GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:137
Tarih:08.09.2014

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 128'inci madde üzerine verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Bu vesileyle yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.

Bu maddede, inşa edilen barajlarda özellikle kamulaştırmalara ilişkin birtakım hususları Bakanlar Kurulu yetkisine alıyor. Bunu alması doğal, alsın da burada sıkıntılı bir durum var gerek Artvin'deki olayda gerekse Denizli'deki olayda.

Bizim önergemiz vatandaşın mağduriyetinin giderilmesi yani "İstimlak ederken vatandaşa fazla para verin." diyoruz. Neden? Vatandaş mağdur oluyor? Yerini yurdunu bırakıyor, terk edip gidecek orayı; tarihini bırakıyor, geçmişini bırakıyor, soyunu sopunu, kabrini bırakıp gidiyor. Ama, burada ifade etmek istediğim bir husus var ki bu önemli. Belki de önergenin buraya yazılış biçiminde bir kötü niyet olmayabilir ama adamın yerini istimlak ediyorsunuz, alıyorsunuz, özel sektör buraya HES yapacak, baraj yapacak. Ne yaparsa yapsın, memleketin hayrına olsun yeter ki. Yalnız burada öyle bir şey söylüyor ki, "...bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan orman içi ve kenarı mahalle, köy veya belde halkının iskânlarının temini için, ailelerin hak sahipliği ve borçlandırılmalarına ilişkin usul ve esaslar Bakanlar Kurulunca belirlenir." Adamı yerinden ediyorsunuz, oradan kaldırıp atıyorsunuz, geçmişini siliyorsunuz, bir de üstüne borçlandıracaksınız. Yapmayın Allah'ınızı severseniz, nesine borçlandırılacak? Burada bu işi yapanın para kazanması için, memleket için hayırlı bir iş yapıyorsa Allah razı olsun, para kazandıracaksınız ama gelin şuna da ama gelin -devletten mi vereceksiniz, yapandan mı alacaksınız- bu vatandaşa da biraz fazla para verin, bizim söylediğimiz de bu. Niye borçlandırıyorsunuz? Yerinden yurdundan ediyorsunuz... Ben buna kamu kurumlarında çalışan vatandaşlarımızın da karşı olduğunu düşünüyorum, tahmin ediyorum. Ama hangi aklıevvel bunu buraya koyduk? Bunun bir mantığı yok, değeri yok. Bunu yapan kurumla, İstanbul'da 200 bin metrekarelik inşaat alanını 600 bin metrekarenin üzerine çıkarıyorsun,-İnternet'te böyle şeyler geçiyor; hep aynı şeyler vatandaşı zorluyor, vatandaşın aleyhine- 200 bin metrekarelik yeri 600 bin metrekareye aynı gruba çıkarıyorsun, -İnternet'te yazan doğruysa, "tape"lerde saçılan doğruysa- e burada da vatandaş, garip gureba, kaç kişi var Allah'ınızı severseniz?

Sayın milletvekilim bilir, o da Denizlili. Buradaki arkadaşlar mağdur olmuştur, bulunamıyordur, sıkıntılıdır, ailelerinde problemlidir, ayrılmıştır ama günahtır. Yarın öbür gün bu Bakanlar Kurulunun nesine güveneceğiz biz? Alacaklıyken borçlu çıkarır adamları.

Gelin, bizim önergemizi kabul edin, hiç olmazsa istimlak paralarını 2 misli verelim ki şeyi kapansın, ileride Bakanlar Kurulu borçlandırsa da adamların bir sıkıntıları olmasın. Benim söyleyeceğim bu. Ama Hükûmet bunu anlamamakta direniyor. Neden? Hükûmete bu dikte ettiriliyor, gerçekten vesayet rejiminin sıkıntısı bu.

Ya, elinden malı mülkü alınan adama "Buradan çık git, mezarların kalsın, kendin git..." Tamam, memlekete faydası olacak da ya bu garip gurebanın elinden burası alınıp bir de bunu borçlandıracak yetki Bakanlar Kuruluna veriliyor? Hepsi illa bu iş adamlarına mı verilecek canım, hep bunlara mı bu imkân tanınacak? Biraz da memleketin garip gurebasına yakın çalışılsın canım. Garip gurebaya "Ben verirsem olur." diyorsunuz, öbür tarafta iş adamına "Hep beraber alalım." diyorsunuz. Böyle bir şey olur mu? Yazık değil mi? Günah değil mi?

Ben burada okuduğumu gerçekten yanlış anladığımı düşünmek istiyorum. Biri bana gelsin, desin ki "Ya Haluk Bey, biz burada bunu kastetmedik, farklı şeyleri kastettik." Ama, Hükûmet de arıza var, vesayet Hükûmeti, ne denirse onu yapmak zorunda. Bundan önceki de böyleydi, şimdiki de aynı; bu, onun göstergesi. Gelin, ne olur bu bizim önergemizi kabul edelim de bu fakir fukara, Acıpayam'daki vatandaşlarımız yerini terk ederken, 2 misli alsın, yüzde 100 fazla alsın istimlak bedelini. Ne tutacak Allah'ınızı seversiniz, İstanbul'da imarını artırdığınız 3 dairenin parası etmez ya.

Teşekkür ediyor, saygılar sunuyorum hepinize. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

Sağ olun Sayın Başkan.