| Konu: | Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 13.11.2014 |
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Tabii, ben notlarımda Sayın Kaplan'a bir konuda cevap vermeyi düşünürken en son da o soru sormuş oldu. Oradan cevaplara başlayayım çok hızlı.
Sayın Kaplan, öncelikle Ebola'yla ilgili, dünyanın en ileri ülkeleri hangi tedbirleri aldıysa, çok net iddia ediyorum, o düzeydeki tedbirleri son 6-7 aydır alıyoruz. Daha o ilgili dört ülkeden gerek orada yaşayan vatandaşlarımız gerekse oradan direkt hava yoluyla gelen gerekse aktarmalı gelenlerin takiplerini uçaktan itibaren yapıyoruz. Riskli vakaları havaalanından itibaren, ateşi yüksekse ve tedavi gerektiriyorsa hastanelerimize alıyoruz veya takip ediyoruz. Dolayısıyla, Ebola'yla ilgili yani bugüne kadar ülke olarak bir sıkıntı yaşamadık. Tedbirleri de en ileri tedbirler şeklinde aldığımızı ifade etmek isterim ama toplumda da bir panik olmamasıyla ilgili de gene kamuoyunu bilinçlendirme konusunda gerekeni yaptığımız kanaatindeyim.
Kandıra, Karamürsel örnekleri, ne yazık ki Türkiye'nin bütün sahilleri için geçerli, birçok bölgesi için. Yaz aylarındaki bu nüfus hareketleri yani keşke Kandıra ve Karamürsel'e ait olsa da biz burayı planlayabilsek. Genelde, illere görevlendirmeyle çözüm yetkisi veriyoruz. Çünkü, aynısı Muğla'da var, aynısı Edirne'de var, aynısı Çanakkale'de var, aynı sorun Rize'de var. Çünkü, nüfusun ortalama yaklaşık yüzde 30'u yaz aylarında hareket hâlinde. O nedenle o konuda, olabildiğince, il yetkililerine yetki veriyoruz.
Bu IŞİD konusunda esas, notumu almıştım. Sayın Kaplan, ben söylediğim cümlelerin aynen arkasındayım. Hekim ve sağlık hizmeti sunan yerler, sağlık hizmetine ihtiyacı olanın insan olup olmadığına bakar ve dolayısıyla ondan sonraki süreç emniyetindir, güvenliğindir. Biliyorsam IŞİD üyesi olduğunu, onu emniyete bildiririm, o gereğini yapar. Dolayısıyla, bu anlamda "Birini haber veriyor, birini vermiyor..." Benim bilmek gibi bir zorunluluğum da yok. Hastaysa, tedaviye ihtiyacı varsa, yaralıysa tedavisini yapmakla sorumlu.
Gezi olaylarına gelince, Gezi olaylarında hiçbir vatandaşımızın sağlık hizmeti alımında en ufak bir eksiklik yapmadık. Bakın, 29 tane ambulansımız tahrip olmasına rağmen, Taksim'de ve 2 kilometre mesafede 4 tane hastanemiz olduğu yerde bir otoparkın altının bir sağlık alanı olarak ilan ediliyor olmasını, hukuk devletinde meşru kabul ediyorsanız veya şu odanın mekânını bir tedavi merkezi gibi gösteriyor olmayı meşru göreceksek, o zaman, bizim hukuk devleti olup olmamayı tartışmamız lazım.
Ben. PKK örneğini verirken... PKK sempatizanı bazı sağlıkçılar bir mekân yapsalar da oradaki yaralıyı orada tedavi etmeye kalksalar veya IŞİD sempatizanı bazıları bir yerde "Biz buraya mekân yaptık, onları burada tedaviye kalktık." diyorlarsa...
MEHMET HİLAL KAPLAN (Kocaeli) - Aynı şeyler değil Sayın Bakan, Gezi eyleminde yaşam alanları daraltılanların mücadelesiyle PKK ile IŞİD'i bir arada değerlendiremezsiniz.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Gezi olayları...
