| Konu: | CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ SÜLEYMAN ÇELEBİ VE ARKADAŞLARI TARAFINDAN KARAYOLLARI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ BÜNYESİNDEKİ TAŞERON İŞÇİLERİNİN SORUNLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 2/4/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN BİLGİSİNE SUNULMAK ÜZERE BEKLEYEN DİĞER ÖNERGELERİN ÖNÜNE ALINARAK 21 ŞUBAT 2014 CUMA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 66 |
| Tarih: | 21.02.2014 |
MUSTAFA ÖZTÜRK (Bursa) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; CHP grup önerisinin aleyhinde konuşmak üzere grubum adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, kısa bilgi aktarmak istiyorum. Bizim önceliğimiz insandır, insanın daha mutlu olmasıdır. Mutlu olması için de ekonomik şartların iyileştirilmesi, sosyal hakların geliştirilmesi ile yaşanabilir bir çevre oluşturulmasıdır. Üretim de, ticaret de, tüm sosyal faaliyetler de insanın mutluluğu ve huzuru içindir.
Alın terini, emeği önemsiyoruz, saygı duyuyoruz. Bunun için amacımız alt işverenlik veya taşeronluk olarak da ifade edilen bu kapsamdaki çalışan işçilerimizin beklentilerini, sorunlarını insan hakları, ILO sözleşmeleri, yargı kararları çerçevesinde çözmektir. Bu işçilerimizin sorunları bizim de önceliğimiz olmuştur. Çözüm için de biraz sonra bahsedeceğim birçok çalışma yapılmış ve son aşamaya gelinmiştir.
Aslında bu sorun sadece bizim dönemimizin sorunu değildir. 1936 yılında 3008 sayılı İş Kanunu tarafından belirlenen ve orada belirlenen talimatlar çerçevesinde oluşmuş, değişik dönemlerde farklı sektörlerde farklı yorumlarla kullanılmıştır. Bunun için de... Bunu bir şey olarak söylemiyorum ama işte elimde belgeler var, CHP'li belediyelerde de taşeron işçiler var. Bakın, burada dünya kadar şey var, hepsinin tek tek dökümünü saymayacağım. Yani, burada kaç kişi, hangi sektörlerde, hangi belediyelerde hepsi var. Dolayısıyla, sadece bizim sorunumuz yok. Bakın, yine, Aziz Kocaoğlu'nun yedi yıllık dönemini değerlendirdiği toplantıda, İZENERJİ ile ilgili sayın vekilin de söylediği gibi sıfır zamla çözülen bir şey var ama bizim belediyelerimizde de yasal bir engel olmamasına rağmen işverenlerin toplu sözleşme kapsamında çözdükleri örnekler var. İşte onlardan bir tanesi de İstanbul Halk Ekmek, Hamidiye, yine Bursa Halk Ekmekte toplu sözleşmeyle aslında bu alt işverenlerin ve taşeronların sorunları çözülmüştür.
Yine, bakın, örnek vereceğim "İşçiler Eylemde" Konak Belediyesinin şeyleri, otuz dokuz gündür eylemde.
Yine, başka şey "Sosyal demokrat zulme devam ediyor." diye.
KAMER GENÇ (Tunceli) - Belediyelere para vermiyorsunuz para.
MUSTAFA ÖZTÜRK (Devamla) - Yani, şunu anlatmaya çalışıyorum: Bu bir sosyal problemdir gerçekten. Yani, kayıt dışılığın da olduğu bir dönemde bu işçilerimizin sorunları da bizim sorunlarımız ve önceliğimizdir. Bunları çözmek için çalışmalar yapıyoruz, yapmaya da devam edeceğiz. Kaldı ki ben de sendikacılık yaptım, sendika kurdum, yani büyük mücadeleler verdik.
İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Yandaş sendika...
MUSTAFA ÖZTÜRK (Devamla) - Şunu söyleyebilirim: Yani, hem memur sendikacılığının önündeki yasal engellerin kaldırılması hem de toplu sözleşme haklarının getirilmesi bizim iktidarımızın dönemindedir, bizim partimizin önceliğidir, Hükûmetimizin önceliğidir.
AHMET YENİ (Samsun) - 1 Mayıs.
