GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı İle 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:31
Tarih:16.12.2014

KEMAL AKTAŞ (Van) - Teşekkür ederim Başkan.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının 2015 yılı bütçesi aleyhinde şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yapılan araştırmalar termik santraller ve HES barajlarının yapımının doğa ve insan yaşamında büyük tahribatlara yol açtığını göstermektedir. Dere ve akarsuların akışının barajlar yoluyla engellenmesi akarsu yatağındaki doğal yaşamı olumsuz etkilemektedir. Beraberinde su yatağı boyunca yapılan tarım ve hayvancılık faaliyetleri de büyük zararlar görmektedir. Bazı projeler nedeniyle yüzlerce yıldır insanların yaşamını sürdürdüğü köyler ve ilçelerin sular altında kaldığına tanıklık ettik. 2 binden çok HES ve binlerce barajla Türkiye'nin Avrupa'nın en çok HES ve baraj inşaatı yapan ülkesi olduğu biliniyor. HES ve baraj yapımlarında doğanın korunmasıyla ilgili hiçbir esas dikkate alınmadığı için pek çok akarsu ve sulak alan kuruyor. Türkiye'de kaybedilen sulak alan miktarı Marmara Denizi'nden daha büyük bir alan kaplıyor. Doğal yaşamın yanı sıra binlerce yıllık tarihî ve kültürel mirasın da sulara gömüldüğünü belirtmek gerekiyor. Örneğin Hasankeyf ve Zeugma kentlerinin sular altında kalması, Munzur ve Peri Suyu Vadisi doğal dokusunun talanı, Karadeniz'in doğasını tahrip eden HES barajları Hükûmetin enerji politikasının karşımıza çıkardığı telafisi güç zararların sadece birkaçını oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; çözüm süreci Hükûmet tarafından âdeta Kürt illerini ve bölge coğrafyasını askerî üs hâline getirme fırsatı olarak değerlendirilmektedir. Bölge illerinde hız verilen kalekol yapımlarına paralel olarak inşa edilen HES projeleriyle kalekol yapılamayan stratejik yerler su altında bırakılmaktadır. Barajlarda elde edilmesi düşünülen elektrik miktarına bakıldığında asıl amacın enerji üretimi olmadığı ortaya çıkmaktadır. Şırnak, Bingöl, Bitlis, Siirt ve Diyarbakır başta olmak üzere bölgenin hemen her yerinde baraj ve HES projelerine bu amaçla hız verilmiş durumdadır. Hükûmet bu projelerde o kadar ısrarcıdır ki mahkemelerin vermiş olduğu durum ve iptal kararları dahi ne yazık ki Hükûmeti durduramamaktadır. Örneğin, Dersim'de çalışmaları süren HES'ler ve Hasankeyf'te devam edilen Ilısu Barajı'yla ilgili mahkemelerin durdurma kararlarına rağmen çalışmalar devam ettirilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tarihî ve doğal güzellikleriyle bilinen, kendi seçim bölgem olan Van coğrafyası da HES'lerle tahrip ediliyor. Van ilimizde 11 tane HES projesi hayata geçiriliyor. Van'ın Muradiye ilçesinde bilinen turistik Muradiye Şelalesi'nin alt ve üst kısmında 2 tane HES projesi mevcuttur. Dünyada sadece Van Gölü'nde yaşayabilen inci kefali balığının üreme döneminde göç ettiği güzergâh bu projeyle kapatılmaktadır. Muradiye Belediyesinin konuyla ilgili başvurusuyla devam eden proje mahkemece ruhsat yokluğu nedeniyle mühürlenmiş ancak yapımcı firma mühürleri kırarak inşaatı devam ettirmektedir.

Yine, Van'ın Bahçesaray ilçesinde Serekani mevkisinde bir kayalıktan çıkan ve yapılan analizlerde dünyadaki içimi en yumuşak su olarak tespit edilen kaynak suyun çıkış noktasında bir HES yapılmak isteniyor. Yapılacak olan bu HES ile turistlerin kilometrelerce uzak yerlerden görmek için geldiği Müküs Çayı ve kaynağındaki doğallık yok olacak.

Çatak ilçemizde bulunan Kanispi Şelalesi'nin su yatağında da bir HES yapılmak isteniyor. Van ilimizin Erciş ilçesinde de 3 tane HES projesinin ihaleleri yapılmış olup, kısa süre sonra da çalışmalara başlanması öngörülmektedir. Bu projelerle yapılması düşünülen barajlar Zilan Deresi ve Zilan Ovası'nı da içine almaktadır.

Bilindiği gibi, Zilan Deresi, 1930 yılında yaşanan Zilan katliamında yaşamını yitiren on binlerce yurttaşın kemiklerinin bulunduğu bir bölgedir. Bu bölgede yaşanan katliamların araştırılması ve yaşamını yitirenlerin anısına bölgeye bir anıtın dikilmesi yönünde ciddi talepler varken Hükûmetin katliamın izlerini de yok edecek şekilde baraj projelerini hayata geçirmesi kabul edilemez.

Sonuç olarak, doğa ve çevre dostu güneş enerjisi, rüzgâr ve jeotermal enerjisi türleriyle ilgili çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda hazırlanmış projenin hayata geçirilmesi için bütçeden pay ayrılmalıdır. Gelecekte ihtiyaç duyulacak enerji ihtiyacına uygun bir şekilde şimdiden enerji yatırımları bu alana kaydırılmalıdır.

Genel Kurula saygılarımı sunuyorum.

Bakanın, nasıl yapılması gerektiği konusundaki çözümlerin cevabını da en son paragrafta bulduğunu düşünüyorum.

Tekrar saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)