| Konu: | Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 64 |
| Tarih: | 25.02.2015 |
KEMAL AKTAŞ (Van) - Teşekkür ederim Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bir haftayı aşkındır bu antidemokratik, tekçi, dayatmacı yasayı görüşüyoruz. Baskının -çok sağlıksız- şiddetin her türlüsünün boy gösterdiği bu Meclis çatısı altında -bu tartışmaları hiç de sağlıklı olmayan- iç güvenlik paketini talimatlarla alan, AKP Grubunun dayatmalarıyla bu yasanın maddelerini sağlıksız bir temelde geçirerek topluma dayatacakları antidemokratik, baskıcı yöntemleri bu anlamda yasallaştırarak bunu meşru kılmaya çalışıyor. Bizler sekiz günden beridir, nefesimiz yettiği kadar, halkımızdan aldığımız onayla Türkiye kamuoyuna bu tekçi, antidemokratik, baskıcı, diktatöryel yasanın ne anlama geldiğini ifade etmeye çalıştık. Bundan sonra da kamuoyunu bu tarzda bilgilendirmeye ve bu yasanın içeriğinin, özünün esas neye dayalı olduğunu anlatmaya çalışacağız.
Birkaç günden beridir muhalefet ve bizler çok açık bir dille ifade ediyoruz ki bu yasanın özü antidemokratiktir. Güvenlik gerekçesiyle aslında oluşturulmak istenen polis devletinin ta kendisidir. Bu da AKP Hükûmetinin sürekli emrinde çalışan, onun talimatlarıyla hareket eden bir polis devleti olacaktır. Dolayısıyla, bunun arkası karanlık ve felakettir. Onun için hep uyarıda bulunduk, yine uyarıyoruz, diyoruz ki: "Böylesine karanlık, toplumu sindirecek olan, özgürlükleri kısıtlayacak olan bu yasadan vazgeçilmelidir.
Yine, bu yasanın özünün demokratik ülkelerdeki kuvvetler ayrılığına da aykırı olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyoruz. Çünkü bununla polis; tekçi bir anlayışla, elinde topladığı yetkilerle, keyfî bir uygulamayla, canının istediği anda herkesi potansiyel suçlu olarak görecek ve -bu insanları-geçmişte sürekli eleştirilen, AKP milletvekillerinin de zaman zaman eleştirdiği 90'lar sürecinin o karanlık, hukuksuz yıllarını tekrar geri getirecektir. Yetkinin âdeta valilerde toplandığı -geçmişte OHAL valilerinin- tekçi bir anlayışla; padişahçı, diktatöryal bir anlayışla yetkinin tekleşerek yürütüldüğü bir süreci tekrardan Türkiye gündemine ve halka dayatacaktır. Ama keşke bunlar yerine biz şu anda demokratik çözüm süreciyle halkımızın ve Türkiye kamuoyunun, bütün halkların özlemini duyduğu barışı, demokratik çözümü, demokratik yasaları, fikir teatisinde bulunarak, bu konuda fırtına yaratarak Meclis gündeminde bunları tartışma ve bunları çıkarmış olma şansını yakalayabilseydik. Ama ne yazık ki bunlar yerine, âdeta çözüm sürecini de zora sokacak olan, bu anlamda darbeleyecek olan bir dayatmanın ısrarla iktidar partisi tarafından yürütüldüğünü ve dayatıldığını görmekteyiz.
Biz, bir kez daha diyoruz ki bundan vazgeçin; daha demokratik, özgürlükçü yasaların tartışılması için bu zemini doğru kullanalım.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)