GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi
Yasama Yılı:5
Birleşim:42
Tarih:14.01.2015

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 675 sıra sayılı Tasarı'nın ikinci bölümü üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubunun görüşlerini arz etmek için söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, bu yasanın Komisyonda görüşülmesinin bir gece yarısı operasyonu olarak geçtiğini belirtmek istiyorum. Bu tasarının ideal olmadığını Sayın Bakan bu kürsüden dün ifade etti. Yanılıyor muyum bilmiyorum Sayın Bakanım? İdealini engelleyen şeyin biz alışveriş merkezleri olduğunu düşünüyoruz, oranın sermaye sahipleri olduğunu düşünüyoruz. Valilerin olaya "Hükûmetin temsilcisi" olarak katılacağını siz buradan dün beyan ettiniz. Valiler Hükûmetin temsilcisi olarak katılmaz. Belki bir dil sürçmesi olabilir ama insan kalbinden geçeni de ifade ediyor olabilir.

Alışveriş merkezlerinin kendi prestijleri açısından esnafı istemediği burada söylendi dün. İstemez tabii, onların sermayesi yok, onlarla yarış edemez, onlarla boy gösteremez. Bugün Sayın Başbakan açıklamalarında dedi ki... Kaybolmaya yüz tutmaya başlayan mesleklere faizsiz kredi verecekler. Evet, esnaflar kaybolmaya yüz tutan bir meslek grubu. Onun için, bugün yine önümüzdeki yıl 3,5-4 milyar TL olan kredinin artırılacağını söylüyor. Emin olun Sayın Bakan, 3,5 -4 milyar, siz kamu maliyesini bilen bir insansınız, bugün ak saraya harcanan para kadar bir şey değil, içinin tefrişatını da düşünürseniz korkunç bir şey. Yani

alayıvalayla açıklanan şeylerin vatandaş nezdinde ederinin ne olduğu önemli. Sivil toplum kuruluşları ve bu kurumların temsilcilerini dikkate aldığınızda, Hükûmet onları PKK ile uzlaşma açısından ne olarak kullandı? Akil adam. Yani onların söylediklerini, bizlere verdikleri dosyaları şayet yerine getirmiş olsaydınız bunların meseleleri önemli ölçüde çözülürdü. Bunu da yapmadınız.

Bu kanun tasarısıyla ne yapacaksınız? Bu benim deyimim değil, Komisyonda AKP'li üye bir arkadaşımın ifadesi. "Esnafı vahşi kapitalizme teslim ediyorsunuz." Bu benim ifadem değil ama doğru söylüyor. Belki ifade biraz daha farklı olabilir ama tamamen böyle.

Bugüne kadar bu tasarı niye bekledi, on iki senedir, on üç senedir? Ne vardı, niye yapılamadı? Muhalefet de getirmiş. Sivil toplum örgütleriyle "kervan yolda düzülür" babından bir görüşme yapılmış, öyle anlaşılıyor. Temsilciler, PKK'ya karşı -biraz önce ifade ettim- halkın yüreğini yumuşatmak amacıyla daha çok kullanılıyor, kendi mensup olduğu meslek gruplarının temsili Hükûmet açısından o kadar önemli değil, "Onu ben yaparım." diyor.

Şimdi, Anayasa'nın 173'üncü maddesinde "Devlet, esnaf ve sanatkârı koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır." deniyor. Bu tasarının bunu karşılamadığı sizin tarafınızdan da bir başka şekilde ifade edilmiş oldu. Bu tasarı avanta ekonomisine yönelik. Sermayenin esnafı ezmesini engelleyecek ne var bunda Allah'ınızı severseniz? "Yüzde 5'lik yer ayıracaksınız." diyor. Zaten biraz önce söylediniz, "Alışveriş merkezleri onları istemiyor." diyorsunuz. Daha önceki dönemin Başbakanı da demişti ki: "Bunlar bir araya gelsin de -Ne yapsınlar?- AVM kursunlar." AVM'yi kurabilecek olsa zaten bu hâle düşmezler. Şimdi, burada da böyle bir şey var ama esnaf ölüyor, rekabet edemiyor. Üretici AVM'lere teslim olmuş vaziyette, o da işin bu yönü.

Şimdi olaya baktığınız zaman, Denizli'ye bakın, Denizli'de AVM'nin bir tanesi mahkemelik. Bir taraftan da şimdi yeni bir tane imar geçiriyorlar, o da avanta ekonomisine yönelik bana göre. Bir dikkat edin, bir sorun, "Alo" deyin, "Ne oluyor?" deyin. Yani belediye de AKP'nin çoğunlukta olduğu bir büyükşehir belediyesi, Allah rızası için sorun ya.

Şimdi, baktığınız zaman, bu da böyle, bunlara bir şey diyecek hâlim yok. Yani "Yüzde 5'ini ayıracağız." diyor Sayın Başbakan. Önceki Başbakan işte, "AVM'ler bunlar birleşsin, inşaat yapsın." vesaire diyor ama hadi onlar bu işlerin biraz dışında diyelim, bilmiyor diyelim, ya bunu söyletenlerin de mi hiç aklı yok Allah'ınızı severseniz? Ayıp değil mi, günah değil mi, yazık değil mi? Bu ülkenin Cumhurbaşkanına, bu ülkenin Başbakanına bunları söylettiriyorsunuz, birbiriyle tam tezat bir şey bu.

