| Konu: | İŞ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI İLE BAZI ALACAKLARIN YENİDEN YAPILANDIRILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 19.07.2014 |
AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülen tasarının 25'inci maddesi üzerinde verdiğimiz önergeyle ilgili olarak söz almış bulunuyorum. Öncelikle, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz maddeyle işsiz kaldığı dönemde işsizlik ödeneğinden yararlanıp işe iade davası sonucunda da tekrar ücretleri ve primleri ödenenlerin bu ödemeler düşülerek kalan tutarlarda işsizlik ödeneğinden yararlanabilmesi hususu düzenlenmekte.
Değerli milletvekilleri, AKP hükûmetlerinin on iki yıldır işsizlikle mücadele konusunda ciddi bir iddia ortaya koyamadığı, bir strateji, bir plan ve istihdamın yapısal sorunlarını çözecek herhangi bir model getiremediğini görüyoruz.
Gene, enteresan olan bir başka konu, sanayimizin ihtiyacı olan ara eleman yetiştirilmesi konusunda da yaklaşık on iki yıldır herhangi bir tedbir geliştirilememiş ve bu noktada da, maalesef, herhangi bir çalışma içerisinde bulunamamıştır. Ancak, daha ilginç olanı, şu anda işsiz sayısının yaklaşık beşte 1'i üniversite diplomasına sahip olan işsizlerdir. Yani, lise diplomalı veyahut meslek lisesi diplomalı işsizlerden ziyade, daha çok üniversite diplomalı işsizlerle karşı karşıyayız. Bu kesimdeki işsizlik oranı şu anda yüzde 20'yi bulmakta. Yani, toplamda 2,7 milyon işsiz içerisinde yaklaşık yüzde 20 civarında üniversiteli işsizle karşı karşıyayız.
Değerli milletvekilleri, ekonomik olarak orta ve uzun vadede ülkemize kazanç sağlamayacak düzenlemelerin yer aldığı bu torba tasarıyı görüşmeye devam ediyoruz. Ancak bu tasarı, girişimcilerimizin üzerinde günlük ticari ve yaşam mücadelelerine katkı yapacak herhangi bir ilave de getirmemektedir. Geldiğimiz nokta itibarıyla enflasyonun yani Tüketici Fiyat Endeksi'nin son üç aydır yüzde 9'ların üzerinde demirlediğini ve çift haneleri de zorladığını görüyoruz tıpkı işsizlikte olduğu gibi. Bu bakımdan, haziran ayında gerçekleşen enflasyon rakamlarına baktığımız zaman, geçmiş iki yılın oldukça üzerinde gerçekleşen rakamlarla karşı karşıyayız. Yine yılın ilk ayı, altı aylık enflasyonundaki artış önceki yıllarla mukayese yapıldığı zaman ekonominin büyük bir problemle karşı karşıya kalacağını gösteriyor. İşte, yıllardır devam eden bu yüksek enflasyon kronik hastalığı hem vatandaşımızı hem girişimcimizi ezmekte ve ticaret ile yaşam şartlarını ağırlaştırarak, her şeyden önemlisi de ciddi bir gelir kaybına yol açarak acı ve başarısız bir ekonomi politikasını karşımıza getirmektedir. Faizleri emir ve kumandayla düşürmeye çalışanlar sıra enflasyona geldiği zaman aynı tutumu gösterememektedirler. Enteresan olan, bir ekonomide faizlerin doğru belirlenmesinde hem tasarrufları hem tüketimi, üretimi, doğal olarak yatırımları ve dışarıdan gelecek olan finansman girişini de etkileyeceği için sonunda kaynak tahsisini etkileyecek bir politikadır faiz politikası.
Değerli milletvekilleri, Türkiye İstatistik Kurumu her ne kadar enflasyonu düşük göstermeye çalışsa da vatandaşın enflasyonu TÜİK'in enflasyonundan oldukça da farklı gitmektedir. Örneğin Tüketici Hakları Derneğinin yaptığı enflasyon çalışmalarında ve takip ettiği 32 ana temel üründeki gıda enflasyonuna baktığımız zaman bu enflasyonun ortalama yüzde 10 fiyat artışı getirdiğini ve bazı ürünlerde de yüzde 90'ı bulduğunu görüyoruz. Örneğin bu çalışmaya göre, pirinç yüzde 44, yumurta yüzde 33, patates yüzde 27, kuru fasulye yüzde 65 artmış yani nerede TÜİK'in açıkladığı rakamlar, nerede vatandaşın karşı karşıya kaldığı fiyatlar.
Değerli milletvekilleri, aynı şekilde, girişimcilerimiz de yüksek enflasyondan şikâyetçidir. Bu bakımdan ekonomide üstyapının doğru belirlenebilmesi için altyapının da aynı şekilde doğru, tutarlı ve yerinde belirlenmesi gerekir. Bu ekonomi teorisinin en önemli kesimidir ve buna dikkat edilmesi gerekir.
Bizimle birlikte teknoloji yarışına geçen Tayvan, Güney Kore, Singapur gibi ülkeler on iki yıldır bizi çok çok geride bırakmıştır, artık teknoloji merkezi ülkeler hâline gelmişler ama maalesef biz bu süre içerisinde, bu teknolojiyi üretir ülke durumuna gelemedik.
Değerli milletvekilleri, bu tip geçici düzenlemeler yerine ekonomiyi doğru yerinde götürecek düzenlemelerin gelmesi dileğiyle tekrar saygılarımı sunuyorum.