| Konu: | CHP GRUBUNUN, BURSA MİLLETVEKİLİ İLHAN DEMİRÖZ VE 21 MİLLETVEKİLİ TARAFINDAN, BURSA'DA FAALİYET GÖSTEREN TAŞ, MADEN, MERMER VE KUM OCAKLARININ NEDEN OLDUKLARI SORUNLARIN ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN (10/1000), GENEL KURULUN 22 TEMMUZ 2014 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 123 |
| Tarih: | 22.07.2014 |
MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Yarın inşallah Kadir Gecesi; öncelikle Kadir Gecenizi kutluyorum. Kadir Gecesi'nin dünyadaki bütün Müslümanlara, bütün insanlığa barış getirmesini, huzur getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum.
Çevre ve su kaynakları, ova ve tarım alanları hepimizin ortak değerleridir. Bugün bu değerler bütün dünyanın gündemindedir ve olmaya da devam edecektir. Amacımız gelecek nesillere temiz ve yaşanabilir bir çevre ve modern şehirler bırakmaktır. AK PARTİ olarak 2023 hedeflerimizin ana başlıklarından bir tanesi de budur. Önergede yer alan çevre duyarlılığı ve su kaynaklarının korunması noktasındaki düşüncelerinize katılıyorum ama katılmadığım noktalar da var, alınan tedbirler ve kontroller gibi. Önemli olan, bu değerlerimizi hep beraber korumamız, uygulamaları yürütmemiz ve denetlememizdir. Bunun için de hem ovalarımızın korunması hem de planlı, sağlıklı kentlerin oluşması için gerekli çalışmaları biz AK PARTİ iktidarı olarak ve belediyeler olarak yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz.
Bursa ilimiz gerçekten tarih ve medeniyetin beşiği olan bir ilimizdir. Bunlarla birlikte sanayi, ticaret ve turizm kenti olduğu gibi, tarım ve gıda kentidir. Bursa Ovamızdaki güzel meyve ve sebzelerin tadına doyum olmaz.
Yine coğrafi güzellikleriyle Bursa yaşanmaya ve görülmeye değer bir şehrimizdir. Bu nedenle bizim iktidarlarımız döneminde hükûmetlerimiz ve belediyelerimizle bu şehrin unutulmuş, yok olmuş, yıkılmış tarih ve kültür eserlerini ortaya çıkardık. Bursa bugün bir tarih kenti özelliğine kavuştu.
CHP grup önerisinde "Giderek azalan tarım alanlarının korunması gerekmektedir." denilmekte. Ben buna katılıyorum. Ancak Bursa'nın tarım arazileri bizim dönemimizden önce "böl, parçala, sat" anlayışıyla satılan arsalara yapılan kaçak yapılara, plansız şehirleşmelere izin verildi. Hepimiz biliyoruz, maalesef göç hem yerel yöneticilerin hem de genel yöneticilerin arkasından geldiği bir nokta oldu ve Bursa'ya çözüm üretemediler. Biz ne yaptık? Biz ise orayı kurtarıyor ve Bursa'yı tekrar eski o yemyeşil hâline dönüştürmeye gayret ediyoruz, büyük bedeller ödeyerek, coğrafi güzelliklerini ortaya çıkarıyoruz.
Bursa sizin de bahsettiğiniz bu özelliğini yitirmek üzere iken diğer şehirlerimizin olduğu gibi Bursa'nın imdadına yetiştik. Çıkardığımız kanunlarla ve belediyelerimizin yaptığı çalışmalarla büyük çoğunluğuyla bu kaçak yapılaşmaların önüne geçtik. Türkiye gibi enerjide dışa bağımlı olan ve enerji çeşitliliği ihtiyacı olan bir ülkede "Maden işletmeyelim." diye bir mantık olamaz. İş güvenliği, çevre duyarlılığı, su kaynaklarının muhafazası gibi konular bizim için de sizin için de öncelikli ve hassas konulardır. Doğal kaynakların insan ve toplum yaşamındaki önemi bilinmektedir. Yaşamı fonksiyonel hâle getiren araç ve gereçlerin yüzde 99'u doğal kaynaklardan, özellikle de madenlerden sağlanmakta, dolayısıyla toplumların refah ve gelişmişlik düzeyleri ile madencilik faaliyetleri arasında yakın bir ilişki bulunmaktadır. Çağdaş bir yaşam için madencilik faaliyetleri vazgeçilmezdir. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, çevre faktörü göz ardı edilerek hiçbir ekonomik faaliyet gibi madencilik faaliyetlerinin de yürütülmesi mümkün değildir. Madenciliğin çevreye etkileri yadsınamaz. Ancak madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanılması, madencilik süreçleri ya da sonrasında çevrenin korunmasına ve yenilenmesine yönelik önlemlerin alınması, sektörün gelişimini engellemeyecek, aksine genel anlamda sektörün gelişimine yönelik katkıyı yapacaktır.
