GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı
Yasama Yılı:5
Birleşim:8
Tarih:23.10.2014

MHP GRUBU ADINA EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 240 sıra sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın geneli üzerinde Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini arz etmek üzere söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle alt komisyon çalışmaları sırasında çok büyük bir uyum olmasını sağlayan Sayın Mehmet Erdoğan'a çok teşekkür ediyorum. Biz uzlaştık, orada bu tasarı hasıl oldu, neticeye ulaştı, Komisyonda görüşüldü ve daha sonra iki senedir de burada bekliyor. Hiçbir aciliyeti yok ise o gün biz bunu niye görüştük, aciliyeti var idiyse niye bekliyor? Bunu engelleyen muamma nedir? Ülkede bunun, bu hususun bir altyapısının olması gerekirdi. Öncelikle bir kere bunu ifade etmek istiyorum.

Eğer, hakikaten bu mevzuatta, buraya gelen tasarıda, görüşülmekte olan tasarıda değiştirilmesi gereken bir husus var ise -biraz sonra konuşmamda değineceğim- o zaman bunu gerçekten çok dinamik bir husus olduğu için Komisyona geri çekip bütün her şeyiyle tekrar görüşmemiz lazımdı ama en basic, en temel bir yasanın bu hususta oluşması için Milliyetçi Hareket Partisi olarak iktidar kanadına mensup arkadaşlarla bunda herhangi bir düzenlemenin yapılmaması için ne yaptık? Böyle bir hususun çıkmasına bugün kayıtsız, şartsız destek vereceğimizi ifade etmiştik. Ama, görüyorum ki yine problemler çıkıyor.

Kanunlar malzemelerini maziden tedarik ederler ve geleceği yönetirler. Sürekli gelişim içerisinde olan teknolojiyle bağlantılı alanlarda hukuki düzenlemelerin yapılması hem gerekli hem de güçtür, konuştuğumuz olay da budur. Böyle durumlarda teknolojiyle ilintili alanlarda öngörülen ya da öngörülebilecek hususlar ve sorunlara ilişkin yasama faaliyetlerinin yürütülmesinin durdurulmasına, yavaşlatılmasına ya da işlevsiz bir şekilde yürütülüyor olmasına dayanak teşkil etmez. Nitekim, e-Dönüşüm Türkiye Projesi olmasına rağmen, projeye ilişkin uygulama ve teknolojik altyapı alanında görülen gelişim ve harmonizasyon, hukuk alanı için de geçerli olduğunu söylemek maalesef mümkün değildir.

Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın gerekçesinde, elektronik ticaret ve bilgi toplumu hizmetleriyle ilgili düzenlemelerin yapılmasına ilişkin olarak iki ayrı metodun söz konusu olduğu ifade edilmektedir. İlk yöntem bugün itibarıyla kısmen terk edilmiştir. Bu yöntem elektronik ticaret alanına ilişkin ayrı ve bağımsız bir düzenleme yapılması gerektiğini savunmaktadır. İkinci yöntem ise, Avrupa Birliği tarafından benimsenen, bağımsız ve ayrı düzenlemeler yerine mevcut düzenlemelerin gözden geçirilmesi ve mevcut düzenlemelere hükümler eklenmesi görüşünü savunmaktadır. Her ne kadar tasarının gerekçesinde Avrupa Birliğinde ikinci yöntemin benimsenmiş olmasının nedeninin Avrupa Birliğinin elektronik ticarete ilişkin düzenlemeler getiren 2000/31 sayılı direktifinin temel kanunlar ile düzenlenmiş birçok özel hukuk alanına ilişkin hükümler içermekte olması ifade edilmiş ise de burada göz ardı edilmemesi gereken husus, özellikle İnternet üzerinden gerçekleştirilen tüm işlemlerin artık hayatın vazgeçilmez bir parçası hâline gelmiş olması, yasa koyucu ve hukukçuların bu farkındalık çerçevesinde hareket etmeleri gerektiğidir.

Tasarının amaçları, AB ile ilgili direktif ile Türk hukuku arasında uyumun sağlanması, elektronik postalara ilişkin bir düzenleme olarak belirleniyor. İki alanda da düzenleme yapılıyor; bilgiyi veren ve hizmeti sunanlar için getirilen yükümlülükler bir alan, istenmeyen elektronik postalara ilişkin hususlar diğer alan.

Eski sistem ve mevzuatla çözülmesi mümkün olmayan yeni kavram ve alanlar, hukukun mevcut hâliyle çözülemediği için Avrupa Birliği ülkelerinde birtakım kanuni düzenlemelere gidildiği de gerekçede yer alıyor.

