| Konu: | 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 33 |
| Tarih: | 18.12.2014 |
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağlık Bakanlığımızın 2015 yılı bütçesinin Genel Kurula sunumu için söz almış bulunuyorum.
Konuşmama Sağlıkta Dönüşüm Programı'na on iki yıl boyunca büyük katkı sağlayan, destek veren tüm milletvekillerimize teşekkür ederek başlamak istiyorum. Yine, bugün aramızda olmayan, ebediyete intikal etmiş arkadaşlarımıza da Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum.
Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın gerçek kahramanları olan doktorlarımıza, hemşirelerimize, bütün sağlık çalışanlarına ve büyük fedakârlıklarla hizmet bayrağını taşıyan değerli sağlık yöneticilerimize huzurlarınızda teşekkürü bir borç biliyorum.
Hiç şüphe yok ki bu süreçte en büyük teşekkürü halkımız hak ediyor. Bu millet, bu asil millet kendisine sunulan hizmeti büyük bir kadirşinaslıkla destekledi; her seçimde arkamızda durarak, bize güç vererek bu desteği her geçen gün artırarak devam ettirdi. Bu sayede büyük dönüşümü gerçekleştirmemiz mümkün oldu. Hizmetlerin en iyisine, en güzeline layık olan aziz milletimize de huzurlarınızda teşekkür ediyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, "İnsan, önce insan." diyerek yola çıktık ve devasa dönüşümü başardık. Bu devasa dönüşümü çok sayıda rakamla anlatmak mümkün, ancak ben konu iyi anlaşılsın diye, süremin de sınırlı olması nedeniyle size sadece bir rakam vereceğim, tek bir rakam ama biliyorum ki bu rakama hep birlikte "Evet." diyeceğiz.
Dünya Sağlık Örgütü, en önemli sağlık göstergesi olarak doğumda beklenen yaşam süresini kabul ediyor. Dünya Sağlık Örgütü 2014 yıllığına göre, Türkiye'nin de dâhil olduğu orta üst gelir grubu ülkelerde 2000 yılında doğumda beklenen yaşam süresi 71, üst gelir grubu ülkelerde ise 76 idi. TÜİK, ülkemiz için bu rakamın orta üst gelir grubu ülkelerin ortalamasıyla aynı, yani 71 olduğunu söylüyor. Dünya Sağlık Örgütü, 2014 yılında, 2012 yılı için orta üst gelir grubu ülkelerde doğumda beklenen yaşam süresini 74'e yükseltirken, iftiharla söylememiz gerekir ki, ülkemizde bu rakam 76,88'e, yani 77'ye yükseldi. Üst gelir grubu ülkelerin ortalaması ise 79. En önemli sağlık göstergesi açısından dün orta üst gelir grubu ülkeleriyle aynı seviyedeydik, bugün üst gelir grubu ülkelerini yakalama sınırındayız. Nereden nereye geldiğimize hep birlikte şahit olduk.
Değerli milletvekili arkadaşlar, şimdi Sağlıkta Dönüşüm Programı ile neler yaptığımızı bundan sonra neler yapmayı planladığımızı anlatmak, kısaca özetlemek istiyorum. Elbette yürüttüğümüz bu devasa dönüşüm programını bu kısa zaman diliminde anlatabilmem de çok mümkün olmayacak.
