| Konu: | MHP GRUBUNUN, 3/12/2013 TARİH VE 1233 SAYIYLA HATAY MİLLETVEKİLİ ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN EMNİYET HİZMETLERİ SINIFI PERSONELİNİN AĞIR ÇALIŞMA KOŞULLARININ MEYDANA GETİRDİĞİ SORUNLARIN ARAŞTIRILMASI VE ÖZLÜK HAKLARI BAKIMINDAN ALINACAK ÖNLEMLERİN TESPİT EDİLMESİ AMACIYLA TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 28 ŞUBAT 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 70 |
| Tarih: | 28.02.2014 |
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, yüce Meclisin değerli üyeleri; sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
MHP'nin verdiği grup önerisine geçmeden önce, bugün 28 Şubat, postmodern darbenin yıl dönümü; bu darbeyi, demokrasimize yapılan bu saldırıyı bu Meclis kürsüsünden bir kere daha kınıyorum. Allah hiçbir zaman bu ülkeye bir daha darbe görmeyi ve yeniden darbeleri kınamayı nasip etmesin ve demokrasimiz dimdik ayakta dursun diyerek sözlerime devam etmek istiyorum.
Değerli Başkanım ve Meclisimizin değerli üyeleri; Milliyetçi Hareket Partisinin verdiği polis teşkilatıyla ilgili önerge hakkında AK PARTİ Grubu adına söz aldım ve bu konuşmamda biraz açıklama yapmak istiyorum.
Bildiğiniz gibi, Türkiye'deki nüfusun yüzde 80 veya 85'i polis bölgesinde yaşamaktadır yani polisler çok geniş bir kitlenin güvenliğini, asayişini sağlamaktadır. Bu noktadan baktığımızda, polis sayısı meselesi: Az önce söylediğimiz gibi, evet, polislerin çalışma şartları biraz ağırdır ve bu çalışma şartlarının ağır olduğunu da polislerimiz zaten bu işe girerken bilmektedir. Bunun düzeltilmesi için, elbette ki sayılarının daha çok arttırılması lazım. Yani, şu anda yaklaşık 250 bin olan polis sayısını, faraza sekiz saate çekmek istersek, 500 bine çıkartmak lazım. Çünkü, her geçen gün polis bölgesi artmakta ve polisin muhatap olduğu sayı da çoğalmaktadır. O bakımdan, tabii diyelim ki böyle bir kadroyu bulduk, böyle bir kadroyu eğitmek bile seneler alır. Her sene polis okullarına 5 bin-6 bin kişi alındığını, üniversite mezunlarından da yaklaşık 10 bin kişinin polis teşkilatına girdiğini düşünürsek bu sayıyı siz varın hesap edin.
Ama, AK PARTİ hükûmetleri olarak baktığımızda, AK PARTİ neler yapmış? 180 binden aldığı polis sayısını bugün 250 bine çıkartmıştır. Polis teşkilatında 52 olan emeklilik yaşını 55'e çıkartmak suretiyle yine teşkilatta polislere üç yıl daha bir rahatlama sağlanmıştır ve böylece sayıda nispi olarak artırıma gidilmiştir. Ha, bunun yanı sıra, polis teşkilatına ne yapmıştır? Ekonomik yönden yaptıklarını biraz sonra söyleyeceğim ama şunu söylemek istiyorum değerli milletvekilleri: Az önce konuşan Milliyetçi Hareket Partisi mensubu arkadaşımız da söyledi, dedi ki: "Polislerin bayramı yoktur, polislerin tatili yoktur, yılbaşısı yoktur, çalışır." Şimdi, doğru yani emniyet teşkilatı nüfus dairesi gibi değil ki tatil gelince daireyi kilitleyelim, tatil bitince açalım; yok! Her dakikada, her saniyede, gecenin veya gündüzün her saatinde, vatandaşımızın namusunu... Ki en önemli şeylerini polise emanet etmiştir vatandaşımız. Nedir?
