GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifleri
Yasama Yılı:5
Birleşim:19
Tarih:26.11.2014

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 655 sıra sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesiyle ilgili önergemiz üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partili arkadaşlarım; hep bunu yapıyorsunuz, yaptığınız şey: Halka kaşıkla verirseniz, sapıyla da hep gözünü oymaktır. Kamuflaj yapıyorsunuz gerçek amacınızı gizlemek için, halktan gizlemek için, sürekli halkın lehinde birtakım maddeleri öne sürerek onun altında halkın aleyhinde olacak, Türkiye'de Cumhuriyetin temel kurallarını ihlal edecek bütün hükümleri getiriyorsunuz. Bakınız, bu maddede, 2'nci maddede, noterlerin gereksiz olan ilan giderlerini kaldırmak için Resmî Gazete'yle ilanı getiriyorsunuz. Ayrıca, Noterler Birliği tarafından verilen kimlik kartlarının da resmî kart olacağını söylüyorsunuz. Bu resmî kimliklerle ilgili, avukatlara da bu resmî kimlikler verilmişti ama avukatların kimlikleri maalesef gittiğimiz her yerde geçersiz oldu; bankalarda geçmiyor, tapuda geçmiyor, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisinin girişinde de geçmiyor. Ben geldim, kendim, bizzat, orada avukatlık belgesini gösterdim, beni içeri sokmadılar kapıdan, o zaman milletvekili değildim ve dedim ki ben: Eğer, Büyük Millet Meclisi kendisinin resmî kimlik olarak kabul etmiş olduğu bir belgeyi kendi kapısında kabul etmiyorsa, geçiremiyorsa, o zaman buna ne gerek var? İçeri girmedim, milletvekili arkadaşlarım gelip beni içeri soktular.

Değerli arkadaşlarım, eğer burada da verecekseniz, bu Bankalar Kanunu'nda da geçerlidir, diğer kanunlarda da geçerlidir, bunun istisnası olmamalı. O nedenle, burada bir eksiklik var, bunu dikkatlerinize sunmak istiyorum değerli arkadaşlarım.

Şimdi, gelelim başka noktalara. Biraz önce söyledim, "Esas amaç gizlemek." dedim. Değerli arkadaşlarım, bakın, her şeyi halktan gizleyerek yapıyorsunuz; ufak ufak, el altından, yavaş yavaş, sindire sindire yapıyorsunuz. Gerçekten, 12 Eylül 2010 referandumunda da böyle yaptınız. Yani, amacınız neydi? YAŞ kararlarını, Yüksek Askerî Şura kararlarına yargı yolunu açmaktı, askerleri sivil mahkemelerde yargılamaktı. Darbe suçu nedeniyle Ergenekon ve Balyoz yargılamalarına olanak tanımaktı, o adaletsizliği siz yaptınız, alt yapısını siz yaptınız. Anayasa Mahkemesi üye sayısını 11'den 17'ye çıkararak karar süreçlerine müdahale etmek istediniz. HSYK'nın yapısını değiştirdiniz. Ama öne sürdüğünüz nelerdi? Kadın erkek eşitliğini sağlayacağız dediniz, kişisel verilerin korunmasını sağlayacağız dediniz, yurt dışı seyahat özgürlüğü dediniz, aile ve çocukların korunması dediniz, birden fazla sendikaya üye olma olanağı, memurlara toplu sözleşme hakkı vadettiniz de vadettiniz. Bunların hiçbirisi gerçekleşmedi ama Balyoz, Ergenekon davalarının yollarını açarak, Türkiye'de adaletsizliğin feriştahına sebebiyet verdiniz.

Şimdi, bu kanuna gelelim. Bu kanunda asıl amacınız nedir? Asıl amacınız, Hükûmete bağlı, Adalet ve Kalkınma Partisinin emrinde olan bir yargı yaratmaktır, açık ve kesindir bu, tarihe bunu not olarak düşüyoruz.

Değerli arkadaşlarım, bakın, burada getirdiniz, asıl amacınız Danıştay üyeliği için şartları esnetmek, Danıştay tetkik hâkimlerinde başkanlar kurulu yerine başkanı etkin kılmak, Danıştayda iki yeni daire kurmak, Danıştay dava dairelerinin üyelerini belirlemede Bakanlar Kurulu yerine başkan yetkili olacak, Danıştay Başkanı aracılığıyla dairelerin üye sayısına müdahale etmek. Görüyorsunuz, bütün bunların hepsinin altında Adalet ve Kalkınma Partisinin parti olarak burada yargıya egemen olması yatıyor.

Evet, şimdi ne getiriyorsunuz? Noter kimliği resmî kimlik olacak, elektronik noterlik getiriyorsunuz, hukuk okumamış hâkimlere hukuk eğitimi vaat ediyorsunuz, hâkim ve savcı maaşlarını artırıyorsunuz, zam yapıyorsunuz, disiplin affı, silah affı yapıyorsunuz. Değerli arkadaşlarım, bakınız, bunların hiçbirisi gizlemeye yetmez ve bu halk bunları öğrendiği zaman bilin ki sizi sokaklarda bir gün süpürge sapıyla kovalayacaktır, göreceksiniz. Şimdi gülün, bir gün de biz güleceğiz, göreceksiniz.

Bakın, bugün ilk defa, yarın sabah, Profesör Doktor Kenan Enünlü türbanlı öğrencilere Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarını hatırlattığı için öğretimi engellemeden dolayı iki yıl bir ay hapis cezasına çarptırıldı. Sizin sisteminizin yaptığı ilk mahkûm budur. Bu, antilaik devlet sistemini kurmak üzere yaptığınız ilk mahkûmiyettir. Tarihe not düşüyorum, bunun hesabını mutlaka vereceksiniz. Yarın tarihî bir gündür.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)