Ülke genelinde yenidoğan tarama programlarını yaygınlaştırarak genişlettik. İşitme taramasını okul çağı çocuklarında da yaygınlaştırıyoruz. Okul öncesi çocuklarda kırılma kusuruna yönelik görme taramasını yine yaygın bir şekilde uyguluyoruz. Koruyucu ağız diş sağlığı hizmetlerini geliştiriyoruz. 2014 yılında 5,6 milyon ilkokul öğrencisine ve 2 milyon yetişkine diş bakım seti dağıttık. 72 ilde 986 yatakla anne oteli hizmetini milletimizin hizmetine sunduk. Birinci basamak sağlık tesislerini yeniliyoruz. Bu tesislerimizi modern sağlık merkezleri hâline dönüştüreceğiz. Aile hekimliği ile birinci basamak sağlık hizmetlerini güçlendirdik. Aile hekimi başına düşen nüfusu 2017 yılına kadar inşallah 3 binlerin altına indirmeyi hedefliyoruz. Aile hekimliğinde uzmanlık eğitimini teşvik ediyoruz. Görüntüleme merkezlerini, hizmetlerini yaygınlaştırıyoruz. Aile sağlığı merkezlerini diyetisyen, psikolog, sosyal çalışmacı, çocuk gelişimcisi gibi personellerle desteklemeyi planladık.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, sağlığın korunması için kapsamlı programlar hayata geçirdik. Kalp damar hastalıkları, kanser, diyabet, solunum yolu hastalıkları başta olmak üzere, belirli hastalıklar için ulusal programları uygulamaya koyduk. Sağlıklı beslenme ve obezite danışma birimleriyle 130 bin kişiye ulaştık. Daha az şeker ve tuz tüketimini teşvik eden programları geliştiriyoruz. Özellikle tütünle mücadelede Hükûmetimizin sergilemiş olduğu kararlılık sayesinde ülkemiz model bir ülke hâline geldi. Önümüzdeki süreçte uyuşturucuyla mücadelede de, yine Sağlık Bakanlığı ve diğer bakanlıkların dinamikleriyle, inanıyorum ki uyuşturucu mücadelesinde de dünyaya örnek olacak başarıları hep birlikte sağlamış olacağız. Ruh sağlığı hizmetlerini toplum temelli olarak geliştirmeye devam ediyoruz. Bağımlılıkla mücadele için Hükûmet olarak uyuşturucu ve uyuşturucu bağımlılığı merkezleri yani TUBİM'leri kurduk. Tedavi merkezlerinin sayısını ve etkinliklerini artırıyoruz. Bu kapsamda Sayın Başbakanımızın katılımlarıyla 1'inci Uyuşturucu ile Mücadele Şûrası'nı gerçekleştirdik. Dünya Sağlık Örgütüyle iş birliği içinde Batı'daki uygulamaları örnek alan geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulamaları altyapısını tamamladık. İçme ve kullanma sularının kontrolünü sağlıyoruz ve bu önümüzdeki süreçte, yerel yönetimlerle birlikte entegre bir şekilde, kamuoyunun da her musluktan akan suyun kalitesini İnternet ortamında izleyebilecekleri noktaya taşımayı planlıyoruz. Halk sağlığı tehditlerini Erken Uyarı ve Yanıt Sistemi'yle kaynağında kontrol ediyoruz. Bulaşıcı hastalıkların gözetimi ve kontrolüne hız verdik. Bu kapsamda Ebola ve MERS virüsü hastalıklarına yönelik acil eylem planları hazırlayarak gerekli tedbirleri aldık ve ülkemiz bu anlamda risk alanında her türlü tedbiri alan ileri ülkeler arasında.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, kısaca tedavi hizmetlerinden de bahsedecek olursak, vatandaşlarımızın sağlığa erişim sorununu ortadan kaldırdık. 2002 yılında kişi başı hekime müracaat sayısı 3,2 iken son üç yıldır bu rakam 8,2'dir. Bu rakamla bir doyum noktasına geldiğimizi hep birlikte gözlemliyoruz. Nitelikli yatak oranımızı 2002 yılında yüzde 6'lardan 2014 yılında yüzde 43'lere ulaştırdık. Hedefimiz 2017 yılı sonuna kadar bu oranı yüzde 90'ların üzerine çıkarmak. Yanık yatağı sayımızı 2002 yılında 35 iken bugün 390'lara yükselttik. 29 sağlık bölgesinde en az 2 hastanede palyatif bakım merkezi açmayı planlıyoruz. Yoğun bakım yatak sayılarımızın yarısına kadar palyatif bakım yatağı oluşturmayı hedefliyoruz. Hastanelerimizin hem tıbbi teknoloji kullanım kapasitesini artırmak hem de kalite ve güvenliğini denetleyerek hizmet standardımızı yükseltmeye çalışıyoruz. Ülke genelinde, canlı ve kadavradan gerçekleşen tüm organ nakilleriyle organ bekleyen hasta bilgilerini içeren yeni Ulusal Organ Nakli Bilgi Sistemi'ni oluşturduk. Bu sayede, 2002 yılında 745 olan organ nakli sayımız, 2014 yılı sonu itibarıyla yaklaşık 4.300 rakamlarını yakalamış olacak.
