| Konu: | ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK ESKİ BAKANI ERDOĞAN BAYRAKTAR HAKKINDA BİR MECLİS SORUŞTURMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN (9/5) ÖN GÖRÜŞMESİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 05.05.2014 |
MEHMET DANİŞ (Çanakkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Malumunuz üzere, 17 Aralık operasyonu olarak bilinen süreç kapsamında yüce Meclisimizin bünyesinde Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Sayın Erdoğan Bayraktar'ın Bakanlığı sırasındaki faaliyetlerin incelenmesi için kurulacak soruşturma komisyonu önergesi hakkında söz almış bulunuyorum.
Bilindiği üzere, Türkiye 17 Aralıkta cumhuriyet tarihinin en önemli, devleti çökertme operasyonlarından birisine maruz kalmıştır. Basiretli bir yönetimle bertaraf edilen bu operasyon artık kılık ve muhteva değiştiren darbeleri sürdürmek isteyen derin çetelerin, yargı ve bürokrasiyi kullanarak gerçekleştirmeyi planladığı bir darbe teşebbüsüdür. Bugün ayrıntıları daha net ortaya çıkmaya başlamış olan bu komploların iç yüzü soruşturma komisyonu çalışmalarıyla daha da iyi anlaşılacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; on iki yıllık iktidarımızın en çok önem ve öncelik verdiği konuların başında vatandaşlarımızın refahı ve buna bağlı olarak barınma sorunu gelmektedir. Ülkemizin kanayan yarası olan gecekondu, kaçak yapılaşma ve ev sahibi olamama meseleleri bizim dönemimizde büyük oranda çözüme kavuşturulmuştur. Sayın Başbakanımızın talimatlarıyla 2002 sonunda başlatılan ve yakın takibiyle devam eden planlı şehirleşme ve konut üretim seferberliği kapsamının en önemli aktörlerinden biri de TOKİ'nin bugünlere gelmesinde emeği olan Erdoğan Bayraktar'dır. Son on iki yılda TOKİ faaliyetleri kapsamında altyapı, sosyal donatı ve çevre düzenlemeleriyle birlikte 625 bin konut rakamına ulaşılmıştır. Konutlarla birlikte 960 okul, 250'nin üzerinde hastane, 114 kamu hizmet binası, 19 stadyum ve yine yüzlerce diğer sosyal donatılar TOKİ tarafından yapılmıştır ve bu hizmetler, sayısı 600'ü bile bulmayan personelle gerçekleştirilmiştir.
TOKİ faaliyetleri sayesinde gecekondu ve kaçak yapılaşma azalmış, alt gelir grubu ve yoksulların ev sahibi olma umutları artmış, kentsel dönüşüm başlatılmış, 200'den fazla sektöre destek olarak, destek verilerek piyasa hareketlendirilmiştir.
Tüm bu faaliyetler gerçekleştirilirken toplam 40 milyon TL büyüklüğünde 3 binden fazla ihale yapılmıştır ve o dönemde TOKİ Başkanı Erdoğan Bayraktar'ın dokunulmazlığı da yoktur. Bu faaliyetlerin tamamı her yıl Türkiye Büyük Millet Meclisi KİT Komisyonunca denetlenmiş ve ayrıca bazı yıllarda Devlet Denetleme Kurulu, Yüksek Denetleme Kurulu ve teftiş kurulları tarafından da incelenmiştir. Bütün bu faaliyetlerin sonucunda TOKİ'nin alacak portföyü 20 milyar TL'ye ulaşmış yani kamuya on yıl içinde 20 milyar TL gelir getirecek tarzda ekonomik bir yapı oluşturulmuştur.
Hatırlarsak, kamuoyunda "KEY hesapları" olarak bilinen, çalışanların maaşlarından yapılan kesintilerle oluşan Konut Edindirme Yardımı hesapları da 1990'lı yıllardaki yanlış politikalar sonucunda içi boşaltılmış ve tasfiye noktasına gelmiş bir hâldeyken, yani çalışanların hakları gasbedilmişken bizim iktidarlarımız döneminde tüm hak sahiplerine KEY payları ödenmiş ve bu hesaplar TOKİ ve Emlak Konut faaliyetleri sonucunda ödenebilmiştir.
Yine, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulmasına bakıldığında, bugün dünyamızın gelmiş olduğu durumda modern ve planlı şehirleşme en önemli konularımızdan bir tanesidir. Bu itibarla, kalkınma, şehirleşme ve çevre dengesini kuracak bir bakanlığın kurulmasına ihtiyaç olmuş ve dünyadaki diğer ülke deneyimlerinden de faydalanılarak 61'inci Hükûmetimizin en önemli icracı bakanlıklarından biri olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı kurulmuştur. Yaşanabilir çevre ve marka şehirler hedeflerini baz almış ve bu çerçevede özellikle afet ve kentsel dönüşüm konusunda çalışmalar başlatılmıştır.
Bütün bunlarla beraber kamu ve özel yatırımlar da daha hızlı bir şekilde tamamlanmaya başlanılmıştır. Koruma ve kullanma dengesini gözeten bir anlayışla çevrenin korunması ve sürdürülebilir kullanmanın sağlanmasına, mahalli idarelerin çevre, imar ve şehirleşme konularındaki çalışmalarına ve kapasitelerinin güçlendirilmesine destek olunmuştur. Yerleşmeye, çevreye ve yapılaşmaya dair imar, çevre ve yapı mevzuatlarını hazırlamak, uygulamaları izlemek ve denetlemek temel önceliklerimizden biri olmuştur.
