarafından, kadın işsizliğinin nedenlerinin araştırılması amacıyla 17/12/2012 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun 11 Mart 2015 Çarşamba günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:74
Tarih:11.03.2015

MİNE LÖK BEYAZ (Diyarbakır) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; AK PARTİ iktidarında "İnsanı yücelt ki devlet yücelsin." anlayışıyla uygulamaya koyduğumuz sosyal politikaların temel hedefi insanımızın hayat kalitesini yükseltmektir.

AK PARTİ'nin kuruluşundan bu yana "Güçlü kadın, güçlü aile ve güçlü toplum" düsturuyla hareket etmekteyiz. 2002'den bu yana ürettiğimiz bütün politikalarda kadınlarımızın haklarını gözettik ve pozitif ayrımcılık yaptık. Toplumun yarısını oluşturan kadınlarımızın kültürel, sosyal, siyasi varlığını ve etkinliğini, karar alma mekanizmalarına katılımını artırmak için gerek mevzuat gerek uygulamaya yönelik pek çok adım attık.

2004 ve 2010 yılında yapılan değişikliklerle "Kadınlar ve erkeklerin eşit haklara sahip olduğu ve bu eşitliğin sağlanmasında devletin sorumlu bulunduğu" ile "pozitif ayrımcılık" ilkesi anayasal güvence altına alınmıştır. Aynı maddeyle yine, kadınlarımız, çocuklarımız, engellilerimiz, yaşlılar, şehitler, dul, yetim ve gazilere pozitif ayrımcılık uygulamasının önü açılmıştır. 2010 yılında "pozitif ayrımcılık" Anayasa'ya girmiştir.

2003 yılında aile mahkemeleri kurulmuştur, aile içi sorunların bu ihtisas mahkemelerinde evli hâkimler tarafından görülmesine karar verilmiştir.

Yine, 2006 yılında "Çocuk ve Kadına Yönelik Şiddet Hareketleri ile Töre ve Namus Cinayetlerinin Önlenmesi İçin Alınacak Tedbirler" konulu Başbakanlık genelgesi yayınlanmıştır. 2010 yılında kadın istihdamının artırılması ve eşit işe eşit ücret imkânının sağlanması amacıyla yayımlanan "Kadın İstihdamının Artırılması ve Fırsat Eşitliğinin Sağlanması" konulu Başbakanlık genelgesiyle aynı zamanda Kadın İstihdam Üst Kurulu kurulmuştur.

2003 yılında yine, İş Kanunu'nda "eşit işe eşit ücret" ilkesi getirilmiştir. 2005 yılında yürürlüğe giren İş Kanunu'nda, kadın-erkek eşitliğini gözeten ve işveren-işçi ilişkisinde cinsiyet dâhil hiçbir nedenle ayrım yapılamayacağına dair önemli değişiklikler yapılmıştır. 2008 yılında kadın ve genç istihdamını artırmak amacıyla İş Kanunu'nda yapılan düzenlemeyle, kadın ve gençlerin sigorta priminin, beş yıl süreyle kademeli olarak devlet tarafından ödenmesine başlanmıştır.

2011'de yapılan düzenlemelerle, annelik ve süt izinleri yeniden düzenlenmiş, isteği hâlinde babalara da ücretsiz izinden faydalanma hakkı gelmiştir.

Yine, Gelir Vergisi Kanunu'nda 2007'de yapılan düzenlemeyle, kadınların ev içinde ürettikleri ürün ve mamullerden elde edilen gelirleri vergiden muaf tutulmuştur.

2009 yılında, yasalara kadın-erkek eşitliği bakış açısını yerleştirmek üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kurulmuştur.

2011 yılında Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığını kurduk ve farklı kurumları tek çatı altında toplayarak daha verimli hâle getirdik.

Çağ dışı uygulamaların kaldırılması sonucu, kadınlarımızın eğitim düzeyi önemli seviyelere gelmiştir. Bugün üniversitelerimizde eğitim gören 5 milyon öğrencinin yüzde 45'ini kızlarımız oluşturmaktadır. Okuma yazma bilmeyen kadınların oranı 2000 yılında yüzde 19,4 iken 2013 yılında yüzde 6,6'ya gerilemiştir. Kız çocukları için net okullaşma oranları ilköğretimde yüzde 99'a, ortaokulda yüzde 94'e çıkmıştır. Bu oranlar cumhuriyet tarihinin en yüksek oranlarıdır.

Yine, aynı zamanda, Diyarbakır Çermik ilçemiz kız çocuklarının okullaşması anlamında Türkiye 1'incisidir ve yüzde 99,5'luk bir orana sahiptir.