Şimdi, sizin özellikle bir ifadeniz var, onu daha sonra soracağım ama ben esnaf temsilcileriyle görüştüm, aldığım notlarda "iş hacmi daraldı" diyor; doğru, yanlış, siz söyleyin. "Kârlılık azaldı, esnaf zorunlu giderlerini dahi karşılayamıyor, bu duruma düştü, bunun sonucunda da aldığı krediyi ödeyemiyor." diyor. Bunu esnaf temsilcileri söylüyor. "Vergi ve sosyal güvenlik primlerini ödeyemiyor, yatıramıyor, aksıyor ama bunlar düzelmeden de esnaf içinde bulunduğu krizi atlatamaz." diyor. Bu tespitler doğru. Ama nasıl atlatacak esnaf bu krizi? Zaten mevcut esnafın sayısı yarı yarıya azalmış, şehir merkezlerine kondurmuşsunuz, sıkıntı. Nereden bakarsanız bakın, bu sadece esnafı ezmiyor, çevreyi de mahvediyor. Ben "Ya Rabb'im!" dedim, kooperatiften bir kura çektim, evimin önünde park yeri problemi yok, açık, dışarıda bir yerde ama bir gün geldim ki imar planları değişmiş, kazıyı vurmuşlar. Emin olun, eşimin ayağı kırıldı, o ambulans çıktı, geldi, belki yirmi metre dibe, bahçe duvarıma kadar kazdılar, girip çıkamadık. Böyle bir şey olmaz, insanları ezdirmeyin, insanları sıkıntıya sokmayın. Hem avanta ekonomisi çalışıyor, artı, bir de hayat tarzı olarak Türk milletinin bu avanta ekonomisini benimsediğini söylüyorsunuz ama bir de çevreye verdiği zarar, o rezil bir durum. Biz, bu kadar bu gücümüzle, söylediğimizle bu işlerin altından kalkamıyoruz; korkunç bir şey.

Şimdi, bakın, burada bir dizi tedbirler lazım. Ne lazım? Torba kanunda her sene çıkarıyorsunuz, yeniden yapılandırıyorsunuz. Yeniden yapılandırıyorsunuz, bu adam ödese zaten ertesi yıl getirdiğiniz torba tasarıda yeniden yapılandırmazsınız; ödeyemiyor adam, bir daha yapılandırıyorsunuz; faiz alsanız da almasanız da bir daha yapılandırıyorsunuz, ödeyemiyor adam. Buna bir çare bulmanız lazım. Bu sistemde "faizsiz kredi" falan diyorsunuz da silin adamların borçlarını. Sizin dönemizde oldu, sıkıntısı sizin sıkıntınız, bugün içinde bulunduğu durum sıkıntıysa AKP'nin yarattığı sıkıntı.

Şimdi, yeni iş yeri açacak esnaf ve sanatkârdan gelin vergi almayın bir beş yıl, görelim açıyor mu açmıyor mu? Nakliyecilere de denizcilere verdiğiniz akaryakıt desteğinden biraz verin. Ne olacak sanki? Paralel indirimleri onlara da yapın. Esnafın iş yerinde çalışanlara sosyal güvenlik primlerinde esnaf lehine biraz düzenlemeler yapın. Sigortalıların sağlık yardımlarına ulaşmasını kolaylaştırarak daha fazla sigortalının kapsamda kalmasını, bu yardımlardan yararlanmasını sağlayın. Bu onların talepleri.

Sosyal güvenlik destekleme primi konusunda vatandaşların mağduriyetlerini giderici düzenlemeler yapın. Prim ödeme gün sayısını doldurup yaş bekleyen sigortalılara gerekli kolaylığı bir sağlayıverin, bekliyor bunlar, bağırıyorlar. Buradan "Kredi vereceğiz." diyorsunuz, "Hibe vereceğiz." diyorsunuz, öbür taraftan adamın boğazını sıkıyorsunuz.

Gelin, eğitim ve istihdam arasında adam gibi bir köprü kuralım. Çıraklık eğitimi yoluyla iş gücüne imkân temini ve eğitim kalitesinin artırılması konusunda daha fazla destek sağlayalım.

Şimdi, bütün bunlara baktığımız zaman esnaf kredi kooperatifleri aracılığıyla Türkiye Halk Bankasıyla ilgili konuşuyorsunuz. Siz kriz öncesi Halk Bankasını da Ziraat Bankasını da satıyordunuz. Öğrendiniz ki hini hacette böyle bankalara ihtiyaç var, tutuyorsunuz, tutmak zorunda kalıyorsunuz. Bugün Başbakan diyor ki: "Talimat verdim Halk Bankası Genel Müdürüne." Hani liberal ekonomiydi, hani siz liberal ekonomiye inanıyordunuz? Talimat ekonomisi bu. Sanayi falan öldü, esnaf da gidiyor. İnşaat ekonomisi var, bildiğiniz de o.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum Sayın Başkanım. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)