Kentsel dönüşümler kapsamında 36 farklı ilde 106 Bakanlar Kurulu kararıyla 6.931 hektar alan riskli alan ilan edilmiş; 1 milyon kişinin üzerinde insanın yaşadığı bu alanlarda 164.300 binanın bulunduğu ve yaklaşık 377 bin bağımsız bölümün bulunduğunu hatırlatmak isterim.
Yine Çevre ve Şehircilik Bakanlığının kurulmasıyla beraber sadece kamu yatırımları değil özel yatırımlar da hız kazanmış, böylece Dünya Bankası tarafından hazırlanan Türkiye İş Yapma Kolaylığı Endeksine göre plan ve ruhsat alma konularında kolaylaştırıcı işlemlerin geliştirildiği görülmüş ve ülkemizin sıralaması yükselmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Aralık çevre ve şehircilik dosyasında ve fezlekede yer alan savcı iddiaları, kanunlarla Bakanlığa verilen yetkileri bilmemek ve bu konudaki kanunları tanımamak anlamına gelmektedir. Hükûmetimizin 2023 hedefi doğrultusunda sürdürdüğümüz kentsel dönüşüm hamlesi daha şeffaf bir imar düzenlemesine dönük çalışmaların, ayrıca kamu ve özel yatırımların hızlanmasına dönük çalışmaların bu sinsi operasyonla engellenmek istendiği ortadadır. 17 Aralık süreci hukuksuz olarak başlatılmış, 18 Eylül 2012 tarihinde isimsiz ve imzasız bir ihbar mektubuyla süreç başlatılmış, hatta ihbar mektubundaki hususlar adi bir suça, yani bir araç kurşunlama olayına işaret etmektedir.
İhbar mektubu üzerine talep edilen iletişim tespiti, İstanbul 16. Sulh Ceza Mahkemesinin 24 Eylül 2012 tarihli kararıyla yeterli delil olmadığı gerekçesiyle reddedilmiş ve aynı konudaki itiraz da İstanbul 40. Asliye Ceza Mahkemesinin 1 Ekim 2012 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
Hâl böyle iken ve mahkemenin verdiği kararlara uygun yeni adımlar atılmadan İstanbul 33. Sulh Ceza Mahkemesinden tekrar iletişim tespit kararı alınmış ve süreç başlatılmıştır. Yani iletişim tespit kararı varsayıma dayalı bir örgüt oluşturmak suretiyle alınmış ve bütün soruşturma başlangıcı da hukuki olmaktan uzak bir karar üzerine alınmıştır.
Takipsizlik kararına biraz değinecek olursak: Sonuç itibarıyla, 2 Mayıs itibarıyla kovuşturmaya yer olmadığı ve takipsizlik kararı verilmiştir.
Bu dosyaya bakıldığında, size bizzat fezlekeden okumak isterim bunu, aslında sürecin de bir özetidir bu. Fezlekeyi hazırlayan savcı demektedir ki, özellikle örgüt lideri Hüseyin Avni Sipahi'nin "Bilgin dışında hiçbir şeye hareket etmem, edemem ki zaten abi" şeklindeki ifadesi Erdoğan Bayraktar'ın kendisine gelen şirket yöneticilerinin sorunlarıyla ilgili Hüseyin Avni Sipahi'ye yönlendirmesi olarak ifade edilmektedir.
Hüseyin Avni Sipahi'yle Erdoğan Bayraktar'ın "tape"lere yansıyan konuşmasıysa tamamen İstanbul Büyükşehir Belediye başkan adaylığı ve Hüseyin Avni Sipahi'nin de söz konusu ihtimal dâhilindeki bir belediye başkan adaylığı konusundadır ve bugün Hüseyin Avni Sipahi Beşiktaş Meclis üyesidir, Cumhuriyet Halk Partisi Meclis üyesidir ve sanıyorum Belediye Başkan Yardımcısıdır. Yani belediye başkan adaylığı konusundaki bir ifade Hüseyin Avni Sipahi'yi örgüt lideri yapmıştır ve bu örgüt liderinin belediye başkanlığı konusunda "Benim bir adaylığım vaki olursa bundan muhakkak senin haberin olur." anlamına gelecek ifadesi de "Erdoğan Bayraktar'ı da bu örgütün bütün işlemlerinden, eylemlerinden haberi olduğu ve bilgisi dâhilinde olduğu" olarak dosyaya yansıtılmış. Bunun üzerine bir fezleke hazırlanmış ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde, işte, milletvekilli arkadaşlarımızın, 57 milletvekili arkadaşımızın 4 eski bakanımız hakkında vermiş oldukları önerge kapsamında soruşturma komisyonları kurulması kararı alınmıştır. Ancak tabii ki bu önergeyle ilgili de, usulen de olsa, bir oylama yapacağız.
Ama, gerçekten, arkadaşlar, ben şu dosyanın, bu fezlekenin konusunu teşkil eden, hüküm kurulmaya çalışılan konuyu sizin dikkatlerinize, bir hukukçu olarak vicdanlarınıza sunuyorum. Hiçbir polemiğe girmeden aslında bu süreci çok iyi özetleyen en önemli noktalardan biri diyorum.
Teşekkür ediyorum.(AK PARTİ sıralarından alkışlar)