GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü'ne ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:60
Tarih:21.02.2015

ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Dünya Anadil Günü dolayısıyla gündem dışı söz almış bulunmaktayım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), 21 Şubatı "Uluslararası Anadil Günü" adı altında uluslararası uzlaşıyı, kültürel çeşitliliği desteklemek amacıyla 1990 yılında ilan etmiştir.

UNESCO tarafından yayınlanan Atlas'a göre dünyada 2.473 dil kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya, Türkiye'de 18 dil için bu tehlike geçerli. Yüz yıl içerisinde bir dili konuşacak çocuk kalmayacaksa o dil tehlikede kabul ediliyor. UNESCO tehlike altındaki dilleri "kırılgan", "açıkça tehlikede", "ciddi anlamda tehlikede", "son derece tehlikede" ve "kaybolmuş" kategorileri altında ele alıyor. Dilin kırılgan olması birçok çocuk tarafından konuşulmasına rağmen bu kullanımın ev gibi belirli alanlarla sınırlandırıldığı anlamına geliyor. Türkiye'de de örnekleri Zazaca, Çerkezce ve Abhazca olarak sıralanıyor. Açıkça tehlikede olan diller olarak çocuklar tarafından ana dil olarak öğrenilme oranı oldukça düşük olan Abhazca, Hemşince, Lazca gibi diller gösteriliyor. Ciddi anlamda tehlikede olan diller, toplumun yaşlı kesimi tarafından konuşulan, orta yaşlı kesim tarafından anlaşılan ama çocuklara öğretilemeyen dilleri kapsıyor; bunlar da Gagavuzca, Ladino gibi dillerdir. Son derece tehlikede olan diller, toplumun yaşlı kesimi tarafından nadiren konuşuluyor. Türkiye'de de bu kategoriye giren tek dil Hertevin dilidir.

Değerli milletvekilleri, bizler için her dil değerlidir, önemlidir ve korunmalıdır. Dillerin çeşitliliği, Allah'ın bizlere bahşettiği büyük nimetlerden biridir. Yüce Allah'ın ayette buyurduğu gibi: "Göklerin ve yerin yaratılması dillerinizin ve renklerinizin farklı olması da O'nun varlığının ve kudretinin delillerindendir. Şüphesiz bunda bilenler için elbette ibretler vardır." Bizler farklılığı, renkliliği hiçbir zaman bir tehdit unsuru olarak görmedik. Bizim bakış açımız farklılıkların zenginlik olduğudur. Bunun için, bu zenginliği yaşatmak ve önündeki engelleri kaldırmak için on üç yıldır AK PARTİ durmadan çalışıyor. Öncelikle, on üç yıllık iktidarı süresince AK PARTİ yıllardır süregelen ret, inkâr, asimilasyon politikalarına son verdi. Sadece sosyal alanda değil, her alanda büyük bir demokratikleşme süreci ve hamlesi başlattı. Ana dil konusunda da on üç yılda reform mahiyetinde düzenlemeler, yenilikler gerçekleştirildi. Hayal dahi edilemeyen, konuşulmasından bile korkulan adımları attı.

Neler yaptık bu süreçlerde? Mesela, farklı dillerde yayına izin verdik. TRT Kurdî'yi hayata geçirdik. Artık yirmi dört saat yayın yapan, devletin resmî televizyonu var. Devlet televizyonu aracılığıyla da TRT Haber isminde de Kürtçe bir haber sitesi yayın yapıyor.

2010 yılında ifade ve örgütlenme özgürlüğünün bir gereği olan siyasi propaganda hakkının önündeki siyasal engelleri kaldırdık. Farklı dil ve lehçelerde siyasi propaganda serbest hâle geldi.

İsimlerin önündeki engelleri kaldırdık.

Kamuda Kürtçe ve diğer dillerde tercüman ve çağrı merkezlerini kurdurduk. Ayrıca, çeşitli valilikler aracılığıyla da kamu kurumlarının hizmet kalitesini artırmak için kurulan çağrı merkezlerine Türkçe bilmeyen vatandaşlarla iletişim kurulabilmesi için personel görevlendirilmesi yapıldı.

Eğitim sistemini demokratikleştirdik. 4+4+4'le bu çerçevede, talep hâlinde farklı dil ve lehçelerde seçmeli ders olarak okullarda önlerini açtık.

2002 yılı içerisinde de çıkarılan Üçüncü AB Uyum Paketi'nde resmî dil olan Türkçenin yanında vatandaşların günlük hayatlarında geleneksel olarak kullandıkları farklı dil ve lehçelerde yayın yapılabilmesini mümkün hâle getirebildik.

Aynı yıl içerisinde, farklı dil ve lehçelerin öğrenilebilmesi için özel kurslar açılmasına da imkân tanındı. Yasal değişikliklerle, özel okullarda farklı dil ve lehçelerde eğitimin önünü açtık. Yasaklı harflere serbestiyet getirdik.

En son da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından da Kürtçe olarak Ahmedi Hani'nin "Mem û Zin"i ile Feqiye Teyran'ın "Divan"ı gibi Kürt dili ve edebiyatının klasiklerinden olan önemli bazı eserlerin Kürtçe basımı da yapıldı.

Üniversitelerde Kürt dili ve edebiyatı bölümü de açıldı.

"..."(x)

Türkçesini de söylüyorum...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)