2013 yılında kadınların iş gücüne katılma oranı yüzde 30,8'e yükselmiştir. Kent için bu oran yüzde 28 iken kırsal alanda daha çok kadın iş gücüne katıldı.

Tabii ki, bildiğiniz gibi, doğu, güneydoğuda, tarım alanında kadının iş gücünün düşmesi, aslında köy boşaltmalar, köy yakmalar ve bölgemizin yaşadığı sorunlarla ilgilidir; biz de yaptığımız düzenlemelerle köye dönüşü destekledik ve bunların sayısını her geçen gün artırıyoruz.

Yine, İş Kanunu'nda yapılan düzenlemelerle, analık hâlinde çalışma yasağı, doğumdan önce sekiz, doğumdan sonra da sekiz olmak üzere on altı haftaya çıkarılmıştır. 6111 sayılı Kanun'la birlikte analık ve süt izinleri yeniden düzenlenmiştir ve yürürlüğe konulmuştur.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sayın Başkan, kendi vekillerini bile dinlemiyorlar.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, uğultuyu biraz kesebilirseniz... Sayın hatibin sesini biz de duyalım.

Buyurunuz.

MİNE LÖK BEYAZ (Devamla) - Destek kredisi kullanımında kadınlara pozitif ayrımcılık uygulamasına gidilmiştir, kadınların daha yüksek oranda kredi kullanımının önü açılmıştır. Kadın girişimciliğini desteklemek amacıyla 2012-2014 döneminde KOSGEB tarafından 5.638 kadın girişimciye 90 milyon lira destek sağlanmıştır. Tarımsal kalkınma kooperatiflerinin bulunduğu yerlerde kadın çiftçilere genel kooperatifçilik ve kooperatif faaliyet alanına giren konularda eğitim verilmiştir.

2011 yılında düzenlenen mobbing genelgesiyle iş yerinde psikolojik tacizin önlenmesi yönünde gerekli önlemler alınmıştır. Psikolojik tacizle mücadeleyi güçlendirmek üzere Çalışma ve Sosyal Güvenlik İletişim Merkezi "Alo 170" üzerinden psikologlar vasıtasıyla çalışanlara yardım ve destek sağlanmıştır.

Biraz önce Sayın Kars Vekilimiz söyledi, "Kadın haklarından bahsetmek komedidir." dedi. Bu, aslında bana çok dokundu. Çünkü, biliyorsunuz, bu kürsüde bir Kürtçe cümle kurduğu için Leyla Zana Parlamentodan çıkarılmıştı ama Leyla Zana artık bu Parlamentoda, AK PARTİ zamanında. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Nasıl AK PARTİ zamanında? Siz mi getirdiniz? Halk getirdi canım.

MİNE LÖK BEYAZ (Devamla) - Ve yine aynı şekilde, Merve Kavakçı başörtüsü yüzünden bu Parlamentodan atılan bir ablamızdı, kardeşimizdi. Allah'a hamdolsun ki artık Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında bizim başörtülü arkadaşlarımız var. Bu da AK PARTİ zamanında gerçekleşmiştir. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Türkiye'de 1934 yılında seçme ve seçilme hakkının kadınlara verilmesiyle hep övünülmüştür. Ancak, başörtülü arkadaşlarımızın seçilme hakkı ellerinden alınmıştı. Şimdi, AK PARTİ iktidarı sayesinde bu yaramız kapanmıştır.

Bugün Parlamentoya baktığımızda, yüzde 14,1'lik oranımızla cumhuriyet tarihinin en yüksek katılımını gerçekleştirdik ve biz AK PARTİ olarak da yüzde 20 ve 25'lere ulaşmayı hedefliyoruz.

Tabii, şimdi iç güvenlik paketini görüşüyoruz ve halkımızın da bu noktada bizden ciddi talebi var. 6-7 Ekim olaylarında rahmetli olan Hasan Gökgöz, Yasin Börü, onları da ben tekrar rahmetle anıyorum. Hasan Gökgöz'ün babası Mehmet amca beni biraz önce aradı: "Hep Berkin Elvan, Allah rahmet etsin -onlara da rahmet okudu, başsağlığı diledi- ama bizim çocuklarımızdan bahsetmiyorsunuz."

Biz acılarımızı yarıştırmayalım. 50 yurttaşımız 6-7 ekim olaylarında hayatını kaybetti ve iç güvenlik paketi de aslında bundan sonra ortaya çıktı. Bu araştırma komisyonunu tabii ki kuralım ama inşallah, yeni dönem Parlamentoda. Kadına dair ne yapılacaksa hepsini de biz AK PARTİ kadın milletvekilleri ve erkek milletvekilleri -çünkü, onların çok büyük desteğini alıyoruz- Başbakanımızın önderliğinde, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde gerçekleştireceğiz inşallah. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)