GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:35
Tarih:20.12.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bildiğiniz gibi, Suriye'de yaşanan iç savaş ve IŞİD teröristlerinin Kobani'ye yönelik saldırıları neticesinde Suruç ilçemiz başta olmak üzere bölgeye yakın tüm illerimize çok sayıda Kobanili insan göç ederek gelmek zorunda kalmıştır. Üç ayı aşkın bir süredir IŞİD saldırılarına direnen Kobani, koalisyon güçlerinin de desteğiyle IŞİD çetelerini büyük oranda püskürtmüş olmasına karşın çatışmalar çeşitli yoğunlukta devam etmektedir. Buna karşın Kobani kentinde büyük yıkımlar gerçekleşmiş, evlerin birçoğu kullanılamaz duruma gelmiştir. Dolayısıyla, Kobanililerin bir süre daha başta Urfa, Suruç olmak üzere çevre illerde barınmak zorunda kalacakları açıktır.

Değerli milletvekilleri, AFAD'ın kendi tespitlerine göre 190 bin kişinin sınırlardan içeriye girdiği bilgisi verilmesine rağmen AFAD'ın bu insanları barındıracak ve doyuracak bir çalışmaya girmemiş olması çarpıcıdır. Zira, Suruç ilçesinde toplamda 2 AFAD kampında 6.100 kişiye hizmet verildiği bilgisini Meclis İnsan Hakları Komisyonunun hazırladığı raporda da görmek mümkündür.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Mültecilerin Hukuki Statülerine İlişkin Sözleşme 28 Temmuz 1951 tarihinde Cenevre'de imzalanmış ve 22 Nisan 1954 tarihinde yürürlüğe girmiştir ancak bildiğimiz gibi Türkiye bu sözleşmeye coğrafi çekinceler koymuştur. Bu nedenle, bugün Suriye'den gelen insanlar mülteci statüsünde değillerdir. Dolayısıyla, bu insanların barınma, eğitim, sağlık gibi ihtiyaçlarının karşılanmasında güçlü bir mevzuat bulunmamaktadır. Bu nedenle, insani yardım, şefkat, hoşgörü, misafir gibi muğlak kavramlar çerçevesinde oldukça sınırlı hizmetlerden söz edebiliyoruz.

Kobanili sığınmacıların barınmaları çok büyük oranda yerel yönetimlerin duyarlılığı, sivil toplum kurumlarının ve bölge vatandaşlarımızın fedakârlıklarıyla sağlanabilmektedir. Geldiğimiz noktada Kobani halkının kış aylarının da zorunlu kıldığı birçok acil ihtiyacı, özellikle savaşın ağır travması altında kötü şartlarda yaşamaya çalışan çocuklar var.

Değerli milletvekilleri, bu bağlamda, öncelikle barınma ve sağlık konularında acil ve nitelikli düzenlemeler gerekmektedir. Sığınmacılar arasında bulunan gebe kadınların, çocukların, kronik hastalığı olanların, engellilerin, bakıma muhtaç olanların ve bulaşıcı hastalığı olanların bir an önce tespiti gerekmektedir. Barınma koşulları göz önünde bulundurularak bulaşıcı hastalıkların yayılma riskine karşı önlemler alınmalı ve 0-2 yaş grubunun tespit edilip mama, süt ve çocuk bezi takibinin düzenli yapılması, çocukların rutin aşı takviminde yer alan tüm aşıların yapılabilmesi için sağlık konusunda gerekli teknik ve personel yetersizlikler giderilmelidir.

Değerli milletvekilleri, sağlık sorunları bağlamında değinmek istediğim bir diğer konu, yerlerini yurtlarını DAİŞ çetelerine karşı savunurken yaralanan ve tedavi amacıyla Türkiye'ye gelen Kobanili direnişçilerdir. Kobani'de yaşanan çatışmalarda yaralanan ve resmî ambulanslarla sınırdan getirilerek Urfa'daki devlet hastanelerinde tedavi edilerek taburcu olan 6 yaralının bir evde tedavi ve pansumanları devam ederken, insani amaçla kendisine ait evini açan bir vatandaşımız ve bu yaralılara refakat eden 3 refakatçi güvenlik güçlerince 2 Aralık 2014 tarihinde gece yapılan baskınla gözaltına alınmış, savcılık sorgusu sonucunda 3 refakatçiyle 2 yaralı serbest bırakılmıştır. Ancak, 4 yaralı ve ev sahibi Mustafa Çiçek adlı vatandaşımız da tutuklanmıştır.

Değerli milletvekilleri, yaşadığı yeri çetelere karşı savunurken yaralananlara ilişkin Türkiye'nin gözaltı ve tutuklama biçiminde uygulamalara girmesi gerek Cenevre Sözleşmesi'nin hasta ve yaralılara ilişkin ilkelerine ve gerekse Türkiye'nin IŞİD çetelerine karşı koalisyon güçleriyle iş birliği taahhüdüne gölge düşürmektedir. Kobanili sivil sığınmacılara yönelik barınma sorunlarının giderilmesi konusunda daha kapsamlı uygulamalar geliştirilmeli ve barınma yükünü büyük oranda üstlenmiş bulunan yerel yönetimlere merkezî bütçeden teşvik edici ekonomik destekler sağlanmalıdır. Ayrıca, yurtlarını savunan Kobanili direnişçilerden yaralananların tedavisinde kolluk güçlerinin keyfî idaresinin de engelleyici uygulamalarına son verilmesi gerektiğini belirtiyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)