| Konu: | Suriye ve Irak'tan gelen göçmenlere yapılan insani yardımlara ilişkin |
| Yasama Yılı: | 5 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 22.10.2014 |
KEMAL AKTAŞ (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye ve Irak'ta yaşanan savaş nedeniyle Türkiye'ye gelen sivillerin durumuyla ilgili gündem dışı söz almış bulunmaktayım Heyetinizi ve Meclis Genel Kurulunu saygıyla selamlıyorum.
Bilindiği gibi, 2011 yılının Mart ayında Suriye'de başlayan olaylar kısa sürede iç savaşa dönüşmüş, yüzbinlerce insan yaşamını yitirmiş, milyonlarca insan mülteci durumuna düşmüştür. Kuşkusuz, bu göç dalgasının en trajik olanını IŞİD adlı vahşi örgütün katliam tehdidine maruz kalan Ezidi Kürtler ve Kobanili Kürtler yaşadılar. Ben bugün sayısı ve aldıkları kamu hizmetleri son günlerde sıkça tartışma konusu olan Ezidi Kürtleri ve Kobanili kardeşlerimizin şu anda içinde bulundukları durumu aktaracağım.
Bilindiği gibi, IŞİD adlı vahşi örgüt savunmasız Ezidi Kürtlerinin yaşadığı Şengal bölgesine yönelmiş, bu bölgede sayıları 700 bin civarında olduğu tahmin edilen Süryani, Türkmen, Alevi ve Yezidi halkları komşu ülkelere göç etmek zorunda kalmışlardır. Bunlardan 20 bin ila 25 bin kişi Türkiye sınırlarından giriş yapmışlardır. Gelen tüm göçmenler "Suriyeli" ibaresiyle ifade edilmektedir. Türkiye'ye giriş yapan Ezidi nüfusuna yönelik resmî olarak herhangi bir kampın açılmadığı, gelenlerin bölgedeki akrabaları, belediyeler ve halkın imkânlarıyla barınmaya devam ettikleri bilinmektedir. Suriye'de iç karışıklığın başladığı Mart 2011 tarihinden günümüze kadar Türkiye'ye giriş yapan göçmen sayısı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının verilerine göre yaklaşık 1 milyon 600 bin kişidir. Bu kişilerden 220 bin kişi geçici barınma merkezlerinde barındırıldılar. Aynı şekilde, Kobani'ye IŞİD'in saldırılarının başladığı otuz dört gün içinde, Kaymakamlık verilerine göre, Suruç ilçemize 190 bin kişinin geldiği, bunlardan 90 bin kişinin kayıt altına alındığı, AFAD toplanma merkezlerinde ise 5 bin ila 6 bin kişinin kaldığı belirtilmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; resmî kurumların sadece nüfus sayısıyla ilgili yayınladığı bu verilerin kendisi bile bilgi kirliliği yaratmaktadır. Bu bilgiler doğruysa Kobani'den geldiği söylenen 185 bin kişilik bir nüfusun durumunun ne olduğu ve nerede oldukları, nasıl yaşamlarını sürdürdükleri belirtilmemektedir. Ancak, günlerdir Sayın Başbakan ve Hükûmet yetkililerinin "200 bin Kobaniliye kucaklarımızı açtık, onlara ev sahipliği yapıyoruz, yüzlerce tır dolusu yardım yaptık." söylemlerinin gerçeği yansıtmadığı aşağıdaki bilgilerden de anlaşılmaktadır.
Bölgedeki belediyeler ve Türkiye genelindeki duyarlı sivil toplum örgütlerinin ve halkın çabalarıyla 850 çadırda 15-20 bin kişinin barındığı, 600 çadırın da yine benzer katkılarla kurulmaya çalışıldığı bölgedeki gönüllüler tarafından ifade edilmektedir. Cami avluları, boş çiftlik evleri, parklar ve taziye evlerinde de binlerce insanın sağlıksız koşullarda kaldıkları her gün basın-yayın organlarınca gündeme taşınmaktadır.
Sivil toplum örgütleriyle bölgedeki belediyelerin hizmetleri Suruç Belediyesi üzerinden gelen Kobanililere ulaştırılmakta olup, bu kapsamda 18 bini köylerde, 32 bini de ilçe merkezinde olmak üzere toplam 50 bin kişiye günlük hizmet verilmeye çalışılmaktadır. Bölge insanımız ve Suruç halkı, şüphesiz, sofrasındaki son lokmayı da Kobani'den gelen kardeşleriyle paylaşacak cömertliktedir. Bundan kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Ancak, gelen nüfusun kalabalık olması, Suruç gibi küçük ve imkânları kısıtlı bir ilçenin ihtiyaç duyulan tüm hizmetleri sunmasını zorlaştırmaktadır. Gelen Kobanililere sunulacak hizmetlerin sürdürülebilir ve ulaşılabilir olması için kamu olanaklarının acilen seferber edilmesi gerekmektedir. Suruç'ta devlet tarafından kurulan toplanma alanında kalan Kobanili sayısının 5-6 bin kişi olduğu bilinmektedir. Hâlihazırda kış mevsimine girmemize rağmen, bölgede kışa dayanıklı kalıcı barınma merkezleriyle ilgili bir çalışma mevcut değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
KEMAL AKTAŞ (Devamla) - Hükûmetin Kobani'den gelenlere...
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Aktaş.
KEMAL AKTAŞ (Devamla) - Teşekkür ederim Başkanım, son cümlemi bitireyim.
BAŞKAN - İşte öyle, usul öyle. Bitirin.
KEMAL AKTAŞ (Devamla) - Hükûmet, bölgemizde yaşanan çatışma, iç savaş ve bağlantılı olarak gelişen göç hareketlerini tersine çevirecek politikalar üretmek zorundadır. Rojava'daki siyasi yapılanmalarla dostluk temelinde ilişkiler kurmalı, kısa vadede Türkiye'ye gelen tüm göçmenlerin insani yaşam koşulları iyileştirilerek uluslararası standartlara kavuşturulmalıdır. Unutmayalım ki sınırlarımızı silahlarla değil, kuracağımız insani ve dostane ilişkilerle koruyabiliriz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)