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - Karşılığını verebiliyor musunuz Sayın Milletvekili?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Canını, malını, namusunu emanet etmiştir. Bunu korumak zorundadır ve doğrudur, görevini de yapmak zorundadır. Bir de Türkiye gibi ülkelere baktığımızda, birtakım karışıklıkların yaratıldığını, yaratılmaya çalışıldığını düşünürsek, toplumsal olaylar da gündeme gelince, ister istemez, polis teşkilatı biraz daha sıkıntılı günler yaşıyor. Aslında, polislerimizin belki birtakım istekleri var ama bir başka isteği var, onu da burada dile getirmek lazım: Polis teşkilatı toplumsal olaylarda müdahale edip asli görevini yerine getirdiği zaman, diğer partilerimiz, diğer kurumlarımız, gruplarımız sanki düşmana hitap eder gibi polis teşkilatına hitap ediyorlar, sonra gelip "Moral, motivasyon..." Moral ve motivasyonunu hep birlikte yükseltmemiz lazım. Şunu dememiz lazım: Polis teşkilatı, bu ülkenin gerçekten var olması gereken, demokrasinin ayakta kalması için var olan bir teşkilattır.
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Yani, böyle işte! Neredeyse inanacağız söylediklerinize Sayın Valim!
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Eğer, demokrasilerde herhangi bir güvence verecek veya demokrasi ihlal edildiği zaman müdahale edecek bir kurum olmazsa nasıl olur? Her kurumda, her demokrasiye baktığınızda polis teşkilatı vardır. Ha, bu teşkilatın içinde iyisi vardır, kötüsü vardır; ben oraya girmek istemiyorum çünkü ana hatlarıyla konuşuyorum. Kötüsü varsa zaten görevini ihmal ediyor demektir, onunla ilgili gerekli işlemler yapılır. Az önce, sayın milletvekilimiz dedi ki: "Şu kadar polis yerinden yurdundan edildi, tayin edildi." Ama az önce, onu konuşmadan beş dakika önce de bir başka şey söyledi, dedi ki: "İki sene evvel konuşma yaparken geldim, karakolda aynı polis vardı; iki sene sonra, şimdi buraya gelirken aradım gene aynı polis var." Aslında, sizin o birinci tespitiniz bana göre doğru bir tespit, bak, ona katılıyorum.
ADNAN ŞEFİK ÇİRKİN (Hatay) - O zaman tayin edin Sayın Milletvekilim.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Onun için de bu alınan, polis teşkilatı... Bu değişiklik aslında bir nöbet değişimidir. Adamın birisi on sekiz sene karakolda kalacak, birisi de yirmi sene organize suçlarda çalışacak. E, haksızlık canım zaten! Onu alıp bir yerlere vermek lazım. Yani "sürgün" derken, nereye sürüldü? "Efendim, bu polis alındı organizeden karakola veya bir başka yere sürüldü." Orada da görev yapacak.
SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Emniyet Genel Müdürüyken niye vermedin?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Aslında, karakollardakiler de öbür tarafa gelecek, buradaki yapılan iş budur. Bunu, burada bir kere daha ifade etmek istiyorum. Yoksa, polislerimizin hiçbiri alınıp da değişik değişik yerlere değil, bulunduğu yerden bir başka birime yani "Şu masadan kalk, şu masaya otur." dendi, bu da gayet doğaldı, bu artık memuriyetin cilvesi.
Ha, öbür taraftan, polislerin fedakârlığına bakarsak, evet, polis teşkilatı fedakâr bir teşkilattır ve bu fedakârlığı yaparken de polis bu işin farkındadır ve farkında olmasını, şuradan isterseniz size özetleyeyim: Her yıl, polis meslek yüksekokullarına 6 bin veya 7 bin kişi alınır ama 100 bin kişi müracaat eder. Bakın, 100 bin kişinin içinden seçilir. Yani, demek ki bu teşkilatı dışarıdan insanlar o kadar seviyor ki 100 bin kişi müracaat ediyor.
SAKİNE ÖZ (Manisa) - İşsizler de onun için müracaat ediyorlar.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Bak, sözleşmeli er kanunu çıkarttık hâlâ 500 kişi müracaat etmedi ama polis teşkilatına 100 bin kişi müracaat ediyor.
