| Konu: | Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 29.01.2015 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 683 sıra sayılı Maden Kanunu'yla ilgili Kanun Tasarısı'nın 15'inci maddesiyle ilgili Cumhuriyet Halk Partisi önergesi üzerine söz aldım, sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, Türkiye bir gariplikler ülkesi. Yani çok acayip, garip olaylar oluyor Türkiye'de. Dehşet verici olaylar var Türkiye'de. Ve ölümler, yurttaşların felaketleri üst üste geliyor ama hiçbir olayın siyasal sorumlusunu bulamıyoruz. Olaylar var, dehşet verici olaylar var ama siyasal sorumluluklar ortalıklarda yok.
Değerli arkadaşlarım, bu garipliklerden bir tanesi de şu: Türkiye, elektrik kesintileri ve elektrik faturaları nedeniyle ayakta. Geçen gün Antalya'da yurttaşlarla yürüyüş yaptık değerli arkadaşlarım. Elimizde meşalelerle karanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisinin karanlığını, yandaş şirketlerin karanlığını protesto ettik ama sadece biz protesto ettik; Enerji Bakanlığı, EPDK seyretti. Hiçbir sonuç değişmedi. Türkiye'de enerji arz güvenliği yok. Türkiye'de üreticiye, sanayiciye, yurttaşa ucuz enerji yok. Elektrik parası ödenmediği için pompalar çalışmıyor; yurttaşın suyu yok, tarlaların suyu yok. Peki, ne var? Elektrik faturalarında yurttaşa kazık var, elektrik kesintileri var, yandaş şirketlere kâr garantisi var değerli arkadaşlarım. Başka ne var? Türkiye'de madenlerde ölüm var, zulüm var, madenlerde yandaşlara rant aktarımı var ama siz öyle bir Enerji Bakanlığı düşünün ki bu tabloda o bakanlığın hiçbir sorumluluğu yok. O görevinin başında tüm enerjisini bu tabloyu izlemek için -yurttaşları değil- şirketleri korumak için kullanıyor. Sürekli yandaş şirketler için özel kanunlar yapılıyor değerli arkadaşlarım.
Maden Yasası 2004 yılında değişti. Sorarsanız, devrim yapıldı o zaman ama uyarıları dinleyen yok. Sonra 2006-2014 arasında 5 defa daha değişiklik yapıldı. Burada bir sorun yok mu? Bu kadar çok kanun neden değişiyor? Çantacılara maden alanlarını kapatanlara yeni olanaklar tanımak için yapılıyor. Adalet ve Kalkınma Partisi bakanları hukuk tanımadığı için bu değişiklikler yapılıyor. Bu nedenle de kanunlar dikiş tutmuyor. Her defasında daha kötü düzenlemeler getiriliyor.
Değerli arkadaşlarım, 15'inci maddeye bir bakın, çelişki var. Diyor ki bu maddede: "Biz bir sahayı toplarız hep beraber, işte terk edilmişse alan yeniden ruhsatlandırırız ama bunun içinde eğer geçerli ruhsatlar varsa, üst üste çakışırsa bu sefer ikisinin arasında ihale yaparız." Kendi verdiğiniz ruhsatların geçerliliğini kendiniz kabul etmezseniz nasıl size güvenecek dünya? Dünya size nasıl güvenecek? Bu işlere giren şirketler nasıl güvenecek? Bunun hukuk güvenliğiyle hiçbir ilgisi yoktur, bu maddenin tümüyle çıkarılması lazımdır; bizden söylemesi.
Şimdi, çok daha ilginç bir şey geldi, dün akşam Başbakan Ahmet Davutoğlu imzasıyla bir tasarı daha geldi değerli arkadaşlarım. Elektrik Piyasası Kanunu'yla ilgili, akıllara ziyan bir tasarı geldi. Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı kendi siyasi ömrünü uzatabilmek için her şeyi satıyor; ormanları, barajları, akarsuları, her şeyi. Dağıtım şirketlerini de sattı, bu kapsamda 12,7 milyar dolara satıldı bunlar. Sattı da ne oldu? Özelleşince güya her şey güzelleşecekti ama öyle olmadı. Yurttaşların faturaları kabarmaya başladı, elektrik kesintileri başladı, yurttaş isyan etti, mahkemeye gitti, "Böyle fatura olmaz, bu şirketler beni soyuyor, adalet istiyorum." dedi, mahkemeler "Evet, burada vurgun var, burada soygun var. Böyle olmaz; bu, haksız, hukuksuz tahsilattır; geri ödensin." dedi ama burası Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiyesi, burada mahkeme kararları uygulanmaz. Ne yapılır? Ayaklar altında paspas yapılır. Seydişehir Alüminyum bunun bir örneğidir. Danıştay kararını uygulamamak için 2 kez kanun çıkardınız, ikisi de iptal edildi. Böyle hukuk devleti olur mu?
Bakın, 305 milyon dolara satılan fabrikanın yanında bedava verilen barajdan satılan elektriğin bedeli neredeyse 2 milyar TL'dir, eski parayla 2 katrilyon lira.
Değerli arkadaşlar, söyleyecek çok şey var ama zamanım bitti. Yazıktır, günahtır; bu ülkeye kıymayın efendiler.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)