Merkezî Hekim Randevu Sistemi'ni tüm Türkiye'de yaygınlaştırdık. Vatandaşlarımızın, 182 numaralı çağrı merkezi üzerinden telefonla randevu almasını sağladık ve ayrıca aile hekimlerimizi de bu hizmete dâhil ettik. Yine, İnternet ortamında randevu alabilecekleri sistemin altyapısını oluşturduk. Bakanlığımıza bağlı tüm hastanelerde hasta hakları birimlerini kurduk ve hekim seçme özgürlüğünden vatandaşlarımız yararlanıyor.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, ilaç fiyatlarını -hepimizin malumu- dünyada örnek olacak bir şekilde ucuzlattık. Tüm dünyada büyük takdir toplayan İlaç Takip Sistemi'ni kurduk ve bu sistem karekod kullanılan ve izleme yapılabilen ilk yaygın uygulamadır. Reçete Bilgi Sistemi'ni uygulamaya koyduk, Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı'nı 2014-2017'yi hazırladık.
Yalnızca şehirlerde değil köylerimizde de en ücra köşelere kadar 112 acil sağlık hizmetlerini sunuyoruz. İstasyon sayısını artırıp ambulanslarımızı en son teknolojilerle donattık. Ambulanslarımızı sürekli olarak yenilediğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Bakınız, sadece 2014 yılı içerisinde ambulans filomuza dâhil edilen ambulans sayısı 798'dir. 2015 yılında ise 840 yeni ambulans almayı planlıyoruz. Sisteme hava ve deniz ambulanslarını da ekledik, eklemeye devam ediyoruz. Hava ambulansında gece hizmetiyle dünyada gece uçuşu yapabilen 14'üncü ülke, Avrupa'da ise 11'inci ülke olma yolunda önümüzdeki yıl planlarımızı inşallah gerçekleştireceğiz.
2007 yılından günümüze 4 deniz bot ambulansla 4.026 vakanın müdahale ve naklini gerçekleştirdik, 2015 yılında 6 deniz bot ambulansla hizmet sunmaya devam edeceğiz. Avrupa'nın en büyük medikal kurtarma ekibini kurduk. 81 ilimizde özel eğitimli 6.391 sağlık personeli yetiştirdik. Bu ekiplerimiz ülke içinde ve dışında göğsümüzü kabartan kurtarma operasyonları yapıyorlar.
Değerli arkadaşlarım, yardımlaşma ve dayanışma duygusuyla, muhtaç ve mağdur durumda olanlara insani yardım faaliyetlerimize devam ediyoruz. Bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 800 binden fazla kardeşimizi, misafirimizi ülkemizde kabul ettik. Bu rakamın daha iyi anlaşılabilmesi için sadece iki örnek vermek istiyorum: Birleşmiş Milletlere üye 193 devletten 46'sının nüfusu 1 milyon 800 binin altında. Bakınız, bu hususta ülkemizden örneklemek gerekirse Ardahan, Artvin, Bartın, Bayburt, Bilecik, Çankırı, Gümüşhane, Iğdır, Kilis, Sinop ve Tunceli olmak üzere 11 ilimizin toplam nüfusuna denk bir rakamdan bahsediyoruz. Gerçekten büyük bir rakam ve bu ülke üç yıldır bu hizmeti başarıyla ve saygın bir şekilde sunuyor ve sunmaya da devam edecek.
