| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 19.12.2014 |
MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; tasarının "Gerektiğinde kullanılabilecek ödenekler" başlığı altındaki 5'inci maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu maddede personel giderlerini karşılama, yedek ödenek, yatırımları hızlandırma ödeneği, doğal afet giderlerini karşılama ödeneği var. Sonuncusunu yani doğal afet giderlerini karşılama ödeneğini dışarıda bırakırsak diğerlerinin burada yer alması, bütçe kanununda yer alması hususu uygulamada bir pratiklik getirme açısından bir fayda sağlayabilmekle beraber, ancak bunun 5018 sayılı Kanun'un ruhuna aykırı olduğunu ifade etmek istiyorum. Neden? Çünkü, yatırımları hızlandıracaksanız, eğer ilave ödeneğe ihtiyacınız varsa, demek ki yerini bilmiyorsunuz, nereye koyacağınızı bilmiyorsunuz; birincisi bu. İkincisi, önceliklerinizi bilmiyorsunuz. Sonra, biraz önce Sayın Bakana iki defa, iki maddede de sordum "Buradan ak saraya ödenek verildi mi?" diye, cevap alamadım. Belki "Zaman yetmedi." diyebilir ikisinde de ama... Özellikle sormak istediğim husus şuydu: Ben 1980'den beri bütçeyle uğraşan bir insanım. Bu yatırımları hızlandırma, yedek ödenek vesaire, her zaman bütçelerde olagelen şeyler -5018 sayılı Kanun sonradan çıktı- ama bu olay çok hassasiyeti olan hususlarda... Biraz önce Sayın eski Maliye Bakanımızla da görüştüm yani barajların tamamlanmasına çok az bir şey, ödenek yetmemiş, hemen devreye alacaksınız, enerji projeleri vesaire, çok ihtiyaç hasıl olan hususlarda kullanılmak üzere bu maddeler kullanılırdı eskiden. Yüksek Planlama Kurulundan, Planlamadan da ne vardı? Buna onay verilirdi, konuşulurdu.
Şimdi, tabii, buraya baktığınız zaman, ben olayın ciddiye alınıp alınmaması hususuna biraz üzüldüm. Burada ben yanlış anlamadıysam -ki benden önce bizim sözcümüz, arkadaşımız konuşurken ifade etti- "iş olsun" kabilinden burada birtakım, usulle ilgili görüşmelerin yapıldığı hususunun zikredilmesi veya buna yönelik bir şeylerin ifade edilmesi hiç hoş olmadı.
Bir diğeri, Sayıştayla ilgili husus. Zaten Sayıştayla ilgili hususta benim şahsen çok üzüntü duyduğum, "tape"lerden ortaya çıkan, Sayıştay mensuplarının, uzmanlarının, yöneticilerinin neresinin nasıl kırık olduğuna varan sözler hakikaten son derece nedir? Üzüntü vericidir. Sayıştay, haddizatında, bu ülkenin hakikaten kurumsal yapısı fevkalade güçlü bir organizasyonu idi. Ancak, son yıllardaki değişiklikler ve uygulama biçimi bunu ne yaptı? Sıkıntıya soktu.
Diğer hususlara gelince: Zaten personel giderleriyle ilgili hususları yandaş sendikalarla, verdiğiniz bir ücretle bağlıyorsunuz, bunda hiçbir sıkıntınız olmuyor. O zaman, böyle bir personel giderine neden ihtiyacınız var? Kendiniz de sıkıntı duyuyorsunuz "Bunu karşılayamam." diye. Bu daha önce vardı, yok değildi. Bu açıdan da ben Hükûmeti çok büyük bir tenkide maruz bırakmayacağım.
Yalnız, şöyle bir husus var: Hükûmetin ekonomi kadrosunda bir arıza var. 2017 yılı millî gelirini 970 milyar dolar olarak Sayın Başbakana açıklattılar; bakanlar arkasına, yanına dizildiler, bunu söylediler. Fakat daha önce hedeflere baktığınız zaman, orada da 2018 yılı için millî geliri 1,3 trilyon diye ifade ettirdiler. Şimdi, bu aradaki çok büyük farkı, hem de G20'ye giderken, G20'nin liderliğini alacakken... Dünyanın neresine giderseniz gidin, eğer "Bu hataydı, biz bunu yanlış söyledik, revize edeceğimiz bir rakamdı." diye tevil yoluna değil, gerçekten ifade etmiyorsanız yurt dışında hafife alırlar, adama "deli" derler. Ben, şahsen böyle bir şeyi Sayın Başbakana, Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanına yakıştırmam. Neticede Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı. Olayı bu türlü değerlendirdiğinizde gerçekten ekonomi yönetiminde çok büyük arıza olduğunu ifade edebilirim.
