| Konu: | TERÖRÜN SONA ERDİRİLMESİ VE TOPLUMSAL BÜTÜNLEŞMENİN GÜÇLENDİRİLMESİNE DAİR |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 113 |
| Tarih: | 08.07.2014 |
AK PARTİ GRUBU ADINA ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün aslında, sonda söyleneceğin başta söylenmesi gereken bir gündeyiz ve hepimizin bildiği gibi, bugün burada sadece bir kanunu görüşmüyoruz, böyle bir müzakere değil bu, aslında tarihî bir oturum ve bu ülkenin yüz yılı aşkın süredir kanayan ve kanatılan bir meselesini, on yıllarımızın, pek çoklarımız için çok zorlu ve her türlü kayıpların yaşanmasıyla geçmesine neden olan çok katmanlı bir sorun yumağını artık ve nihayet çözmeye odaklanan köklü bir ilerlemeyi müzakere ediyoruz. Elbette bu noktaya gelmek adına yürütülen gayretler sadece bugünlere ait değil. Hepimizin bildiği gibi, 1'inci AK PARTİ Hükûmetinin kurulmasından sonra, tam on iki gün sonra, 2002'nin 30 Kasımında, 1987 yılından itibaren bu ülkede tam 46 kez uzatılan ve pek çok soruna neden olan OHAL uygulamasının sona erdirilmesiyle başladı bu süreç ve o tarihten itibaren köklü demokratikleşme adımları ardı ardına atıldı. Türkiye, dünyada yaşanan değişim dalgasını yakalayarak kelimenin tam anlamıyla "sessiz devrim" nitelemesine uyan bir ilerlemeyi büyük bir sabır ve kararlılıkla gerçekleştirdi. Birey odaklı, devlet ile toplum arasındaki kopukluğu gideren, eşit vatandaşlık temelli politikalarla yola devam edildi ve toplumun önünü kesen -tırnak içinde- millî öcülerimize, siyasi rant elde etme adına kulaklara üflenen paranoyalara boyun eğilmedi. Bize yıllarca birileri şöyle dedi: Sakın ha, Kürt sorunu demeyin, hele çözmeye hiç yeltenmeyin. Ne olur, çözmeye kalkarsak ne olur? Aa, çok fena olur. Ne olur, ne olur? Bölünürüz elbette.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Kim dedi açıkla da ona bir lanet okuyalım.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Onun sahipleri kendini çok iyi biliyor, bu ülkenin 76 milyonu da iyi biliyor.
Ve bu bölünme propagandaları bu ülkenin yıllarına mal olduğu hâlde, büyük acıların, ölümlerin sürmesine neden olduğu hâlde...
ALİM IŞIK (Kütahya) - Elinizi tutan mı vardı on iki yıldır niye çözmediniz?
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...yıllar ve yıllarca siyasi hesaplar adına sahiplenildi ve milletimize bir bölünme sendromu dayatıldı.
MEHMET ERDOĞAN (Muğla) - On iki yıldır taviz veriyorsunuz. Neyi çözdünüz?
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Ancak bu topraklarda hiçbir zaman ilanihaye dayatmalar kazanmadı ve bilsinler ki kazanmayacak. İşte, bugün Parlamentomuzda -eskilerin deyişiyle, efradını cami, ağyarını mâni derler- kuşatıcı ve tümüyle hukuka, anayasal düzenlemelere uygunluk ilkesini gözeterek yeni açılımlara imkân tanıyan bir yasal düzenlemeyi tartışıyoruz. Bu yasal düzenleme dayatmalara verilen en doğru cevap olarak karşımızda. Türkiye'de tüm toplum kesimleri barışı talep ediyor ve barışa 2002'den beri atılan adımlarla, 2009 yılında başlayan Millî Birlik ve Kardeşlik Projesi'yle, 2012'den itibaren de çözüm süreciyle tüm dayatmaları elinin tersiyle iten bir toplumsal mutabakatla milletimiz destek veriyor ve bu desteğe binaen atılan adımlar neticesinde iki yıldır akan kanın durduğunu görebildik. Yani, Benjamin Franklin'in bir ifadesi vardır, dememiz odur ki: "Savaşın iyisi yoktur, barışın da kötüsü yoktur."