Kimlere yardım elimizi uzatmadık ki? Suriyeliler, Iraklılar, Türkmenler, Kürtler, Ezidiler, Süryaniler vesaire çünkü biz "Önce insan." diyoruz. "Önce insan." diyerek din, dil, ırk, renk ve mezhep ayrımı yapmadan herkesi ülkemize kabul ediyor ve herkese ülkemizde sağlığın saygın hizmetlerini sunuyoruz. İşte büyük devlet olmanın sorumluluğu, işte büyük millet olmanın gereği, işte büyük Türkiye Cumhuriyeti'nin sorumluluklarını yerine getiren güçlü bir örnek.
Değerli arkadaşlarım, insan kaynağımızda da çok ciddi artışları sağladık. Sadece artış sağlamadık, dağılımda da adaleti temin ettik. Bakınız, 2002 yılında hizmet alımı da dâhil 256 bin çalışanımız varken, bugün, 2014 yılında bu rakam 530 bine ulaştı. Uzman hekim, pratisyen hekim, diş hekimi, hemşire, ebe başına düşen nüfusun en fazla olduğu il ile en az olduğu il arasındaki farkı azalttık; 2002'de bu fark 13 katken, bugün bu fark 3'lere kadar indi.
Sağlık yatırımlarında da çok büyük ilerlemeler katettik. 2003-2014 yılları arasında 757'si hastane ve ek binası, 1.737'si birinci basamak sağlık kuruluşu olmak üzere toplam 2.494 sağlık tesisini tamamladık ve milletimizin hizmetine sunduk. Geleceğin şehir hastanelerini inşa etmeye başladık. Bu anlamda, sizlere burada, Plan Bütçede sözünü verdiğim şehir hastaneleriyle... Yani, kamu-özel iş birliği ile kamu olarak yapsak kıyaslaması nedir? Bu anlamda, dünya örnekleri ile Türkiye'nin yaptıklarını ve bunun için gerek finansman gerekse yönetim anlamında Plan Bütçeye verdiğimiz sözü tutarken siz değerli milletvekillerimize de bu kitapçığı gönderdik. İnceleyip sonra öz eleştiri veya birlikte eleştiri yapmamız gerekirse bunları da birlikte yapmaya hazırım.
Bu şehir hastanelerinin Türkiye'nin gelecekteki sağlık vizyonuna, hem 77 milyon ülke insanına sağlık hizmeti sunumunda hem de yakın coğrafyasındaki 1 milyar nüfusa sağlık turizminde hizmet sunabilmede Türkiye'yi bölgenin sağlık merkezi yapacağına inanıyorum. Bu anlamda, özel sektörümüz ve üniversitemizin dinamiklerini de çok daha iyi noktada koordine ederek, inanıyorum ki hep birlikte yeni başarılara imza atmış olacağız. Bu çerçevede, 17 projenin sözleşmesi imzalandı ve önümüzdeki süreçte de yeni projelerin ihale süreçlerini başlatacağız. Şehir hastaneleri dünyada bu ölçekte ilk ve tek proje. 2023 yılında yaklaşık 170 bin yatak nitelikli hâle gelecek ve dünyada sağlık tesisleri altyapısını yenilemiş tek ülke konumuna ulaşmış, gelmiş olacağız.
Şüphesiz sadece şehir hastaneleri yapmıyoruz. Bunun dışında da ülkemizi yeni sağlık tesisleriyle donatıyoruz. Bu kapsamda, 52 bin hasta yatağı kapasitesinin yenilenme çalışmaları devam ediyor. Şu anda 32 bin yatak kapasiteli 216 hastanemizin inşaatları devam ediyor. Bunların bir kısmı hizmete girme aşamasında, bir kısmı 2015'te hizmete girecek ama en geç 2016'da bunların tamamı hizmete girmiş olacak.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, bu kadar devasa dönüşümün maliyeti. Bu anlamda dönem dönem bazı eleştiriler, "Sağlığa çok para harcanıyor." veya "İsraf yapılıyor." gibi cümleler duyuyoruz ama bu anlamda isterseniz bir iki rakamla bu hususu da birlikte paylaşalım. Bu husustaki resmî rakamları sizlerle paylaşıp kararı sizlere ve yüce Meclisimize bırakmak istiyorum.