Sayın Bakan, belki alanınız veya değil ama şunu ifade etmek istiyorum, Maliye Bakanı olsa soracaktım: Gerçekten, bu faiz meselesinde Hükûmetin, içindeki problemi, Hükûmetin, ekonominin farklı kanadındaki insanların faizler konusundaki düşüncelerini netleştirmesi lazım. Farklı düşünebilirler ama biri, Merkez Bankası Başkanını sokakta odunla dövmedik hâle bırakacak, bir başkası da farklı şey söyleyecek. Bunun, Türkiye'nin yurt dışında güvenilirliğine ekonomik anlamda bakılması açısından çok büyük sıkıntılar ortaya koyacağını söyledim.
Ben burada geçen, Ekonomi Bakanına söyledim. Sizden iki önceki bakan da Merkez Bankasıyla aynı şekilde didişti, söyledi, faiz diye diye gittiler dedim. Bana oradan laf atıldı, dedi ki: "Faiz lobisi götürdü." Hâlbuki önceki bakanı -ben dedim, siz biliyorsunuz, ben tekrar etmek istiyorum- faiz lobisi götürmedi ama ne lobisinin götürdüğünü sizlerin takdirine bırakıyorum. Gecenin bu saatinde farklı farklı konuşmanın bir anlamı yok.
Benim sizden hassaten ricam Sayın Bakan, bu konuda Hükûmetin ciddiyeti ele alması lazım. Bakın, ne kadar hassasiyetle rakamlar nereden nereye çıkıyor? Şimdi, akşamın bu vaktinde rakamlara boğmak istemiyorum ama baktığınız zaman, sizin 2015 yılı makroekonomik hedeflerinizin şimdiden kadük olduğunu çok net ve açık bir şekilde söyleyebilirim.
"Hangi hedefler?" diyeceksiniz? Enflasyon, işsizlik... Başka ne söyleyeceğiz? Faizde ne diyorsunuz bilemem, onu siz arkadaşlara aktarın ama bunun dışında da baktığınız zaman, gerçekten büyüme zaten hangi aşamada görüyoruz, büyümenin ne hâle geldiğini görüyoruz. Büyümenin bu duruma düşmesi işsizliği ne yapar? Yukarı doğru çeker, bunu zaten herkes bilir. Ben mart ayında söyledim düşük büyümeyle çift haneli işsizlik gelecek diye. Yani biz burada konuşurken ileriki aşamalarda bizim söylediklerimizin de kamuoyu tarafından ve ekonomi çevreleri tarafından test edildiğini, edileceğini biliyoruz. Dolayısıyla bu hâle geleceğini biliyorduk ve onun için bugün tekrar geri dönüp baktım ne dedik, ne diyeceğiz diye. Söylediklerimize inanmadınız ama söylediklerimiz oldu. Bugün enflasyonla ilgili geldiğiniz nokta, işsizlikle ilgili geldiğiniz nokta, faizlerle ilgili geldiğiniz nokta, büyümeyle ilgili geldiğiniz nokta... Diğer ekonomik verilerle baktığınız zaman... Biraz vergiyle ilgili, harcamalarla ilgili konuşacaktım ama sizin alanınızın biraz dışında, ben Sayın Maliye Bakanı geldiğinde onları söylerim ama bir şeyi sordum: Bu yatırımları hızlandırma ile yedek ödenekten eğer bu kaçak saraya, ak saraya, şaşaaya kaynak aktardıysan vicdanen rahat mısın, Ermenek'teki çocuğu madende vefat eden amcanın o ayakkabısını gördükten sonra? Bunu sormak istemiştim. Yoksa bizim işi ekonomik anlamda, ekonomik boyutuyla herkesten daha iyi sayın bakanlarla tartışacağımızı, onlara neler söyleyebileceğimizi gerek sizin grup gerek bürokrasi gerek kamuoyu bilir ama üzüldüğüm nokta, gerçekten bu paraların milletin parası olduğu. Milletin durumu gerçekten bildiğiniz gibi değil, sıkıntılı. O kaçak saraya harcadığınız para Ermenek'te, Soma'da özel odalar yapılarak insanların hayatlarının tasarruf edilmesine, korunmasına neden olurdu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Bunu ifade etmek istiyorum.
Ben önümüzdeki maddelerde de konuşacağım, o zaman da diğer hususlara değineceğiz inşallah.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İyi akşamlar diliyorum herkese, sağ olun.