GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: GÖZALTINDAKİ KAYIPLARA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:97
Tarih:04.06.2014

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; gözaltında kayıplar konusu üzerine gündem dışı konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

İnsan hakları savunucuları ve kayıp yakınları tarafından yaklaşık on dokuz yıldır sürdürülen gözaltında kayıplar için mücadelede dünyada belirli bir aşama kaydedildi. Birleşmiş Milletler Kişilerin Gözaltında Kayıptan Korunmaları ile İlgili Uluslararası Sözleşmesi, 20 Aralık 2006 tarihinde kabul edilip imzaya ve onaya açılmıştır. Bugüne kadar 91 ülke bu sözleşmeyi imzalamış olup, onaylayarak yürürlüğe koyan ülke sayısı 38'dir. Sözleşmeyi onaylayan ülkeler arasında Arjantin, Ermenistan, Bosna Hersek, Ekvador, Irak, Kazakistan, Nijerya, Peru, Sırbistan, Tunus, Uruguay ve Zambiya da bulunmaktadır.

Değerli milletvekilleri, insan hakları savunucuları ve kayıp yakınlarının defalarca çağrı yapmasına karşın, AK PARTİ iktidarının Birleşmiş Milletler Kayıplar Sözleşmesi'ni henüz gündemine almamış olması insan haklarına dair yüzeysel ve popülist bakışının ifadesidir. Türkiye'nin uluslararası yükümlülükleri Kayıplar Sözleşmesi'yle sınırlı değildir. Bunun yanı sıra, Uluslararası Ceza Mahkemesinin yargı yetkisini düzenleyen Birleşmiş Milletler Roma Statüsü'nün onaylanarak yürürlüğe konması ve Cenevre Sözleşmesi ek protokollerinin yürürlüğe konması gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'nin benzer suçların işlenmemesi bakımından irade beyanını göstermesi gerekmektedir. Bu irade beyanı ortaya konmadığı sürece tüm ülke yurttaşlarının kaygılarının devam edeceği ortadadır. İnsan Hakları Derneğinin verilerine göre, Türkiye'de 940 civarında gözaltında kayıp vakası tespit edilmiştir. Bu vakalardan yarısından fazlasının akıbetine hâlâ ulaşılamamıştır. Geçtiğimiz yıl yaşamını yitiren Berfo Ana'nın oğlu Cemil Kırbayır'ın akıbetini araştırmak için sürdürdüğü mücadele hafızalarımıza kazınmıştır. Bir önceki dönem Türkiye Büyük Millet Meclisi İnsan Haklarını Araştırma Komisyonunun Cemil Kırbayır'la ilgili yaptığı araştırma sonucunda yayınladığı raporda, Cemil Kırbayır'ın gözaltında işkenceyle öldürüldüğü ve cenazesinin kaybedildiği belirtilmiştir. Ancak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin raporlarının üzerinden dört yıl geçmesine rağmen, Cemil Kırbayır'ı 9 Ekim 1980 tarihinde Kars'ta öldürenler hakkında etkili soruşturma yapılmamış ve bir kamu davası da açılamamıştır.

Değerli milletvekilleri, Türkiye'de cezasızlık politikası maalesef devam etmektedir. 1992-1994 tarihleri arasında Mardin ili Derik ilçesinde gözaltına alınıp kaybedilen ve daha sonra kaybedilen insanların kemiklerinin toplu mezarda bulunması üzerine hakkında dava açılan Musa Çitil, yargılandığı Çorum 2. Ağır Ceza Mahkemesince beraat ettirilmiştir. Çitil dosyası, Türkiye'de cezasızlığın bir devlet politikası olarak uygulandığının çok tipik bir örneğini oluşturmaktadır. Gözaltında kayıpların akıbetinin araştırılması ve sorumlularının yargı önüne çıkarılmasındaki en önemli sorun, sürekli olarak cumhuriyet savcılarının cezasızlık politikasının bir gereği olarak zaman aşımı taktiğine başvurmalarıdır. Zaman aşımına girmeyen dosyalarda ise Çitil örneğinde görüldüğü gibi cezasızlık uygulanmaktadır. Gözaltında kaybetme insanlığa karşı suçtur. İnsanlığa karşı suçlarda zaman aşımı kavramı uygulanamaz.

Değerli milletvekilleri, unutturulmaya çalışılan anaların, babaların, kardeşlerin akıbeti açığa çıkarılmadıkça ve bize bu sonsuz acıları yaşatan karanlık güçlerden hesap sorulmadıkça insanlığın vicdanı hep yaralı kalacaktır. Toplumsal muhalefeti bastırmak amacıyla yargısız infazlar ve katliamların bir parçası olarak başvurulan bu yöntemle toplumda korku ve belirsizlik yaratılmak ve böylece muhalif güçler dağıtılmaya ve sisteme karşı mücadele etmekten vazgeçirilmeye çalışılmaktadır.

Geçmişin bütün hukuksuzluğunu toplumsal belleğin unutkanlığına havale ederek demokratik bir devlet ve toplum inşa etmek imkânsızdır. Bu vesileyle başta iktidar partisi olmak üzere, Mecliste grubu bulanan tüm partilere sesleniyorum: Gözaltında kaybetme insanlığa karşı suçtur. Bu suçun etkili soruşturulabilmesiyle ilgili Birleşmiş Milletler Sözleşmesi'nin bir an önce onaylanması ve yürürlüğe girmesi gerekmektedir. Sözde değil ama gerçekten demokratik, laik bir sosyal hukuk devleti olabilmenin yolu, geçmişle yüzleşme ve sorumluları yargı önüne çıkarabilme iradesini göstermekten geçmektedir. Bunları tekrar bütün Genel Kurulumuza hatırlatıyor, bu anlamda gereken duyarlılığın gösterileceğini bekliyor, tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)