Kamu sağlık harcamalarının gayrisafi yurtiçi hasıla içindeki payı 2002 yılında yüzde 3,8 iken, 2013 yılında bu yapılan devasa dönüşüm ve yatırımlara rağmen bu rakam sadece yüzde 4,2 oldu yani, burada 0,5'lik bir bütçe artışı var. Ülkemizde 2013 yılına kadar kişi başına kamu sağlık harcaması 793 satın alma gücü paritesi/dolar iken, OECD ülkelerinde bu rakam yirmi beş yıl önce -yanlış duymadınız- yani 1988 yılında 793 satın alma gücü paritesi/dolardı. Bu rakamlar hepimize bir şeyler söylüyor, diyor ki: AK PARTİ iktidarları elindeki parayı verimli kullanıyor ve finansal sürdürülebilirliği olan bir sağlık sistemini kurguladı.
Şimdi, zaman zaman "Bu sistemin sürdürülebilirliği yok." diyen arkadaşlarım oldu. Henüz daha bütçede, yasasında, OECD ülkelerinin ortalamasında bütçeden ayrılan payı alabilmiş bir bütçemiz yok. Bu payın normalde yüzde 4,2'ler değil, yüzde 6'ları, 7'leri yakalaması gerekiyor. Bütçe dinamiklerini bu noktalara taşıdığımızda esasında daha yapılabileceklerin ne kadar daha farklı olacağına hep birlikte yine AK PARTİ iktidarlarında birlikte şahit olacağız inşallah.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Niye yapmadınız on iki senedir Sayın Bakan ya?
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Evet, on iki yılda yaptıklarımız bu.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Yetmedi.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Yani inşallah daha iyisini yine AK PARTİ yapacak.
Sayın Başkanım, değerli milletvekili arkadaşlarım; AK PARTİ hükûmetleri olarak bugüne kadar 12 bütçe hazırladık, başarıyla uyguladık ve bugün 13'üncü bütçenin görüşmelerini yapıyoruz. Demokrasi tarihimizde ilk kez bir siyasi parti kesintisiz olarak on iki yıl Hükûmet görevini üstlendi ve art arda 12 bütçe hazırladı. Böyle bir rekor süre hizmet etme görevinin milletimiz tarafından AK PARTİ hükûmetlerine verilmiş olması büyük bir şereftir, aynı zamanda da büyük bir sorumluluktur. Bu sorumluluk bilinciyle hizmetlerin en iyisine ve en güzeline layık olan aziz milletimize "Yeni Türkiye, yeni ufuklar" diyoruz ve onların hizmetinde ve onların arzu ettikleri ve hak ettikleri hizmetlerin daha iyisini yapma gayreti içinde olacağımızı ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekili arkadaşlarım, dünyanın sağlık alanında model olduğu ülke konumuna ülkemizi taşıyabilmek ve itibarına itibar, gücüne güç katmak ve bu kapsamda çalışmalarımızı 2023 vizyonuna taşımak bizim en büyük görevimiz ve sorumluluğumuz. Sağlık hizmeti sunumunda yakaladığımız başarıyı bilimsel alanlara da taşıyabilmek için sizlerin geçtiğimiz ay verdiğiniz desteklerle Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığını yasalaştırdık. Şimdi kuruluş çalışmalarını inşallah en kısa zamanda tamamlayacak ve bu alanda da Türkiye'nin sağlıkta bilimsel ve AR-GE yönündeki dinamiklerini çok daha iyi noktaya taşıyabilmenin gayreti içinde olacağız.
Güvenli ürüne erişimi sağlamak ve kayıt dışı ekonomiyle mücadele kapsamında ülkemizde üretilen veya ithal edilen tıbbi cihazların ve kozmetik ürünlerin piyasaya sürülmesi denetimini, takibini ve gözlemini yapmak üzere ürün takip sistemi kurulması çalışmalarına başladık.