Alt komisyon Başkanının iyi niyetli çabaları ve anlayışıyla toplantıya katılan bütün sivil toplum kuruluşları ve kamu kuruluşlarının görüşlerinin belirtilmesine imkân tanınmış ve sonunda tasarı akademisyenlerin denetiminde tekrar ele alınmıştır.

Tasarıda etki analizi bulunmamaktadır. Ticarete ve ekonomiye etkisinin ne olacağına dair bir bilgi bulunmamaktadır. Dış ticarete ilişkin bir hukuki yapının olmadığı da ortadadır. Tasarının ekonomik anlamda etkileri hiç ele alınmamıştır. AB direktifleri çerçevesinde hazırlanmış bir tasarıdır. Hükûmet bu işin ihtiyaç olduğunun farkında bile değildir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin tasarıyla irtibatı bu tasarıda görülmemiştir. Her AB mevzuatı değişiminde yeni kanun çıkarılmasına gidilmesi önlenememiştir. Konu gerek AB gerek diğer ülkelerde düzenlemelere tabi kılınmıştır.

Değerli milletvekilleri "Bazen kabul edilen bir yasayla yaşantıya yeni olanak ve düzen getirilir; bu, yasanın öncülüğü demektir. Bazen de yasaların öngörmediği ve tıkamak istediği düzenlemeler yaşamın ve ekonomik zorunlulukların etkisi sonunda yürümeye ve işlemeye başlar. Bu durum, yasaların arkadan yetişerek toplumun uygulamakta olduğu olgulara biçim vermesidir." ifadeleri ve görüşü tam bu tasarıyla ilişkilidir.

Değerli milletvekilleri, kişilerin yıllık gelirinin yüzde kaçının elektronik ticarete ayrıldığına ilişkin olarak 30 ülkede yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuç oldukça ilginç ve ilgi çekicidir. Nitekim kişilerin yıllık geliriyle yapmış oldukları elektronik ticaret arasında bir doğru orantı bulunmadığı tespit edilmiştir. Ekonomik gelirin yüksekliğinin bir gösterge olmayacağı aşikârdır. Literatürde, yapılan araştırmada "Bireylerin elektronik ticarete ilişkin olarak duydukları kaygıların genellikle ödeme yapmış olmalarında, malı teslim alıp almayacaklarında, kredi kartı bilgilerinin dolandırıcılık ve/veya başka amaçlarla ele geçirilip geçirilemeyeceğinde ve/veya kullanılıp kullanılmayacağında, satıcının fiziksel bir lokasyonunun bulunmaması, bir sorun yaşanması hâlinde, örneğin bir malın ayıplı olması hâlinde karşılarında sorunlarını doğrudan aktarabilecek bir gerçek kişi temsilcisinin bulunmamasında yoğunlaştığı gözlemlenmektedir." Böyle ifade ediliyor.

19'uncu yüzyılda sağlık nasıl bir sınır aşan tehdit hâline dönüşmüş ve uluslararası önlemler alınmışsa, İnternet de 21'inci yüzyılın sınır aşan tehdidi hâline dönüşmüş olduğunu da göz ardı etmemek gerekir.

Şimdi, mevcut yapı ve organizasyonla bu işi Bakanlık olarak yürütemezsiniz. Dağınık bir organizasyon var kamuda, sahipsizlik var.

Diğer taraftan, sivil toplum örgütlerinin de farklı amaçlar taşımasına rağmen, asgari müştereklerde birleşememelerinin bu kanunun bu Genel Kurulda iki sene görüşülememesinin nedenlerinden biri olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum.

Bu kanun tasarısının çalışıldığı 2011 yılından bugüne elektronik ticaret alanında çok önemli gelişmeler oldu. Bugün, elektronik ticaret ulaştığı ticaret hacmi ve çok yönlü dinamik yapısıyla önemli bir sektör hâline geldi. Artık elektronik ticareti konuşurken bir sektörden bahsetmeyeceğiz, bir sivil toplum örgütünün yetkilerini bir önergeyle diskalifiye etme amacını gütmeyeceğiz. Burası çok geniş bir alan, Hükûmete de oynayacak çok yer var.

Bu sektör yabancı yatırımcıları çekiyor. Ülkemizde elektronik ticaret konusunda yabancı yatırımcılar faaliyet gösteriyor. Büyüyen ve uluslararası boyut kazanan e-ticaret sitelerine yabancı yatırımcılar ortak oluyor veya satın alıyor.

