GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:20.12.2014

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; merkezî yönetim bütçesinin 9'uncu maddesi üzerine söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Madde başlığı zaten "Yatırımlar." Ama biraz önceki konuşmamda kaldığım yerden devam edersek... Biraz önceki konuşmamdan AK PARTİ'li arkadaşlar rahatsız oldu ama ben sözün sahibi ne söylediyse onu söyledim, burada hiçbir sıkıntı yok. Ama grup başkan vekiliyle görüştüğümde Sayın Numan Kurtulmuş'un da, bir başka ifadelerle, çok yoğun bir şekilde AKP'ye ağır sözler söylediğini -Genel Başkan Yardımcısı ve Bakan olmadan- işittik. Hatta, bugün İnternet'te Sayın Süleyman Soylu'nun ifadeleri daha... Sormuşlar yine Denizli'de "Böyle böyle söylemiştin, ne diyorsun?" diye, cevapsız bırakmış, yüzünü öbür tarafa çevirmiş. Bunun videosunu göstermenin falan bir anlamı yok şimdi şu aşamada.

Şimdi, Sayın Bakanım, siz Kabinede -biraz önce de söyledim, diğer AK PARTİ'li arkadaşlar alındılar ama- ekonomiyi iyi bilenlerdensiniz bunların içinde, mukayese ettiğiniz zaman. Bunda bir sıkıntı yok, ben söylemekten de sıkıntı duymuyorum. Haa, bunun tersini düşünüyorlarsa, rahatsız oluyorlarsa ona bir şey demem söz konusu değil.

Bakın, bütçenin girişinde amaçları şöyle sıralıyorsunuz: "Enflasyonla mücadeleye kararlılıkla devam etmek, cari açığı tecridi olarak düşürmek, büyümenin potansiyel seviyesine çıkarılması için gerekli olan politikaları uygulamak, yurt içi tasarrufları artırmak, belirsizlik ortamının ülkemize etkilerini asgari düzeyde tutmak, dışsal şoklara karşı dayanıklılığı artırmak." Şimdi, bunları ana başlıklar hâlinde sayıyoruz da ben Sayın Bakan, siz bakan olduğunuzda, o yıl, biliyorum ki burada, bu kürsüde yine konuşurken tasarrufların çok sıkıntılı olduğunu söyledim; ülkenin, tasarrufların çok kötüye gittiğini, ileride bizi hakikaten sıkıntıya sokacağını söyledim. Şuradan kinayeli bir şekilde alkışlarınızı da bugünkü gibi hatırlıyorum. Eğer tutanaklara bakarsak benim o gün tasarruflarla ilgili söylediklerim kayıtlarda mevcut ama bugün başımıza geldi. Ben o gün söylediklerimden benim söylediklerim doğru çıktı diye zevk almıyorum, ülke çekiyor.

Şimdi, burada tasarrufların artırılmasıyla ilgili konuşuyorsunuz. Tasarrufları yüzde 24'lerden özel kesiminkini yüzde 9'a, kamu kesimininkini de yüzde 12'lere falan düşürdünüz, o civara geldi, şimdi de artırmaya gayret ediyorsunuz. 2017'nin sonunda, sanıyorum, 19'a falan çıkarmayı düşünüyorsunuz, inşallah çıkarırsınız, çıkarmanızdan mutluluk duyarız çünkü tasarrufun bir tarafı da yatırım neticede. Ama üç seferdir yatırımlarla ilgili sorduğumuza cevap vermiyorsunuz ak sarayla ilgili. İsmimi bile zikretmediniz, "sayın" demeniz falan şey değil, cevap verirken demediniz bu sefer. Şimdi ama hakikaten bu sıkıntılı bir iş. Bunu tenkit etmek için, alındığım için falan söylemiyorum, işi ciddiye aldığımız için söylemek istiyorum.