Çok paydaşlı sağlık sorumluluğu kapsamında önümüzdeki dönemde yılbaşı itibarıyla kurallarını ve prensiplerini deklare edeceğimiz, 1 metre bisiklet yolu yapan yerel yönetimlerimize 1 bisiklet hediye edeceğiz. Ama bu standartların Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve dünya standartlarındaki bir noktayı yakalaması lazım.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bütçedeki para yetmiyor Sayın Bakan.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Bu anlamda, bütçemizdeki para da yeter, bereketi olur.
S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sayın Bakan, yol yapana da otomobil mi hediye edeceksiniz?
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Biz bu anlamda bugüne kadar paranın ve hizmetin bereketini görerek bugünlere geldik. Bundan sonra da inşallah hem hizmetin hem emeğin hem alın terinin hem de beyin terinin emeğinin bereketini görerek hizmetlere devam edeceğiz.
Ülkemizin ihtiyaç duyacağı plazma fraksinasyonu tesislerinin kurulmasını hedefliyoruz, ihale süreçlerini bir ay içinde başlatmayı planlıyoruz. Onkogen projesinin altyapısını hazırladık. Rekombinant faktör üretimi projesini hazırlıyoruz. Beş yıllık, yedi yıllık alımlarla aşı üretimini Türkiye'de yapan ve bu anlamda yine dışarı bağımlı olmaktan kurtaracak projelerimizi de önümüzdeki yılda hayata geçirmeyi planlıyoruz. Yine, sağlıkta teknolojik gelişmeleri ve dünyada hızla artan e-sağlık uygulamalarını yakından takip ediyoruz. Amacımız, Bakanlığımızın öncülüğünde, dünyadaki diğer uygulamalardan daha gelişmiş, daha kapsamlı bir içeriği aziz milletimize Nabız Projesi'yle sunmak. Bu projeyle sağlık kaydı olacak. Sistemin sayesinde sağlık daha iyi takip edilen, daha iyi ölçülebilen, daha iyi planlanan, daha hızlı ve daha başarılı sonuçlara ulaşan bir hizmet sektörü olacak. Tabii, gerek SABİM'le gerek sağlık web TV'siyle, sağlık turizmindeki yeni dinamiklerimizle önümüzdeki süreçte sağlık turizmi, sağlık endüstrisi, ilaç sanayi ve tıbbi teknolojide yalnız tüketen değil, tüketirken ciddi düzeyde üreten, hem kendisi bu üretimden istifade eden hem de dünya tüketimine bu anlamda destek veren bir ülke olmayı hedefliyoruz.
Tabii, burada tek bir şeye cevap olarak değil de bir paylaşım olarak Sayın Aytuğ Atıcı'nın bebek ölümleriyle ilgili şeyine... Sürem kalmadı, bilgileri de kendisine sonra takdim edeceğim. AK PARTİ hükûmetleri döneminde anne ve bebek ölümlerinde kayda değer bir performans yakaladık. Türkiye, bebek ölümlerini en fazla azaltan dünyadaki 5 ülkeden 1'i ve bizim dışımızdaki bu 4 ülkenin de nüfusu 4,5 milyondan az yani 77 milyonluk ülke nüfusu değil ama şunu da gayet iyi bilir ki Aytuğ Bey, belirli bir noktaya indikten sonra bu süreç durağanlaşır. Zaman zaman çok hafif yükselme, zaman zaman da çok hafif düşmeler olur. Almanya'da 2010'da 3,43 iken 2011'de 3,63 olmuş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Devamla) - Yani, bu ufak oynamaları Türkiye'nin sağlık problemi gibi... Ama bu anlamda duyarlılığınıza teşekkür ediyorum. Daha iyi düşmesiyle ilgili, daha iyi noktalara taşımakla ilgili hep birlikte çalışacağız.
Katkılarınıza teşekkür ediyorum. Sağlıklı gelecekler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)