GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:73
Tarih:10.03.2015

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, kabul edelim ki ülkemizin bir iç güvenlik problemi yok ama iş güvenlik problemi var. Bu problemi olduğu için ve bunun üzeri örtülmediği için Hükûmetiniz bu konuda yeni bir torba yasa hazırladı ama bu yasa da tabii, aynı sakat mantıkla hazırlandığı için yine fedakârlık işçiden bekleniyor ama işverenlere, bu iş cinayetlerine yol açanlara da âdeta taltif edercesine birtakım imtiyazlar, aflar getiriliyor. Onu tartışacağız yeri geldiğinde ama bakın, bugün hâlâ işçiler ölmekte. Zonguldak'ta bir işçi göçük nedeniyle öldü. Mart ayı içerisinde -daha mart ayının ortasına bile gelmedik- inşaatlarda, madenlerde ölen işçi sayısı 15'i şimdiden geçti. Ama ilginçtir, Çalışma Bakanlığı müfettişleri yerinde oturuyor. Onlara üstü kapalı bir şekilde "Madenleri, inşaatları denetlemeye gitmeyin." deniyor, bunu iş müfettişleri ifade ediyor.

Değerli milletvekilleri, bakın, Soma'nın üzerinden üç yüz bir gün geçti, 301 madenci toprak altında kaldı ve Hükûmet birçok sözler verdi, torba yasa çıktı, işte, Soma'yı Araştırma Komisyonu Raporu hâlâ okunmadı ama şimdi TKİ önünde madenciler direniyor, bir hafta oldu tam. Niçin direniyor? İşsizlik yardımıyla borçlarını çeviremiyorlar, sözler yerine getirilmedi, kıdem tazminatları, ihbar tazminatları verilmedi. Kim peki bu işçilerin muhatabı, o Soma Holding mi? Değil tabii ki. Soma Holding ne yapıyordu? TKİ'ye hizmet üretiyordu. Yani asıl işveren, asıl patron, işçilerin muhatabı TKİ, onun için önünde bu karda, kışta, soğukta, gece gündüz oradan sesimiz duyulsun diye direniyorlar.

Şimdi, biraz önce ekonomi zirvesi bitti. Ne dediler: "Bizim bankalarımız sağlamdır, bu tür şoklara dayanıklıdır. Avrupa'daki dalgalanmalara karşı hazırlıklı..." Doğru, hazırlıklılar çünkü onlar mudilerinden topladıkları paralarla dolar biriktirmeye, dolar vurgununa devam ediyorlar, ciroları artıyor. Onlara olan biten yok. Olan biten neye? İşte Somalı madencilere, Zonguldaklı madencilere; her gün işten atılan, sendikalaştıkları için işten atılan işçilerin başına gelenler ortada. İşte asıl bunların derdine yanıt verilmesi gerekiyor. Atanamayan öğretmenler, atanma bekleyen nakış öğretmenleri, 776 bin, iki yıllık yüksekokul mezunu atama bekliyor. Bakın, 2014 Kasım atamasında bunun binde 1'i, 770 kişi atanmış ve Hükûmete diyorlar ki: "Hiç değilse nisan atamasında 20 bin ön lisans kadrosu açılsın." Şeker fabrikalarında çalışan geçici 3.500 işçi "Kadromuz nerede?" diye soruyor.

Değerli milletvekilleri, bugün Bakırköy Özgürlük Meydanı'nda Bakırköy Belediyesindeki işçiler, BELEDİYE-İŞ Sendikasında örgütlü işçiler basın açıklaması yaptılar, ben de oradaydım. Neydi dertleri? Dertleri, geçen mart seçimlerinde yönetime gelen CHP'li belediye başkanı ve ekibi, işi gücü yokmuş gibi, tasarruf tedbirlerini hayata geçirmek için önce işçinin ekmeğine, alın terine, aldığı düşük ücrete göz koydu. Taşeron işçisi, belediyeye bağlı bir şirketin işçisi; belediye, önce baş temsilciyi attı, işte üç tane işçiyi attı... Neden? Çünkü işçi hak istiyor, çalışma koşulları düzeltilsin diyor ama sürgün, mobing, tehdit ve en son işten atılma ama biliyoruz ki CHP'nin en çok kullandığı şey "Emek en yüce değerdir." sözü. Burada CHP'li vekil arkadaşlarımın ve grup yönetiminin bu konuyu ele almaları yönünde dikkatlerini çekmek istiyorum. Bir yıldır Bakırköy işçileri kan ağlıyor. Örgütlü, sendikalı ve insanca çalışma istedikleri için bu muamelelerle karşı karşıyalar. O nedenle patron tutumu, işveren tutumu taşeron çalıştırma tutumu, şu, bu fark ettirmiyor. Bu kapitalizmin lanet, melanet yüzü burada da karşımıza çıkıyor.

Değerli milletvekilleri, kapitalizmden söz edince, kriz fırsatçılığı doğdu; işte Hükûmeti arkasına aldı, metal işçilerinin grevi yasaklandı, ardından patron krizi bahane edip Eskişehir'de 34 işçiyi kapıya koydu, metal işçilerini kapıya koydu. Arkası gelecek. Yapılan toplu sözleşmelere bile razı gelmeyen bir patron sınıfı var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Değerli milletvekilleri, onun için bu ülkenin iç güvenlik değil, işçilerin, emekçilerin can güvenliği, örgütlenme hakkı ve emek mücadelesi esas itibarıyla gündemde. Buna dikkatlerinizi çekmek istedim.

Teşekkür ediyorum.