MUSTAFA ÖZTÜRK (Devamla) - Tabii, tabii, 1 Mayısın bayram olarak kutlanması, iş güvenliği yasalarının çıkarılması bizim iktidarımızın... Yani, işle ilgili bütün konularda biz hassas olduk ve hassas olmaya devam edeceğiz çünkü onlar bizim her şeyimiz gerçekten yani önemli hususlar. Bunları da ifade etmek isterim.
Aslında ben şunu gördüm, bunu çok samimi söylüyorum: Sendikacılıkta rekabet ancak muhafazakar ve demokrat insanların sendika kurmaları ve geliştirmeleri sonucunda ortaya çıkmıştır. Daha önce bu rekabeti göremezsiniz. Yani, hizmet edenleri bir kenara bırakıyorum, bütün hizmet edenlere, çalışanlara teşekkür ederim. Bu bir örgütlenmedir, çok da doğrudur, öyle de olmalıdır ama işçileri sömüren, duygu sömürüsü yapan, ağlığa dönüştürenleri de burada ben sizin dikkatinize sunmak istiyorum. Nitekim, bazı ağların Kıbrıs'ın yarısını aldığına dair de birtakım rivayetleri ve oralara kaçtığını da hepiniz, sizler biliyorsunuz.
Aslında, burada baktığımız zaman, yine işsizlik oranı bizim iktidarımız döneminde azaltılmıştır, Avrupa Birliğindeki ekonomik krize rağmen. Bakın, Avrupa Birliğinin ortalaması 12,1'dir, bizde yüzde 9-9,5'lar civarındadır, genç nüfustaki işsizlik oranı da daha yüksektir.
Bu sorunun çözümü için bazı konuların aydınlatılmasında fayda var. İşte, alt işverenlik veya taşeronluk nedir? Ne zaman başlanmıştır? Biraz önce söyledim, 1936 yılından beri devam ediyor. Niçin çıkmıştır? Nerelerde uygulanmaktadır? Üst yüklenici sorumlulukları nelerdir? Taşeronların yani alt işveren çalışanlarının beklentisi nedir? Yapılan çalışmalar nereye gelmiştir? Biraz size bunlardan bahsetmek istiyorum.
Alt işverenlik, biliyorsunuz, bir iş yerinde dışarıdan hizmet alımıdır. Kısaca özetlemeye çalışırsak, bazı konularda ihtisaslaşma olmuştur, daha hızlı hizmet alma noktasında da kuruluşların böyle bir tercihi ortaya çıkmıştır.
Sendika üyesi olmaları önünde yasal bir engel olmamakla birlikte, işçilerimizle kısa süreli yapılan sözleşmeler nedeniyle toplu iş sözleşmesi yapmada sorunlar yaşamaktadır. İşte biraz önce bahsettiğim bizim belediyelerimizin olduğu iş yerlerinde de bunun çözümü, gerçekleşen örnekleri var.
Bunun yanında, işçilerimiz, özellikle kıdem tazminatında, yıllık ücretli izinde ücretlerin tam ve zamanında ödenmesinde çeşitli hak kayıpları yaşamaktadır ve dava açarak haklarını aramaktadır, almaya çalışmaktadır. Özellikle, İş Kanunu'yla Kamu İhale Kanunu arasındaki uyuşmazlık nedeniyle kamu kesiminde kıdem tazminatlarının değişen alt işverenler tarafından ödenmemesi sonucunda, işçiler kıdem tazminatını ya hiç alamamakta ya da davalarla uzun süreçlere yayılarak almaktadır. Bunun da önüne geçmemiz lazım.
Yargı makamlarınca kamu iş yerlerinde çalışan alt işveren işçilerinin asıl işveren işçisi sayılmasına yönelik de birçok yargı kararı verilmiştir. Bir vekilimiz biraz önce 4/C'lilerden bahsetti ama, siz de biliyorsunuz, Hükûmetimiz yakın zamanda 100 binin üzerinde sözleşmeli personeli kadroya alarak onlara bir müjde vermiş oldu; hepsi de memnun.
Alt işverenlikte yaşanan sorunların tespiti ve çözümü için Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın Başkanlığında taraflarla, sendikalarla, işverenlerle, işçilerle birçok toplantı yapılmıştır. Bu toplantılar sonucunda da birçok data ve veri elde edilmiştir. Bu elde edilen veriler ve datalar Bakanlığımız tarafından değerlendirilmiş ve son noktaya gelmiştir. İnşallah, hukuksal bir zemine ulaştırarak da "alt işverenlik" veya "taşeronluk" dediğimiz sistemdeki işçilerimizin sorunlarını bu manada çözeceğiz.