Yaşanan bu toplumsal iklimle memleket bölünmediği gibi, öylesine bir umut ve inanç kapladı ki artık yürekleri, işte, yıllardır örgütün dağa çıkardığı evlatları için yürekleri yansa da bir Allah'ın kulu ses çıkaramazken bu huzur ortamı annelerin yürekli çıkışına zemin oluşturabildi ve ideolojisi olmayan, siyaseti olmayan anneliğin duruşu öylesine güçlü ki tersini isteyenler olsa da önüne çıkan her engeli kaldıracak. Şehit cenazelerini istismar edenler değil, birlikte yaşama ve bu topraklarda birlikte var olma çabası kazanacak.
Elbette şehit ailelerinin, şehit annelerinin, yakınlarının, evlatlarının yaşadığı acıyı unutmadık ve unutmayacağız, asla unutturmayacağız. Evladını 20 yaşında askere yollayıp sonra tabutuna sarılanlar bu ülkenin büyük bir acısı ve bu ülkenin bir gerçeği ama beyaz Toroslarla gelen birilerinin götürdükleri evlatların da bir daha evlerine dönemedikleri günler, köy yakmalar, faili meçhuller, işkenceler, Diyarbakır Cezaevi ve niceleri de bu ülkenin gerçeği. İşte, bütün bu gerçekler ki daha dün Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında Cizre'de, Bingöl'de, Bitlis'te askerlik şubelerinin önünde sıraya girip gönüllü olarak Kıbrıs'ta savaşmaya gitmek isteyen bu halka ne yapılmıştır da kendi devletlerine silah doğrultmuşlardır? Bu soruyu sormayacak mıyız? Bir kez olsun başımızı iki elimizin arasına alıp düşünmeyecek miyiz? "Nerede hata yaptık, neden böyle oldu?" diye sormayacak mıyız? (MHP sıralarından gürültüler)
OKTAY VURAL (İzmir) - Ya, o öldürülen çocukları, masum çocukları kim öldürdü, güzelim insanları kim öldürdü?
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri...
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Çok uzun yıllar Kürt meselesi vesayetin ve vekâletin aracı hâline getirildi.
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen...
OKTAY VURAL (İzmir) - Meydanlarda katliamları yapanlar kimdi? Hiç mi gözünüz görmeyecek?
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Hükûmetler kuruldu, hükûmetler dağıtıldı ama problem o zaman da bu sorunun parçası olanlar burada olduğu hâlde paşa paşa devam etti ve bütün bunları özetleyen ana cümle de ret, inkâr, asimilasyon politikaları oldu. İmparatorluk mirasçısı bir devlet, sınıfsız, imtiyazsız, homojen bir ulus devlet kalıbına sokulmak istenerek kendi vatandaşlarını tehdit olarak gören rejim eliyle devletine küskün bir millet yaratıldı.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Jön Türkler de sizin gibi düşünüyordu.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Ancak, dünde ve geçmişin acılarında kaybolup kalmayacağız.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Jön Türkler de sizin gibi düşündüler, Balkanları kaybetti Osmanlı.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Mevlana'nın dediği gibi "Dün dünde kaldı cancağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım."
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Osmanlı'yı, nasıl kaybettiğimizi de oku.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Ama yeni şeyler söylememekte ısrar edenler...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Git Balkanları nasıl kaybettiğimizi bir daha oku, git bir daha oku.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...geçmişe takılmak isteyenler olabilir, onlara selam olsun ama toplumsal ihtiyaçlara, hakiki karşılıklar üretmeye...
OKTAY VURAL (İzmir) - Bak, bu masum çocukları öldürenler...
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...ve hakiki karşılıklar üreterek yola devam etmeye hep beraber biz devam edeceğiz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Bakın, bakın...
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Siyaset kurumuna düşen de budur, sorumlu siyaset dediğimiz de budur.
KEMALETTİN YILMAZ (Afyonkarahisar) - Babanın kemikleri sızlıyor.
OKTAY VURAL (İzmir) - Bakın, bakın, bunlar, bu masum çocukları öldürenler...
