GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HDP Grubunun, Mardin Milletvekili Erol Dora ve arkadaşları tarafından, Türkiye'de eğitim sisteminin en önemli bileşenlerinden biri olan ders kitaplarının içeriğinin araştırılması amacıyla 17/11/2014 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına verilmiş olan Meclis araştırması önergesinin, Genel Kurulun bilgisine sunulmak üzere bekleyen diğer önergelerin önüne alınarak, Genel Kurulun 27 Kasım 2014 Perşembe günkü birleşiminde sunuşlarda okunmasına ve ön görüşmelerinin aynı tarihli birleşiminde yapılmasına ilişkin
Yasama Yılı:5
Birleşim:20
Tarih:27.11.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye'de Millî Eğitim Bakanlığına bağlı ilk, orta ve liselerde okutulan ders kitaplarının yurttaşlık, temel hak ve özgürlükler çerçevesinde, yurttaşlarımızın genelinin inanç, etnisite, kültür, kolektif ya da bireysel kimlik ve tercihlerini konu edinme biçimi, konu edinme niteliği ve konu edinme niceliğinin kapsamlı bir biçimde analize tabi tutulması üzerine vermiş olduğumuz Meclis araştırması önergesi üzerine Halkların Demokratik Partisi adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ders kitapları aracılığıyla bir ülkedeki resmî söylemin sınırlarını, ülkedeki güç ilişkilerini, eğitim ile demokratikleşme ya da toplumsal çatışma arasındaki ilişkiyi tartışmak mümkündür. Bu bağlamda, Türkiye'deki millî kimlik kurgusunun ve "yurttaşlık" kavramının temel hak ve özgürlükler çerçevesinde kapsamlı bir analize tabi tutulması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, ders kitapları, bir ülkede temel hak ve özgürlüklerin genişlemesine, öğrencilerin bakış açılarının zenginleşmesine ve toplumsal barışa katkı yapabilir ya da tersinden bakarsak, içerdikleri ayrımcı söylemlerle toplumsal çatışmaları ve eşitsizlikleri artırabilir, çözümden ziyade sorunların bir parçası da olabilir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de okutulan ders kitaplarındaki "biz" anlayışı, konuyla ilgili yapılan çalışma raporları da çok açık bir biçimde göstermektedir ki Türkiye'de okutulan ders kitapları çocukların bakış açılarını tekilleştiren ve kısırlaştıran bir anlayışla yazılmaktadır, ayrıca çoğulcu bir bakış açısı ve demokratik vatandaşlık anlayışını geliştirmekten de açıkça uzaktır. Bu çerçevede, Türkiye'de genelde eğitim sisteminin, özelde ise ders kitaplarının en önemli sorunlarından biri, dili Türkçeden, dini Sünni İslam'dan farklı insanların eşit vatandaşlık temelinde bir arada yaşamalarını sağlayacak bir sistem ve ufuk geliştirmemesidir. Bu açıdan hızlı bir toplumsal ve siyasal dönüşüm geçiren Türkiye'de ders kitaplarının üzerinde önemle durulması ve çalışılması gerekmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye, yeni anayasa yapma girişimiyle, çözüm ve barış süreciyle ve farklı kesimlere yönelik açılım politikalarıyla kadim sorunlarını çözmeye ve yeni bir toplumsal sözleşme geliştirmeye çalışıyor. Çünkü birçok farklı ülkede olduğu gibi, mevcut ulus devlet paradigması ve bu paradigmanın ürettiği eğitim sistemi, artık, Türkiye'deki farklı etnik ve inanç gruplarının taleplerini karşılayamıyor. Bu süreçte bir yandan varlıkları yıllarca inkâr edilen Kürtler, mevcut siyasal uygulamaları sorguluyor ve eşit yurttaşlık talebinde bulunuyorlar. Ayrıca, Aleviler, Ermeniler, Süryaniler, Romanlar, kadınlar ve sayamadığımız birçok etnik, inançsal ve kolektif topluluk da günden güne daha fazla sorunlarını dile getiriyor ve eşitlik talep ediyorlar. Bu taleplerin somutlaştığı önemli mücadele alanlarından biri de eğitimdir. Örneğin Kürt sorunundaki temel taleplerden biri, ana dilde eğitim konusuna odaklanmış durumda. Bunun yanında Aleviler, eşit yurttaşlık ve evrensel inanç özgürlüğü çerçevesinde zorunlu din derslerine karşı çıkıyorlar. Eğitim sisteminde kodlandıkları ortaya çıkan Ermeni, Rum, Süryani birçok yurttaşımız ise süregiden ayrımcı uygulamalarla mücadele ediyor, çocuklarına kendi dillerini ve kültürlerini aktaracak nitelikli bir eğitim aldırabilmenin kaygısını taşıyorlar.