Elektronik ticaret alanında faaliyet gösteren girişimciye "e-girişimci" deniyor. Elektronik ticaret "e-girişimci" kavramını da yarattı. Nitekim, Maliye Bakanlığımız böyle bir web sitesini açtı.

Elektronik ticaret İnternet ekonomisinin önemli alanlarından birisi hâline geldi. Bankalararası Kart Merkezi tarafından 2013 yılında İnternet'ten yapılan kartla ödemelerin 2012 yılına göre yüzde 37 büyüyerek 35 milyar Türk lirasına ulaştığı açıklanıyor.

Yine Bankalararası Kart Merkezinin verilerine göre, mektupla, telefonla, sipariş ve İnternet'le yapılan kartlı ödeme işlemlerinde son dört yılda ticaret hacmi yüzde 100 artmış.

Konunun bir de tüketici boyutu var. Bankalararası Kart Merkezi İnternet'ten alışveriş yapanların sayısının 10 milyona ulaştığını açıklıyor. Ülkemiz nüfusunun yaklaşık sekizde 1'i İnternet'ten alışveriş yapıyor. Yani, konu AB müktesebatına uyumu çoktan aşmış. Ortada reel bir ticaret hacmi mevcut. Konuyu düzenleyen kanunlara bu açıdan bakmak ve düzenlemeleri bu bakış açısıyla gerçekleştirmek gerekir. Bu çerçevede, öncelikle ekonomik önem arz eden elektronik ticaret türlerinin tanımından yola çıkmak lazım. Elektronik ticaret, işletmeler arası, işletmeden tüketiciye ve tüketiciden tüketiciye olmak üzere üç temel tanıma sahip. Kanun tasarısına konu olan ticaret türü ile işletmeden tüketiciye satış, yani bu kanun tasarısına konu olan elektronik ticaret, tüketiciye satışın esas olduğu elektronik ticaret şeklini esas almaktır. Bu nedenle, kanuna, tüketici, tüketiciye satış ve işletmeden tüketiciye satış tanımları da girilmeli ve ilgili kanunlara atıfta da bulunulmalıdır.

Diğer taraftan, kanun tasarısının "Sipariş" başlığında alıcı ve tüketici olarak iki kavrama yer verilmiş, bunlara da biraz daha açıklık getirmekte yarar vardır. E-ticaret, aynı zamanda bir mesafeli satış şeklidir. Diğer taraftan, e-ticareti konuşurken sadece yurt içi satışlardan değil, yurt dışı satışlardan da bahsediyoruz. 2011 yılı sonrası yaşanan gelişmelerden bir tanesi de, yurt içi tüketiciye yapılan satış da, yurt dışı tüketiciye yapılan satış da eklendi. Bu kapsamda, bu kanun tasarısına, yurt içi satışlar için "mesafeli satış" ve yurt dışı satışlar için "sınır ötesi ticaret" tanımlarının girmesi ve ilgili kanunlara atıfta bulunulması da gerekir.

Kanun tasarısının "Amaç ve kapsam" ve "Tanımlar" başlıkları gerçekten yetersiz. Kanunda bu konuya atıfta bulunan bir madde de mevcut değil. Hâlbuki, bu konuda mesafeli sözleşmelere dair yönetmelik mevcut. Elektronik ticaret, aynı zamanda bir perakende ticaret şekli. Bu açıdan da kanunda perakende kavramına açıklık getirilmesi de önem arz ediyor. Bu kapsamda, perakende ticaretin düzenlenmesi hakkında kanun, tasarı hâlinde olmakla beraber, tasarıda "elektronik ticarete yönelik düzenlemeler yapmak, bu konuda mevzuatla verilen görevleri yerine getirmek, elektronik ticaretin gelişimine ilişkin çalışmalar yapmak ve gerekli tedbirleri almak" ifadesi de yer alıyor. Bu mevzuata şimdiden yama başladı. Biz işin o tarafında değiliz. İktidar olarak kimi, nasıl tasfiye ederiz, bunun arasına hangi önergeyi, nasıl sokarız, onun peşindeyiz. Hâlbuki -muhalefet olarak ben gerçekten- orada hangi siyasi partide olursa olsun, iktidara mensup arkadaşların da düzgün, geçici de olsa ihtiyaçlara cevap verecek bir hususun, bir mevzuatın altyapısının oluşturulmasına yönelik bir şeydi. Zaten bu iki sene öncesine göre ne yaptı? İhtiyaçları kavramayacak şekilde bir kanun, bunu da biz biliyoruz.