Sorunlara çözüm bulmak yerine, üretim yapmayı kesin engelleyecek şekildeki çalışmaların, ilimize, dolayısıyla ülkemize zarar verdiği göz ardı edilmemelidir. Kullanılmakta olan maden çıkartma metotlarına bakılmaksızın her türlü maden işletmeleri yoğun olarak arazilerin bozulmasıyla beraber doğal çevrenin tahribine neden olmaktadır. Madencilik faaliyetlerinin neden olduğu çevre kirliliğinin en bariz örneklerinden birisi açık maden işletmelerinin çevreye verdiği zararlardır. Madencilik faaliyetleri kapsamında açık işletme yöntemi başta hava, gürültü ve su kirliliğine neden olmaktadır. Bu konuda sektöre büyük görevler düşmektedir. Tabii ki denetim mekanizmasının da çok iyi işlemesi gerekiyor.
Ayrıca Bursa ilimiz maden ocakları sahaları bakımından oldukça zengindir. Özellikle Orhaneli ve Keles ilçelerimiz Bursa ili içinde bu konuda en zengin ilçelerimizdir. Bu nedenle var olan zenginliklerimizden mutlaka yararlanmalıyız. Dünyada modern anlamda nasıl bir çalışma yapılıyorsa biz de daha iyisini hedeflemeli ve yapmalıyız. İlimizdeki maden çeşitliliği beraberinde birçok cevherleşmeyi de getirmiştir. Yapılan çalışmalar ilimizde önemli endüstriyel ham madde, metalik maden yatak ve zuhurlarını ortaya çıkarmıştır.
Bursa ilimizdeki madencilik faaliyetlerine şöyle bir göz attığımızda; 138 adet arama, 428 adet işletme olmak üzere toplam 566 adet ruhsat bulunmaktadır. İşletme ruhsatlarının 312 adedinde işletme izni verilmiş, 116 adedine işletme izni düzenlenmemiştir. Bursa ili dâhilinde 146 adet mermer, 76 adet kalker, 33 adet krom, 6 adet kömür ve 5 adet manyezitkrom işletme ruhsatı bulunmaktadır. Kamu kurumlarının ham madde ihtiyacının karşılanması için de 79 adet ham madde üretim izin belgesi verilmiştir.
Yeni müracaatlara baktığımız zaman: 2012 yılında 109, 2013 yılında da 90 adet ruhsat müracaatı vardır.
İlimizde en fazla üretilen maden kalker ve kromdur. Bunların üretim miktarlarına baktığımız zaman:18 milyon 379 bin tonla kalker, daha sonra 2 milyon 379 bin tonla krom, yine 1 milyon 106 bin tonla mermer gelmektedir.
Madencilik sektörünün çevreyle ilişkilerinin ve çevre politikalarının tartışılarak sektördeki bilimsel ve teknik bilgi üretiminin araştırmacı, uzmanlar ve tüm paydaşlar tarafından paylaşılması amacıyla -işte sizin verdiğiniz bu önergenin içeriği doğrultusunda- Bursa ilinde, 9-10 Mayıs 2012 tarihinde Bursa ilindeki madencilik faaliyetleri ve çevresel sorunları konulu bir çalıştay düzenlenmiştir.
Bu çalıştayda 5 alt grup oluşturulmuş. Onlar şunlardır: Maden mevzuatı çalışma grubu, ÇED mevzuatı çalışma grubu, çevresel etkiler (su, hava, toprak, gürültü) çalışma grubu, Bursa'da madencilik çalışma grubu, iyi madencilik uygulamaları çalışma grubu.