Hayır, mekân açısından, onlar bir otoparkın altında hangi sağlık hizmeti verebileceğini iddia ediyor? Hiçbir kayıt yok. Hemşirenin kaydı yok, doktorun kaydı yok. O vatandaşımıza bir mağduriyet geldiğinde "Hukuk devleti nerede?" diye siz burada bana sormazsanız, o zaman, ben onu yadırgarım. Burada biz hukuk devletini aramak zorundayız, yasal çerçeve içinde acil hizmetleri verenlere asla bir şeyimiz yok ama "Burası bir tedavi merkezidir." diyerek bir otoparkın toz içindeki bir mekânında hangi serumun takılmasının, hangi yaralıya müdahale edilmesinin tıbbi anlamda doğru olduğunu iddia edebiliyorsunuz, açıkça anlamakta da zorlanıyorum. Bir de kıyaslamanın doğru olmadığını... Kıyaslama açısından verdiğim örnek "Ne kadar yanlış" diyorsanız, sizin tedavi edilen mekânınızı örneklemek için onu veriyorum. O mekân, bir tedavi merkezi değildir, olamaz. Dolayısıyla o konuyu da hızla geçiyorum.
Diğer konu bu stentle ilgili. İki firmaya ait sahte farklı marka oluşturarak izinsiz üretilmiş ürünler hakkında işlem yapılmış; 1.230 adet stente el konulmuş; cumhuriyet savcılığına suç duyurusunda bulunulmuş; bunun dışında hiçbir hasta ya da hekimden ürün problemi raporu bize yansımamıştır.
O konuyu geçtikten sonra, Sayın Yılmaz "Sayıştayın mali tablolar 8 milyon işlem Sayıştay raporlarında..". Bu konuda Maliye ile Sayıştay arasında hesapların kontrolü açısından bir problemimiz var. Onu çözmeye çalışıyoruz ama yanlışlık anlamında, bir hile anlamındakilerin incelemelerini ve soruşturmalarını yapıyoruz.
Diğeri, Halk Bankasıyla ilgili olan promosyonlarla... İncelemenin yapıldığını, sonuçlarla ilgili değerlendirmeleri de size iletirim.
Sayın Genç, Tunceli'nin tomografi ve MR cihazları eski. Ona baktırırım. Çünkü süresi yedi yıl gibi bir tıbbi...
KAMER GENÇ (Tunceli) - Çok daha eski. Elâzığ'a gönderiyorlar hastaları.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Tıbbi cihaz olarak tıbbi verimliliği açısından sorun varsa tabii ki gereğini yaparız.
Sayın Demir, Fethiye Devlet Hastanesiyle ilgili... Ben, Fethiye Devlet Hastanesini ve acilini iki defa ziyaret ettim. Orada bir ihtiyacın olduğunu... Orman Bakanlığıyla bir yer talebimiz var. Onu çözdüğümüz an Fethiye'de yeni bir devlet hastanesinin ihale sürecini başlatacağız. İnşallah, Fethiye'ye bir devlet hastanesi kazandırırız.
Sayın Işık, Kütahya'ya ayrıcalık... Bütün Türkiye'ye elimdeki uzmanları ayrıcalıklı olarak göndermek isterim.
ALİM IŞIK (Kütahya) - Hakkını istiyor efendim, ayrıcalık istemiyor, sadece hakkını istiyor.
SAĞLIK BAKANI MEHMET MÜEZZİNOĞLU (Edirne) - Ama şunu söylemek isterim ki nefrolog ve hematolog Kütahya'da var. Belki "Yeterince yok." demek istediniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİM IŞIK (Kütahya) - Yeterince değil... Yeterince değil efendim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Bakan.
Süremiz sona erdi. Gerisine yazılı olarak cevap verirsiniz.