ALİ SERİNDAĞ (Gaziantep) - Kaç kişi ayrılmak istiyor?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Üniversite mezunlarına baktığımızda, üniversite mezunlarından 10 bin civarında üniversite mezunu alınır; bunlardan da 30-40 bin kişi gene her yıl polis olmak üzere müracaat ediyor. Yani, aslında, ben şunu söylemek istiyorum: Bu, polis mesleğinin bir özverisidir, Türk gencinin polis mesleğine olan sevgisidir. Bu kadar fedakârlık yapanlara "Ya, işte, yapıyorlar da iyi." falan demiyoruz. Elbette ki fedakârlık yapanlara imkânlar nispetinde bunları artırmak lazım. Nitekim, AK PARTİ Hükûmeti iktidara geldiği zaman yaptığımız artışlarla polislerin maaşını 5-6 misline katladık. Bazı yerlerde ikramiye gündeme getirildi. İşte, şu anda, bu sene baktığımızda 160 bin polise maaş ikramiyesi tanımışız. Gene, polislerimizin maçlardan, imtihanlardan ücret almasını sağlamışız ve bunun neticesinde, polis teşkilatını yüceltmesi için eksikler... Ha, bazı illerde de şunu uygulamaya başladık, şu anda bir pilot çalışma var: Acaba, sekiz saat çalıştırdığımızda, bu eksiği devriyelerle veya motorlu araçlarla tamamlayabilir miyiz diye bazı illerde pilot çalışma sürüyor ama çok fazla, net bir netice elde edilemedi çünkü ne yaparsanız yapın, polis teşkilatında sayı önemlidir. Sayıyı artırabilirseniz, o dediğiniz bir noktada yapılacak. Yani, moral, motivasyon meselesini söyledi sayın milletvekilimiz de, 7 bin kişi alınacak bir yere 100 bin kişi müracaat ediyorsa, o mesleğin hâlâ itibarı ve moral, motivasyonu vardır diye düşünüyorum, burada ifade etmek istiyorum.
Tabii, bütün bunlar söylendiğinde, her şey güzel, günlük güneşlik, polis teşkilatına hiçbir şey vermeyelim anlamında söylemiyorum. Bununla ilgili, polis teşkilatı, az önce söylediğim gibi, bu kadar fedakâr çalışan, gece demeden, gündüz demeden, bayram tatili yok, şeyi yok... Çünkü çalışmak zorundadır, sistemin gereği odur, başka çaresi yok. Böyle çalışan fedakâr teşkilata ne verseniz de azdır, onu da ifade etmek istiyorum, yürekten söylüyorum.
İşte, bununla ilgili de Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığımızda bir çalışma var; acaba nelerden artırabiliriz, eksikleri nelerdir, neler yapabiliriz gibi. İnşallah, bu çalışma tamamlanıp Meclise intikal ettiğinde -sayın milletvekilimize de buradan söylüyorum- bütün grupların oy birliğiyle, madem polis bu kadar düşünülüyor, bu çalışma neticelendirilir, kanunlaştırılır ve polis teşkilatının ihtiyaçları daha da rahat bir şekilde sağlanmış olur.
Tabii, buna baktığımızda, gene de her şeye rağmen, şu anda demokrasiyi sağlayan polis teşkilatı devletinin emrinde, milletinin hizmetinde görev yapan, fedakâr, cesur, kahraman bir teşkilattır. Bunu burada tekrar ifade etmek istiyorum.
Bu önerge münasebetiyle, huzurlarınızda, buradan, özellikle şehit olan polislerimizin yakınlarına başsağlığı, gazilerimize de uzun ömürler dilerken, polis teşkilatıyla ilgili çalışmalarımızın sürdüğünü ve inşallah, en kısa zamanda bunun, kuvveden fiile çıkararak, Meclise geleceği umudumu bir kere daha burada ifade ederken, siz sayın milletvekillerimizi ve yüce Meclisi, bizi izleyen vatandaşlarımızı yürekten selamlıyor, hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)