| Konu: | TURİZM YATIRIMLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 111 |
| Tarih: | 02.07.2014 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; turizm yatırımları hakkında gündem dışı söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Daha önce Termal Turizm Yatırımcıları Platformu'ndan aldığım bir yazı üzerine Kültür ve Turizm Bakanına "İstikrarlı ortama ihtiyaç duyan yatırımcıların tereddütlerinin ortadan kaldırılması ve yatırım yapmaktan kaçınmalarının önlenmesi, yetkililerin çelişkili kararlar alıyor imajının oluşturulmasından kaçınılması, yetkililerin bölgeye ilişkin düşüncelerinde tezatlık olduğu kanaatinin ortadan kaldırılmasına ilişkin bir açıklamayı kamuoyuna yapmayı düşünüyor musunuz?" diye sormuştum.
Bakanlar Kurulu kararıyla, Denizli'nin Sarayköy ilçesi jeotermal bölgesi olması nedeniyle 2006 yılında termal kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgesi ilan edilmişti. Bu bölgenin 1/25.000'lik çevre düzeni planı, 1/5.000'lik nazım imar planları onaylanmıştır. Turizm yatırımlarına başlanılabilmesi için öncelikle 1/1.000 ölçekli imar planlarının onaylanması gerekiyor. Bu nedenle, 2013 yılının Nisan ayından bu yana bu plan yürürlüğe girmiyor.
Bakanlık 26/12/2012 tarihinde özel idareye yazdığı yazıda bölgede sağlık ve turizm yatırımlarının öncelikli olduğunu ve bölgede yapılacak sondaj çalışmaları ile santral inşaatına izin verilmesinin mümkün olmadığını belirtiyor. Ancak MTA tarafından turizm alanı olan bu bölgede 2.250 hektarlık alanın elektrik enerjisi üretilmesi için bir şirketin kullanımına verildiği ifade ediliyor. Bakanlığın da Denizli Valiliğine yazı yazarak turizm alanında plan tadilatı talep ettiği de söylenmektedir. Bunun anlamı, biz buradan kısmen vazgeçiyoruz demektir. Bu olay, Denizli'nin termal kültür ve turizm koruma ve geliştirme bölgesi yapılan Sarayköy bölgesinde toplam 16.500 yatak kapasitesiyle 30 bin kişilik istihdamın, turizm tesislerinin oluşturulmasının sıkıntıya girdiğini göstermektedir. Şimdi herkes diken üzerinde. Ben soru sorduğumdan beri yaklaşık bir yıl geçti, yatırımcılar diken üzerinde. Yabancı yatırımcılarla temasta olanlar karşı tarafa net bir ifade kullanamıyorlar, söz veremiyorlar. Ekonomik büyümedeki gelgitler, istikrarın olmayışı, Başbakan ve bakanların Merkez Bankasıyla dövüşmeleri gerek uluslararası kuruluşlar gerekse derecelendirme kuruluşları nezdinde "Yatırım yapılamaz." konumuna düşürmektedir.
AKP'nin, kişilere, şirketlere özel değil, bir yatırım politikası olması, sağlam kurallı, kuralları iyi konulmuş, akşamdan sabaha değişmeyen bir politika izlemesi gerekir. Bakanlık bir an önce yatırımcıların talebini karşılamalıdır. Bunu zaten şunun için söylüyorum: Dolar bazında yurt içi hasıla düşüyor. "İlk çeyrekte yüzde 4,3 arttı." diyebileceğiniz millî geliri "Fert başına yurt içi hasıla 3 misli dolar bazında arttı." diyenlerle mukayese ettiğinizde dolar bazında millî gelirin düştüğünü görüyoruz. Şimdi, 2008'den bu yana zaten dolar bazında ülkemizde altı yıldır millî gelir kişi başına artmıyor. "Faizler düşsün, yatırım olsun." deyinceye kadar, gelen yatırımcının kaçırılmaması gerekir. İstikrar olsun, kararlar net olsun.
Bu söylediklerim AKP'yi tenkit için falan değil. Türkiye'nin dışarıdan da daha iyi, daha düzgün bir ekonomik ortamda görünmesi, yatırım yapılır bir şekilde dışarıdan algı oluşması içindir. Zaten 2014 yılı programında yatırımların dağılımına baktığınızda üç yılda önemli bir değişiklik görmüyoruz. Diğer sektörler de turizm gibi. Demek ki bir politika değişikliği yok ancak Sarayköy'ün 1/1.000 ölçekli imar planının -o bölgedeki- bir an önce yapılması ve yatırımlara kavuşması gerekiyor. Ben yüce heyeti bilgilendirmek istedim.
Saygılar sunuyorum.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (MHP sıralarından alkışlar)