Şimdi "Bu kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelikler ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak hazırlanır." maddesinde yer alan kurum isimleri zaten meydanda. Elektronik ticarete bahsettiğim açılardan baktığımız zaman, 2011 yılında hazırlanan Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın yeniden gözden geçirilmesinin gerektiği, tasarının "Tanımlar" başlığı dâhil olmak üzere birçok başlıkta ilave düzenlemelere ihtiyaç olduğu açıkça ortaya çıkıyor.

Bunu biraz önce söyledim, bu hâliyle de biz desteklemeye devam edeceğiz ama hakikaten Komisyonda bunun tekrar görüşülüp bu arada geçen sürenin çok dinamik olarak ortaya çıkardığı işlerin de burada monte edilmesi, ilave edilmesi gerektiğini bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Elektronik ticaretin en önemli boyutu KOBİ'lerimiz açısından taşıdığı önem. Kanuna bir de KOBİ'ler açısından bakmak lazım. Elektronik ticaret, KOBİ'ler için yeni fırsatlar sunan bir ticaret şekli. Bu açıdan, kanunun Türk KOBİ'lerinin e-ticaret alanında daha rekabetçi hâle gelmesine katkı sağlayacak bir yapıda olması gerektiği bir KOBİ. E-ticaret yapmaya karar verdiğinde bunun yasal çerçevesini rahatlıkla takip edebilmeli. Bu nedenle Elektronik Ticaret Kanunu'na elektronik ticaretin geliştirilmesi açısından bütüncül bir yaklaşımla bakmak lazım. Bu açıdan bu kanun çalışmasının, elektronik ticaretin dağınık kurumsal yapısının toparlayıcı bir boyutunun da olması lazım. Elektronik ticaretin ilgili tarafı hangi kanunların kendilerini ilgilendirdiğini bilmeleri ve bu kanunları bulmaları çok zor görünüyor.

Örnek vermek gerekirse, elektronik ticaret yapmaya karar veren bir girişimci olarak düşünün: Türk Ticaret Kanunu konunun tüketicinin korunmasıyla ilgili olduğunu bilecek ve Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a ulaşacaksınız. E-Girişimci, Kayıtlı Elektronik-Posta Sistemine İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik'i bileceksiniz, Maliye Bakanlığının E-Ticaretin Vergilendirilmesi'ni bileceksiniz, Mesafeli Sözleşmelere Dair Yönetmelik'i bileceksiniz, Posta Hizmetleri Kanunu'nu bileceksiniz, Elektronik Haberleşme Sektöründe Kişisel Verilerin İşlenmesi ve Gizliliğinin Korunması Hakkında Yönetmelik'i bileceksiniz. Burayı delmeyin, özellikle söylüyorum.

Şimdi, tasarının 6'ncı maddesinde Komisyonda ilave edilen bir şey var. Özellikle sonradan davalara esas teşkil etmesi açısından buradan bir şey ifade edeceğim: Tasarının 6'ncı maddesinin 3'üncü cümlesinde "Kendisiyle" başlayan cümle yanlış anlaşılmasın, bu cümle bilahare kötüye kullanılmasın. Bu hükmün amacı, mal ya da hizmet tedarik edenlerin bakım, kullanım gibi hizmetleri alabilmesine kolaylık sağlamasıdır; yoksa bu reklam için kullanılamaz, hüküm yorum yoluyla bile olsa genişletilemez. Bu, Komisyonda böyle görüşüldü, iktidarın bilmesini istiyorum.

Burada uzayıp gidiyor; kanun, yönetmelik ve kurumsal yapı zinciri var, onun için bundan sonrasını saymayacağım. Sadece şunu ifade etmek istiyorum: Bu yapıyla bile bir KOBİ olarak e-ticaret yapacaksınız. Bu kanun tasarısının bir kez daha bu bakış açısıyla ele alınması gerekirdi.

Tasarının iki yıl gibi bir süre topluma hiçbir açıklama yapılmadan bir kamu kurumunun veya bir sivil toplum örgütünün iktidara baskısı, freniyle Türkiye Büyük Millet Meclisi iradesi ipotek altına alınmaya çalışılmasın. AKP iktidarının ülkeyi nasıl yönettiğini göstermesi açısından her hafta alt yazıda "Bu hafta Elektronik Ticaret Yasa Tasarısı görüşülecek." diye geçmesine rağmen toplumla alay edilir pozisyona düşülmüştür. En azından bu konular ihtiyaç duyulan mevzuata baz teşkil etmesi açısından şimdilik koyduğumuz şartları da dikkate alarak tasarıya bu kadarıyla destek vereceğimizi tekrar ifade etmek istiyorum.

Beni dinlediğiniz için yüce heyete saygılar sunuyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan. (MHP sıralarından alkışlar)