Şimdi, bütçeyle ilgili, biraz önce de söyledim, "Bunlar birer tahmindir." falan diyorsunuz da hakikaten harcamalar hedeftir, tahmin değil. Tahmin olan gelirlerdir. Şimdi, faiz dışı harcamalar, bakın, hemen ona gireyim. "Gelir-gider bütçesi dengesiyle ilgili olarak orta vadeli hedeflere ulaşılmasını sağlamak." diyorsunuz. Bu açıdan bütçeye bir bakalım: Bütçe açığı 2014 yılının on bir aylık döneminde, bir önceki yıla göre tam 8,5 kat artarak 11,3 milyar TL'ye yükselmiş, faiz dışı fazla ise yaklaşık 10 milyar TL azalmış. Demin yukarıdakileri söyledik ya, sizin hedeflerinizi, bu onlara paralel bir şey değil, tam tersi. 2013 Ocak-Kasım döneminde 1,2 milyar Türk lirası açık veren bütçe 2014 Ocak-Kasımında 11,3 milyar TL açık veriyor. 2013 yılı Ocak-Kasımda 46,8 milyar TL faiz dışı fazla vermişsiniz, 2014 yılı Ocak-Kasımında 37,1. Yani söylediklerinizin tam tersi bir gelişme var. 2014 yılı Ocak-Kasım döneminde vergi gelirleri geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 7,4 artmış, faiz hariç bütçe giderleri yüzde ne artmış? 12,8 artmış.

Peki, ya yatırımları ne hâle getiriyorsunuz, bir de ona bakalım. "2015 Yılı Programı Genel Ekonomik Hedefler Ve Yatırımlar" -her sene basılır- başlıklı belgede yatırım harcamalarında artış öngörülmüyor. Yatırım harcamaları 2014'te yüzde 15 azalıyor, toplam harcamalar içindeki payı yüzde 10,7'den yüzde 8,7'ye geliyor. Toplam sabit sermaye yatırımlarına baktığınızda, bu bütçe değil, "2014'te 1,8 reel azalıyor." diyorsunuz, 2015'te de yüzde 4,2 artış öngörüyorsunuz. Bu nasıl olacak? Enerjide 3,7 azalış var, eğitim yatırımlarında 8,6 azalış var, sağlıkta 7,9 azalış var. Neyi artırıyorsunuz? Konutu yüzde 6,8; çarpıcı, imalat sanayisini yüzde 8,2 artırıyorsunuz. Kamunun sabit sermaye yatırımlarına baktığınızda...

Sayın Bakan, benim söylediklerim doğru ya. Sıkıntı olmaz, sen merak etme, onda sıkıntı olmaz.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - "Çek edelim." diyor ya. Rahat ol sen.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - 2015 yılında eksi 2,1 azalmasını öngörüyorsunuz kamu sabit sermaye yatırımlarının. Enerji yatırımları sabit fiyatlarla 2015'te -kamu yalnız- yüzde 15,1 azalacak, ulaştırma yatırımları yüzde 20,1 azalacak. Hani enerji, ulaştırma öncelikli alanlardı, ne oldu? Eğitim yüzde 7, sağlık da 7,2 ne yapacak? Azalacak.

Gel, bir de özel sektör sabit sermaye yatırımlarına sabit fiyatlarla bakalım. 2014'te yüzde 2,1 azalmış, 2015'te 6,1 artmasını öngörüyorsunuz. İmalat sanayisinde yüzde 8 artış öngörülüyor, ulaştırmada 13, konutta 7. İnşallah diyelim. Sanayi üretiminin, ihracat pazarlarının ve iç pazarın durumu meydanda. Faizler, kurlar, uluslararası belirsizlik ortamı malum. Bu ortamda özel kesime yüzde 6,2 özel kesim yatırım büyümesini öngörmek hayalden de öte, umut tacirliği.

Geçenlerde, iyi bir hoca, siz de tanıyorsunuz, yurt dışına çalıştığı şirketle ilgili fon aramaya gidiyor, "Allah'ını seversen, sen olsan verir misin şu ortamdaki durumda?" demişler.

Sayın Bakan, siz dışardan da bu işin nasıl algılandığını iyi zamanda da bilirsiniz, kötü zamanda da bilirsiniz. Bugün fevkalade iyi olduğunu söylemeniz falan mümkün değil. Söylerseniz doğruyu söylememiş olursunuz. Şimdi, olaya böyle bakıyorum.

