| Konu: | 13/5/2014 TARİHİNDE SOMA KÖMÜR İŞLETMELERİNDE MEYDANA GELEN MADEN FACİASINA VE MADENLERDEKİ ÇALIŞMA KOŞULLARINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 22.05.2014 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, ülkemiz, acılardan, üzüntülerden bir türlü kurtulmak bilmiyor. Soma'da hayatını kaybeden madencileri konuşacaktık ancak bugün aldığımız haber bizi de derin bir şekilde üzmüş ve kaygılandırmıştır.
Bu sabah Okmeydanı'nda, yine benzer şekilde vurulan Berkin Elvan'ı ve Soma madencilerini anmak isteyen kalabalığa doğru ateş açılmış ve ne yazık ki, bu açılan ateş sonucunda 34 yaşındaki belediye işçisi Uğur Kurt hayati tehlike yaşamaktadır. Belki de şu anda hayatını kaybetmiştir. Ne yazık ki bu toplumsal olaylarda Hükûmetin polisi gaz bombası ve silah kullanmaktan çekinmemekte, yine yaşamlara mal olmaktadır.
Maden kazalarını düşündüğümüzde -biliyorsunuz- Soma'da işçilerin kullanamadığı, yetersiz kalan gaz maskelerini konuşmuştuk. İşçilerden esirgenen gaz maskeleri Hükûmetin polislerinden esirgenmiyor. Bugün yine Okmeydanı Cemevi çevresi gaza boğuldu, ateşli silah kullanıldı ve bir emekçinin hayatına mal oldu. Bu konuların Hükûmeti yeterince düşündürmesi gerekir. İşçi sınıfımız ne yazık ki cesetleriyle, cenazeleriyle ve talepleriyle gündemi belirliyor.
Bugün Soma madenini, maden kazalarını, Türkiye'de 50 bine yakın maden işçisinin taleplerini konuşacağız. Sayın Enerji Bakanı işçileri kurtarmak için çabalarından söz etmişti ama görüyoruz ki bugün Hükûmetin derdi işçileri kurtarmak değil sorumluları kurtarmak, başta kendilerini kurtarmak ve şimdi o madeni işleten, Eynez madenini işleten şirket sahipleri ortaya atılarak sorumluluktan kurtulmak isteniyor. Hatırlayacaksınız, bir yıl önce haziran ayında toplumsal olaylarda "Hükûmete darbe" denilmişti, "Gezi olayları komplo." denilmişti, şimdi de "Hükûmete dönük bir saldırganlık var." denilerek bu büyük felaketten Hükûmetin, bakanların, Başbakanlığın sorumluluğundan kurtulmak isteniyor. Oysaki doğrudan ahlaken, vicdanen, siyaseten Hükûmetin sorumluluğu var; denetim görevi yerine getirilmemiştir, özelleştirme ve taşeronlaştırma politikası birinci dereceden sorumludur ve nihayetinde burada yani köylük kırsal alanda tarımla uğraşamayan insanlar ne yazık ki madende çalışmaktan başka bir çıkış yolu bulmamıştır. Mazot zamlanmıştır, süt para etmemektedir, tütüne getirilen kotalar tarımı bitirmiştir, tarım kredisi diye 1 verilmiş, 5 geri istenmiştir ve köylüyü BAĞ-KUR üzerinden emekli etmişlerdir ama sonuçta 200 lira emekli maaşıyla geçinemeyen köylüler acımasız, vahşi bu maden koşullarında çalışmak zorunda kalmışlardır.
1800'lü yıllardaki kazalara atıf yapılmaktadır ama o çalışma koşulları değişmemiştir. 2011-2012 yılı Sayıştay raporları ortadadır. O raporlar iş sağlığı ve güvenliğinin yetersizliğine işaret etmiştir ve orada söylenen şey ta 1971'den kalma çağ dışı işçi sağlığı, güvenliği birimleri söz konusudur.
Bugün Soma madencilerinin temsilcileri bakanla görüşmeye gelmiştir. Talepleri ortadadır, imza toplamaktadırlar yani ocakların yeni İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası'na uygun bir şekilde düzenlenmesini, denetlenmesini -bunlar da yeterli değildir- kamulaştırılmasını istemektedirler ve aynı şekilde olayın üzerinden geçen on gün boyunca, kazadan bu yana, işçilerin hak kaybına uğramamalarını ve kesinlikle işten çıkarılmamalarını istemektedirler. Ama hepsinden önemlisi -acil bildirilen- kazanın olduğu ocağa en yakın İmbat işletmesinin çalıştırdığı maden ocağı benzer bir faciayla karşı karşıyadır. Derhâl burada üretimin durdurulması gerekir. Taşeron sistemine hiçbir şekilde izin verilmemesi ve -tabii ki sendikanın suçu ortada- sendikada, buraya patronun, müdahalenin önlenmesi ve demokratik bir seçimin yapılması, elbette 1.200 liraya çalışan kölelik koşullarındaki bu işçilerin ücret ve sosyal haklarının iyileştirilmesi...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Bugün bu dilekçeyle Bakanlığın kapısına gelmişlerdir. Bu talepleri bizlerin de dikkate alması gerekiyor ve yeni acıların yaşanmaması için Hükûmeti, bakanlıkları sorumluluğa ve halka bu konuda hesap vermeye çağırıyoruz.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)