Değerli milletvekilleri, Kürt sorununu çözmeye çalışan, Kürtçe, Abazaca, Adigece ve Lazca dilini seçmeli olarak müfredata dâhil eden... Alevilerin ve azınlıkların sorunlarının sürekli gündemde olduğu Türkiye'de eğitim-öğretimi, farklılıkları dışlayan bir millî eğitim anlayışıyla sürdürmenin mümkün olmadığı ortadadır. Dolayısıyla, ders kitaplarını sürekli izleyecek ve eğitimin Türkiye'de eşit vatandaşlık anlayışını geliştirecek şekilde nasıl tasarlanabileceği konusunda dinamik, evrensel, hukuk ve akademik ölçütlere uygun bir izleyici kurula da ihtiyaç bulunmaktadır. Bu anlamda Talim Terbiye Kurulunun işleyişi bir yana, adı bile çağımızın gerisindedir. "Talim ve terbiye" kavramının çağdaş eğitim sistemlerinde bir karşılığı bulunmamaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ders kitaplarında bulunan ayrımcı ve ötekileştirici söylemlere ilişkin yüzlerce örneği, açık biçimde, insan hakları projesi kapsamında ders kitaplarında yapılan taramalara ilişkin hazırlanan bu güncel raporda da okumak mümkündür. Bunu da merak edenler için tanıtmak istiyorum. Burada spesifik olarak bir iki örneğe değinmek istiyorum: 2013-2014 eğitim ve öğretim yılı 10'uncu sınıf tarih kitaplarında Ermeniler için "hain" iması yapılırken Süryaniler için de "Osmanlıya karşı ayaklandılar, refah için Batı'nın çıkarlarına alet oldular." gibi yanlış, ayrımcı ve tarihî gerçeklerden yoksun ifadeler kullanılmıştı. Aynı şekilde, bu yıl, yani 2014-2015 eğitim ve öğretim yılı 10'uncu sınıf tarih kitaplarında Süryaniler için sözüm ona bazı değişiklikler yapılmış gibi görünse de, başta Ermeniler olmak üzere Hristiyan halkların büyük bölümü Batı devletlerinin politikalarına alet olmuş gibi gösterilmeye devam edilmektedir. Yine, bu rapora göre, tüm ders kitapları içerisinde "Kürt" sözcüğü sadece 2 defa geçmekte ve o da "Zararlı Cemiyetler" başlığı altında yer alan "Kürt Teali Cemiyeti" ifadesinde yer alabilmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yine din kültürü ve ahlak bilgisi 8'inci sınıf ders kitabında 6 üniteden 5'inde İslam dini öğretiliyor. "Dinler ve Evrensel Öğütleri" başlıklı 6'ncı ünitede ise Hinduizm, Budizm, Yahudilik ve Hristiyanlıktan toplam 6 sayfa içinde bahsedilip tekrar İslam'a dönülüyor, üstelik, özellikle Yahudilik ve Hristiyanlık hakkında yanlış bilgiler verilerek. Din kültürü ve ahlak bilgisi ders kitapları Yahudiliği de, Hristiyanlığı da İslam üzerinden okuyor. Şu anda 2007 öncesine oranla iyileşme var ama bir öğrencinin dokuz yıl boyunca okuduğu 1.086 sayfa din dersi kitabında Alevilik, Bektaşiliğe ilişkin ayrılan yer toplam 16 sayfa yani yüzde 1,5. Sadece 7'nci ve 12'nci sınıfta tanıtılan bu Alevilik de Sünniliğin folklorik bir kolu gibi sunulmakta.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Başbakan Sayın Davutoğlu, Hacıbektaş'ı ziyaretinde şöyle dedi: "Eğer herhangi bir din bu derslerle tahkir ediliyorsa, kötüleniyorsa bu dersleri kaldıralım." Elbette bu söylem olumludur ancak yeterli değildir. Çünkü ders kitaplarında bir etnik yapının ya da inancın açıkça tahkir edilmesinin yanında, ülkemizde yaşayan farklı inanç ve etnik kimliklere yeterince yer verilmemesi, yok sayılması veya çoğunluk olan etnik ve inançların bakışıyla tanımlanmaları da hukuk dışıdır ve eşit yurttaşlık ilkesiyle de bağdaşmamaktadır.

Değerli milletvekilleri, yasalar düzeyinde eşitlik ilkesini sağlamak tek başına toplumsal barışı mümkün kılmaz; zira, kalıcı bir toplumsal barış, gruplar arasında eşitliğe inanan, çok kimlikli ve çoğulcu muhayyileyle sahip çocuklar, gençler, yurttaşlar yetiştirmekle mümkündür. Dolayısıyla, yasal reformlarla birlikte, farklı grupları barışçıl bir şekilde bir arada yaşatabilecek bir toplumsal bakış açısı ve yeni bir kolektif kimlik anlayışı geliştirilmek zorundadır. Bu bakımdan, barışı, eşit yurttaşlığı, farklı kimliklere saygıyı, evrensel değerleri özümsemiş bireyler ve yurttaşlar yetiştirmenin önemli bir ayağını da eğitim sistemi ve ders kitapları oluşturmaktadır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin geleceği olan kuşaklara zorunlu eğitim yaşamları boyunca okutulan tüm ders kitaplarının tekçi, yok sayıcı, ayrımcı ve ötekileştirici, rencide edici söylem ve üsluplardan arındırılması, Türkiye'nin geçmekte olduğu çözüm ve barış sürecinde, toplumun ortak hafıza ve bilgi birikiminin bir aynası olan ders kitaplarının evrensel insan hakları standartları, çoğulculuk ve toplumsal barışa katkı sunması açılarından irdelenmesi ve bu doğrultuda, ders kitaplarının yeniden yazımında bilimsel, demokratik ve özgürlükçü ilkelerin birincil referanslar hâline getirilmesine yönelik yapılacak hukuki düzenlemelere katkıda bulunması gayesiyle vermiş olduğumuz bu önergeye bütün partilerin desteğini bekliyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)