Dolayısıyla, çalışma gruplarında moderatör desteği ve yönetiminde konu, sorun ve çözüm önerileri görüş alışverişinde bulunulmuş, ortaya çıkan raporların tartışılması ve sonuçlandırılmasıyla çalıştay bildirisi hazırlanmış ve kamuoyuna sunulmuştur. Bu sonuç bildirgesi hem ilgili kurum ve kuruluşlarımız için hem Bakanlık için rehberlik etmektedir ve çalışmalar da buna göre yürütülmektedir.
Ocakların işletmesinin bitiminden sonra hem orman hem de tarım arazisi olarak geri kazanımların
önemli olduğunu düşünüyorum. Gelişmiş ülkelerde bununla ilgili çok güzel örnekler olmakla birlikte, ülkemizde bu konuda daha hassas davranılmalı ve gerekli denetimler yapılmalıdır.
Bizler çevreye verdiğimiz önem kadar su ve su kaynaklarına da aynı hassasiyetle yaklaşıyoruz. Bursa çeşmelerinden gönül rahatlığıyla su içebilirsiniz. Belediyenin ve Hükûmetimizin yaptığı çalışmalarıyla gerçekten de Bursa bu konuda ender illerimizden bir tanesidir.
Yine, bizim köylerimizin kronikleşmiş su problemi vardı. Bizim hükûmetlerimiz döneminde, KÖYDES ve BELDES projeleriyle, tüm Türkiye'de olduğu gibi, Bursa'da da köylerimizin içme suyu problemini çözdük. Daha sonra ortaya çıkan problemlere de anında duyarlı olduk ve müdahale ettik. Problemleri çözme noktasında gerekli girişimleri yaptık, işte, bu önergenizde de bahsedilen Orhaneli Başköy'deki su probleminde olduğu gibi. Bizzat şahsım köye giderek, mermer ocağına inerek, su kaynağına da giderek orada gerekli denetimleri yaptık, örnekleri aldık. Sonrasında hazırladığımız raporu bilgi olarak Başbakan Yardımcımızın makamına, gereği için de DSİ Genel Müdürlüğüne, Maden İşleri Genel Müdürlüğüne, İl Özel İdaresine ve
Bursa İl Sağlık Müdürlüğüne göndererek çözüm üretme noktasında katkı yaptık, daha doğrusu problemi çözdük.
Bu rapor ve yazışmaların sonucunda, Bursa Valiliği tarafından 18/4/2013 tarihli yazıyla Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ve DSİ tarafından bir komisyon oluşturularak, başta Başköy ve civarında bulunan ocaklar olmak üzere, tüm Bursa ilinde bulunan ocak sahalarında denetimlerin yapılması ve üçer aylık periyotlarla bilgi verilmesi görevi verilmiştir. İstenen komisyon 14/5/2013 tarih ve 273314 sayılı valilik yazısıyla oluşturulmuş olup bundan sonraki denetimler bu komisyon marifetiyle sürdürülecektir. DSİ Genel Müdürlüğümüz de gerekli çalışmaları bu komisyon tarafından ve buna bilgi katkısı yaparak mermer ocaklarının mevzuatı ve ÇED raporları doğrultusunda da sürdürmektedir.
Ben, bizzat, buradaki raporda belirttim. Yani bu bir tane maden ocağının su kaynağına etkisi olabileceğini, dolayısıyla, suyun kirlenmesine, fiziksel kirlenmesine sebep olacağını, bunun giderilmesi gerektiğini söylemiştik. Bundan sonra DSİ bir karar aldı, Bakanlar Kurulu kararıyla bu alanı genişletti ve koruma altına aldı. Dolayısıyla, biz, su kaynaklarına da sonuna kadar duyarlıyız. Temiz su içmek, güzel yaşamak, yaşanabilir bir çevrede yaşamak, bütün halklarımızın isteğidir. AK PARTİ'miz de yaptığı çalışmalarla bunu göstermiştir.
Bundan sonra da aynı çalışmaları, çevreye duyarlılığımızı sürdüreceğiz diyorum, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)