GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:57
Tarih:05.02.2014

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 524 sıra sayılı torba tasarının 105'inci maddesine ilişkin önergemizle ilgili söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Elektronik Haberleşme Kanunu kapsamında hizmet veren şirketlere uygulanacak yaptırımlar yeniden düzenleniyor bu maddede. Yüz ilâ beş yüz güne kadar olan adli para cezaları elli gün ile yüz gün arasında düşürülüyor. Bunun gerçekten yeterli ve caydırıcı olup olmadığını anlamak mümkün değil. Kanun çıkalı beş yıl olmuş. Bu beş yıllık sürede uygulamada nelerle karşılaşıldı, neler yaşandı da böyle bir indirime gidiliyor, bunların somut şekilde açıklanması, ortaya konulması gerekliydi, konulmamıştır.

Değerli arkadaşlar, bir torba yasaya her şeyi sığdırmaya çalıştığınızda varılacak sonuç bu olur. Türkiye'yi hukuk devleti olmaktan çıkarıp torba kanunu devleti hâline getirdiniz. Türkiye'de hukuk işlemiyor, adalet işlemiyor, yalnızca AKP iktidarının işine gelen kanunların torbalar hâlinde yapıldığı bir süreç işliyor. Türkiye'nin bugün en önemli sorunu hukuk ve adalet sorunudur. Türkiye'de yargı AKP'ye dokunmadığı sürece bağımsız ve özgürdür ama ucu AKP'ye dokunursa yargının bağımsızlığı falan kalmaz. Polislerin, adli kolluğun mahkemeleri dinlemediği bir Türkiye yarattınız değerli arkadaşlar. Deniz Feneri'nin bir benzeri yine yaşanıyor, onun gibi örtbas edeceğinizi sanıyorsunuz. Ergenekon, balyoz, Poyrazköy, askeri casusluk gibi davalardaki dijital delilerle ilgili itirazları yıllarca kulak tıkadınız, tıkandı, görmezden gelindi. Elektronik belgelerin sahteliği bilirkişi raporlarıyla belgelendiği hâlde mahkeme bunları yok saydı. "TÜBİTAK'a incelettirin." dedi, mahkeme "Gerek yok." dedi. Şimdi, ne oldu? Yıllar sonra TÜBİTAK'ın bilirkişileri dedi ki: "Bu dijital verilerde, elektronik belgelerde sahtecilikler var." Şimdi, mahkemeler , yıllardır, aylardır tutuklu yargılanan, hayatlarından üç yılı, beş yılı çalınan insanları tahliye ediyor. Şimdi ne diyeceksiniz? Buna hukuk, buna adalet mi diyeceksiniz? İnsanlar haykırdı: "Bu dosyaları biz yazmadık, virüsle gelmiş, hiç açılmamış, hiç kullanılmamış bir dosya." Bunu söyledikleri hâlde, kanıtladıkları hâlde sahte bir elektronik belge nedeniyle yıllarca cezaevinde kaldılar. Başbakan, bakanlar ne dedi? "Orada başka şeyler var. Bir kitap da bomba kadar tehlikeli olabilir." Şimdi deniyor ki: "Pardon, bunlar sahteymiş, bunlar kumpasmış." Bu ayıpları örtmeye, insanların hayatlarından çalınan üç yılı, beş yılı geri getirmeye "Pardon." demek yetmez değerli arkadaşlar, "paralel devlet" demek yetmez. Bunların hesabı Yüce Divanda verilmelidir. İnsanların yaşamından sahte belgelerle çalınan yılların hesabı Yüce Divanda verilmelidir; yolsuzlukların hesabı da, paralel devletin, devlet içinde çetenin hesabı da Yüce Divanda verilmelidir. Mahkeme kararının yerine getirilmemesi için polisi engellemenin, gece yarısı başsavcıları arayarak soruşturmalara müdahalenin hesabı da Yüce Divanda verilmelidir. Bunların sorumlusu, suçlusu Başbakandır, Adalet Bakanıdır ve AKP'li bakanlardır.

Değerli arkadaşlar, dijital verilerle, elektronik belgelerle İnternet ortamında işlenen suçlarla ilgili mevzuatın yeniden düzenlenmesi gerektiği açıktır. Ama siz neyi tercih ediyorsunuz? İnternet'e sansür yapmayı tercih ediyorsunuz, bunu seçtiniz. Sansürle, yasakla hiçbir yere varamazsınız, hiçbir şeyi örtemezsiniz. Belli ki Gezi olaylarından ürktünüz ama bu, sansürle olacak bir şey değildir. Öncelikle sahteciliği önlemeniz gerekir. Bunun için 380 sıra sayılı Sanal Ortamda İşlenen Suçlar Sözleşmesinin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı'nın bir an önce buraya getirilmesi lazım ve gerekli ve zorunlu. Yaklaşık iki yıldır bekliyor. Niye getirmediniz? Çünkü bu sahtecilikler işinize geliyordu. Bakınız arkadaşlar, sahteciliklerin ortaya çıkacağını bildiğiniz için anlaşmayı Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçirmediniz. Bir an önce Genel Kurula getirilmelidir. Bir daha böyle sahtekârlıkların yaşanmaması için bir an önce bu kanun kanunlaştırılmalıdır.

Değerli arkadaşlar, Türkiye'de özgürlükler, hukuk AKP'ye lazım gelince akla geliyor. Bugün Başbakan, bakanlar yasa dışı dinlemelerden yakınıyor. Bir başbakan yardımcısı "Ailemin bütün üyelerini dinlemişler." diyor. Ben buradan soruyorum: Siz ne iş yapıyordunuz bunlar olurken? Tuzluk musunuz? Siz bunları önlemek için bakan, Başbakan olmadınız mı? Daha düne kadar Başbakan yasa dışı dinlemelerle elde edilmiş kayıtları seçim meydanlarında kullanmadı mı? Türkiye'de yasa dışı dinleme olaylarını patlattınız, bir korku imparatorluğu yarattınız, şimdi şikâyet ediyorsunuz.

Değerli arkadaşlar, keser döner sap döner, gün gelir hesap döner.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP ve MHP sıralarından alkışlar)