Bir de bakın, özelleştirmeyi ne için yapıyoruz biz Sayın Bakan? Biri, verimliliği artıracaksın. İkincisi, rekabeti artıracaksın. Gel şimdi, Başkent Doğalgazın özelleştirilmesine bak. Şöyle yaptınız, böyle yaptınız falan demeyeceğim. Ben gaz alacağım, alamadım, bu zamdan önce. Açtım EPDK Başkanına, "İlk defa sizden duyuyorum." dedi. vallahi Allah çarpar, telefon "tape"lerini isterim yani Allah çarpar. Açtım şirkete, şirkette muhatap bulamadım. Şimdi, açtım, dedim ki Özelleştirme İdaresi Başkanına: "Siz bunlara bir imtiyaz falan verdiniz mi? Sözleşmede benim atladığım bir şey var mı?" Allah'ı var, "Böyle bir şey yok." dedi, hakikaten de tamam.

Şimdi, "BAŞKENTGAZ kötü yönetiliyor." diyordunuz, kötüden kötünün kötüsüne gidiyor, vatandaş alamıyor. Şimdi, rekabet etme şansı yok, özelleştirmenin amacı... Niye milletin başını tutuveriyorsunuz, özel sektör istediği gibi zam yapıyor canım? Böyle bir şey olabilir mi? EPDK nasıl düzenliyor bunu? Vatandaşın aleyhine düzenliyor. Bana dediler ki: "Ya, stok yapıyorsundur." Ya, Allah'tan korkun dedim, on sekiz senedir aynı evde oturuyorum, ortalama kullandığım doğal gaz miktarı belli. Nasıl vatandaş bunu yapacak? Benim evim büyük, ben yine fazla kullanıyorum da, hadi stok diyelim, Allah'ın garibanı gecenin bir yarısı -bitecek gece on ikide, nasıl ısınacak- nasıl gidecek de Maltepe'de, bilmem nerede gaz alacak da taksiyle mi gelecek? Arabası yok, zaten rezil olmuş bir vaziyette. Yani bir düzenleme yaparken, bir beladan kurtulurken vatandaşı bir belanın önüne koyuyorsunuz. Böyle bir şeyin olması mümkün değil.

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sayın Ayhan, Genel Kurula konuşsanız...

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Bakın, siz Denizli'ye de düşmansınız, öyle söylediniz, şimdi de böyle söylüyorsunuz. Bunu şunun için söylüyorum, bir başkan vekili bana dedi ki: "Ya, lütfen Genel Kurula hitap edin." "Ya, o Sayın Bakan Genel Kurulun mensubu değil mi?" dedim; şimdi, bu Başkan Vekilimiz biliyor onu.

Şimdi ama bu doğal gazda bunun vebali sizin üstünüzde Sayın Bakan, Özelleştirme Kurulundasınız, takip etmek mecburiyetindesiniz. Piyasanın sıkıntılı olduğunu biliyoruz, uluslararası piyasaları biliyoruz ama eğer altında imzanız varsa, bu özelleştirme yapıldıysa, vatandaş doğal gazı 10 liralık fazla alamıyorsa bunun vebali... Çarpılırsınız, öbür dünyada da bunun hesabını vereceksiniz, böyle bir şey olmaz. Şimdi, nereden bakarsanız bakın, burada bir sıkıntı var.

Bir başka şey: Bakın, her seferinde torba yasa, "Şu kadar topladık, şu kadar ettik, şu kadar harcadık." söylüyorsunuz. Ya, her seferinde sosyal güvenlikle ilgili -geliri yarın konuşuruz da- bu vatandaş ödese niye bu torbada dönüp dönüp af getiriyorsunuz? Hâli vakti iyi, fevkalade, cebinde para var, geziyor, ediyor. Mümkün değil, her sefer çıkarıyorsunuz her sefer ödeyemiyor vatandaş. Yine bir torba daha getiriyorsunuz. Burada torbada söyleyeceğim şey şu, torbada siz çok çekiniyorsunuz, orada bir hüzünlü hâle geliyorsunuz konuşurken, ilk bakan olduğunuzda bir yemin etmediğiniz kaldı, ben bütçeyi hatırlarım -yani tam bire bir motamot söyleyemem ama mealen söylüyorum- "Bu çok kötü bir şey, bunun böyle olmaması lazım, usule de uygun değil, doğru da değil..."

PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU BAŞKAN VEKİLİ SÜREYYA SADİ BİLGİÇ (Isparta) - Sıkıntı yok, hâlâ söylüyoruz. İç Tüzük...

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Hâlâ söylüyor da o zaman bunun inandırıcılığı kalmaz. Ben, hakikaten bakanların içinde sizin diğerlerinden daha iyi iktisadı bildiğinizi biliyorum. Mesela bugün, Sayın Kurtulmuş'un önce söylediğiyle şimdi söylediklerini mukayese ederseniz, gerçi gitti, o başkan vekili biraz önce çok hiddetliydi ama yani bir yere koyamazsınız. Sizin hiç olmazsa kendi şeyinizle bir iç tutarlılık oluyor. Şuraya gittiğimiz zaman da "Ya siz de şu konuda haklısınız." diyebilecek duruma geliyorsunuz.

Yalnız, bu ak saray işinde bana cevap vermediğin müddetçe iki elim yakanda. Ne zaman olursa, bakanlığı da bıraksan, siyaseti de bıraksan nasıl atlatmaya çalışırsan da çalış iki elim yakanda. Bir, bunu milletten saklamayın. Bu millet perişan, bu milletin durumu iyi değil. Bakın, bunu çok net ve açık bir şekilde söylüyorum.

Şimdi, "Cari açığı düşürdük." diyorsunuz. Tamam, düşürdünüz, cari açık düşüyor. Büyüme nerede? Allah rızası için bir söyleyin. Yüzde 9'dan kaça geldi büyüme? Ha, şimdi büyümenin bir de tamamını nereye yüklüyorsunuz? Tarıma yüklemeye başladınız. Bunun kabahati de ya "Çiftçide kabahat var." diyeceksiniz ya da bir taraftan "Cenabıhak yağdırmadı, bir sıkıntı, kuraklık." falan diyeceksiniz ama TÜİK'in başkanı bizim mesai arkadaşımız. Allah'ı var, millî gelirde sizi rahatlatacak bir işin daha içinde. Biz zenginmişiz de haberimiz yokmuş onun ifadelerine göre. Muhtemelen, siz benzer bir ifadeyi kullanmazsınız, onu da biliyorum ama şimdi, hakikaten de sıkıntılı bir -ne var- durumu var vatandaşın.

Enflasyonla mücadelede yüzde 18'lerden yüzde 9'lara geldiniz, bakın orada bocalıyorsunuz. Dün söyledim ben, siz yoktunuz. Marttan itibaren biz söyledik: "Ya, burada sıkıntı var, büyümede, işsizlikte, enflasyonda sıkıntı olacak." Büyümenin daraldığı bir yerde işsizliğin düşmeyeceği belli değil mi ya? Bunun aksini kim söylerse söylesin, isterse muhalefette birisi söylesin isterse iktidarda biri söylesin, bunun olmayacağı belli değil mi ya?

Şuraya ben geldim, şu kürsüden hiç kendime suç teşkil edecek bir şey söyledim mi? Ama, doğru bildiğimi de adam gibi söylemek mecburiyetindeyim.

Ben sana diyorum: Doktorayı aldın Denizli'den. Şu faizden mi gitti önceki Bakan? Faiz lobisi mi, yoksa ne lobisi? Saat lobisi mi, Bakara makara mı? Bunları da millete söylemek zorundasınız, millet de bunları bilecek. Ha, burada muhalefetten biri gelip bir şey söylüyor, ağırınıza gitti mi hurra yüklen. Yok, o kadar da uzun değil, herkes her bildiğini söyleyecek.

Ben çok teşekkür ediyorum Sayın Başkan. Genel Kurula saygılar sunuyorum.

Teşekkür ederim. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)