Yine, Sayın Başbakanımızın katılımlarıyla, dokuz yıl aradan sonra, 26-27 Eylül 2013'te 10'uncu Çalışma Meclisi toplanmış, burada da üç temel konuda -burada da taraflar var, bütün taraflar var- konuşma yapılmış, bunlardan en önemlisi de taşeronluk meselesi ele alınmıştır.
Bakın, bu Meclisten sonra birtakım bilgiler ve önergeler kabul edilmiştir. Bunları size aktarayım: "Taraflar ilke olarak alt işverenliğin çalışma hayatının bir gerçeği olduğunu kabul etmektedir. Kamu kesiminde alt işverenlik uygulamaları, 94 sayılı Uluslararası Çalışma Örgütü Sözleşmesi esas alınarak ıslah edilmelidir. Alt işverenlik ilişkisinde işçiler lehine kesinleşen yargı kararları dikkate alınarak çözüm yoluna gidilmelidir. Alt işverenlerin değişmesine rağmen iş yerlerinde çalışmasını sürdüren işçilerin kıdeme bağlı alacakları, tüm çalışma süreleri göz önünde bulundurularak hesaplanmalıdır. İş Kanunu'nun 2'nci maddesine 2006 yılında eklenen sekizinci ve dokuzuncu fıkralar kaldırılarak kamu kesimine yönelik çözüm üretilmelidir." İşte, sizin verdiğiniz önergeye uygun. "Alt işverenlikle ilgili dolaylı yasalar, sosyal güvenlik, Kamu İhale ve Belediye Kanunu vesaire düzenlemeler İş Kanunu'yla uyumlu hâle getirilmelidir. Alt işveren işçilerinin korunmasıyla ilgili olarak İcra ve İflas Kanunu'nda gerekli değişiklikler yapılmalıdır.
Yine, Bakanlığımızın yaptığı çalışmalar sonucunda ne aşamaya geldik, onları da söyleyeyim:
Alt işveren işçilerinin yıllık ücretli izinleri: Biliyorsunuz, gerçekten bu konuda sıkıntı var. Neden? Girdi-çıktı yapılıyordu. Bakın, aslında uygulamada üç yıllık ihalelerle bunu bir miktar aştık ama çözüme ulaştıramadık. Ben de yaşadım yönetici olduğum zamanlarda. Biz mümkün mertebe maaşlarının yatırılması, sigorta primlerinin yatırılmasından sonra ödüyorduk ki haklarını, işçiler mağdur olmasın diye.
"Ücretlerin tam ve zamanında ödenmemesi durumunda alt işveren işçisinin ücreti asıl işveren tarafından ödenecektir." Bu zaten ödeniyor yani hukuksal bir karşılığıdır bunun. "Kamu tarafından kıdem tazminatına hak kazanan işçilere ödeme yapılarak bu hak kaybının önlenmesi sağlanacaktır.
İhaleler üç yıllık yapılmak suretiyle, alt işveren işçilerinin -en az üç yıllık- örgütlenme haklarıyla toplu iş sözleşmesinden faydalanmaları sağlanacaktır. Toplu iş sözleşmesi yapılması hâlinde alt işverene bu farkın ödenmesine ilişkin düzenleme yapılması planlanmaktadır." Son aşamadadır. İnanıyorum ki kısa sürede gerek komisyonlara gerek Meclise gelerek bu taşeron kardeşlerimizin, işçilerimizin beklentilerine hep beraber cevap vereceğiz, onları da mutlu edeceğiz.
Yukarıda bahsettiğim problemlerin çözümü için... Gerçekten de büyük sorunlar yaşıyoruz.
Ben, yani, burada daha fazla teferruata girmeyeyim ama şunu söyleyeyim: Yani, biraz önce bahsettiğim gibi, biz işçi kardeşlerimizin yanındayız, onların ekonomik refahının artırılmasının yanındayız, onların mutlu olmasının yanındayız, bunun için çalışıyoruz. AK PARTİ iktidarları insan odaklı bir siyaset yapıyorlar, bunun örnekleri de çok fazladır.
Bütün bu sorunlar tartışıldığından, problemler bilindiğinden dolayı böyle bir Meclis araştırması önergesine ihtiyaç olmadığını düşünüyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)