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Resimleri üzerinden polemik yapmak değil, gerçekten siyaset üretmek...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Baban yaşıyor olsaydı seni aforoz ederdi.
OKTAY VURAL (İzmir) - Bu masum çocuklar, bak.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Ve herkes işitmeli ki, bu topraklarda bölünme değil, bu topraklarda kardeşlik payidar olacak. Bu topraklarda Kılıçarslan'ın torunları ile Selâhaddin Eyyubî'nin torunlarını hiç kimse birbirinden ayıramayacak.
Bu mesele, artık, parti rekabetine kurban verilmeden konuşulmalı. Yaşanan sorun, ne AK PARTİ'nin ne de mevcut Hükûmetin ne de Başbakanımızın problemi; yaşanan problem aslında hepimizin meselesi.
Sonuna kadar inanıyorum ki, tarihte Türkler ile Kürtlerin ittifakı nasıl bizi küresel güç hâline getirdiyse bugün de artık yeni bir eşiğin önündeyiz.
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Öyle bir şey olmadı hiçbir zaman.
FARUK IŞIK (Muş) - Nankörlüktür bu.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Ya bu sorunumuzu çözeceğiz ya da tarihsel ve coğrafi iddialarımızı devam ettireceğiz...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Böyle bir şey hiç olmadı. Tarihi yeniden oku, tarihi.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...ya da yeni bedeller ödemeye devam edeceğiz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Yusuf Hoca bir ders versin.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Kimin ne istediğini böylece de hep birlikte göreceğiz. Aslında buradaki tutum alış, belki de siyaset kurumunun en gerçek, en hakiki turnusol kâğıdıdır...
OKTAY VURAL (İzmir) - Irak'a da demokrasi getirdiler, bak(!)
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ...ve belki de tahammül edilemeyen tam da bu turnusol kâğıdıdır.
OKTAY VURAL (İzmir) - Irak'ta bütünlük oluyordu, Irak'a da çözüm getirdiler(!)
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - AK PARTİ Hükûmeti bu meseleyi milletimizin kendisiyle imtihanı olarak görmektedir. Yüzyıllık parantezi kapatıp Erzurum Kongresi'nde, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açılışında, 1920 Meclisinde olduğu denli güçle demokratik birliğimizi sağlamak, Orta Doğu'da sınırların yeniden çizildiği bir dönemde Türkiye'yi istikrarsızlaştırmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürmemek de...
YUSUF HALAÇOĞLU (Kayseri) - Siz kendiniz yapıyorsunuz, kendiniz.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - ... ben diyorum ki, hepimizin de bu Mecliste olan herkesin de boynunun borcudur.
On iki yıllık iktidar pratiğimiz korkularımızdan başka korkacak hiçbir şeyin olmadığını göstermiştir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Damat Ferit böyle konuşuyordu.
ZEYNEP KARAHAN USLU (Devamla) - Tüm yakıcı yaşanmışlıklara, tüm acılara son verme adına, en açık ifadesiyle, siyasi varlığımızı riske ederek, korkusuz bir Hükûmet olarak yürütülen çabaların ardında da dürüst, cesur politikalarımızın ardında da böylesi bir samimiyet ve böylesi bir vizyon vardır.
Tarihsel olarak çözümün değil sorunun parçası olanlar ve yine umudun düşmanı olanlar bunu anlamaya dirense de Türkiye büyük bir sosyal restorasyon içerisindedir ve kendi sosyal restorasyonunu tamamlayacak, kendisini bağlayan tüm prangalardan kurtulacak, hızlı bir ekonomik gelişmeyi ve kalkınma hamlesini de sürdürmeye devam edecektir.
Ezcümle, bu yasa, ülkemizin birliğinin ve dirliğinin çimentosu olmanın yanında, yeni devlet aklındaki paradigma değişiminin de en büyük kanıtı sorunlarımızı müzakereci siyaset yoluyla çözeceğimizin ispatıdır diyor, barışın sadece ağızlardaki mümtaz bir kelime değil, her tarihsel dönemin pusulası olduğunu ifade ederek yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)