GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:4
Birleşim:57
Tarih:05.02.2014

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; önergeyle, görüşülmekte olan 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 101'inci maddesinde geçen "otuza kadar ibaresinin "ona kadar" şeklinde değiştirilmesini arz ve teklif ediyoruz.

Gerekçemiz, AR-GE desteklerinden daha fazla, daha düşük KOBİ'lerin yararlandırılması. Bilemiyorum, belki Sayın Bakan, hani konusu itibarıyla biraz dışında, içinde onu bilemiyorum ama fakir fukaraya -ne diyeyim- ufak KOBİ'lere de biraz daha bir imkân sağlansın dedik. Yani, buna, AKP'nin, tabii, zenginlerle beraber olma hadisesinden karşı çıkmasını anlıyoruz ama zatıalinizin böyle bir şeye karşı çıkacağını ben düşünmemiştim ama Hükûmet adına konuştuğunuz için doğru. Şimdi, daha küçük iş yerleri de imkân olduğu takdirde bu desteklerden istifade etsin diyoruz.

Zaten faizler arttı, biraz önce söyledim. Faiz lobisi Hükûmeti esir aldı, Hükûmeti esir aldı, Hükûmetin çaresi yok; enflasyon artık -biraz önce söyledim- günlük revize edilmeye başlandı, yavaş yavaş yediriyorlar. Kurlarla beraber maliyetler de artıyor. Bizim Denizlili Sayın Bakanımız "Faiz, kur artışı, vergi artışları enflasyonu etkilemez." dedi, alt yazı geçiyordu kanalın bir tanesinde, isim vermek istemiyorum; Sayın Başbakan onu takip ettiyse muhtemelen telefon edip "Çıkarın." diyebilir. Yani, dikkatli olmak lazım sayın bakanlar açısından da.

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Demiştir belki de, demiştir çoktan.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Şimdi, Merkez Bankası farklı söylüyor. Herkes dolarize olmuş, mevduatın yaklaşık yüzde 40'ı dolarda baktığınız zaman; ne yaparsanız yapın. Herkese ne yapıyorsunuz; "Pozisyon alın." diyorsunuz ama Hükûmet pozisyon veriyor.

Bir de şimdi havuz hesabını anlatıp fazla uzatmayacağım. Bizim küçüklüğümüzdeki havuz hesaplarında iki tane çeşmeden su girerdi, aşağıdan da belli bir miktarda boşalırdı ama bu dakikalık ve saatli olurdu, daha fazla ileri gitmezdik. Şimdi havuz hesaplarına baktığımız zaman, havuz hesaplarında aşağı kaçak yok, kapanmış vaziyette. Bu kapanmış ama havuza girenler de birbirine söylüyor, daha önce havuzda olanlar daha sonra havuza geleceklere veya ilk defa havuza gelenlere diyor ki: "Bir dahaki sefere alışırsın." Yani, bu gerçekten önemli, hem dayanışma var...

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Koruma kollama da var.

EMİN HALUK AYHAN (Devamla) - Koruma kollama da var, alıştırma da var yani antrenman yaptırıyorlar.

Şimdi, olaya baktığınız zaman havuz hesabının gerçekten çapı büyümüş, anlamı büyümüş. O zaman, bunu böyle değerlendirdiğimizde bunun çok sıkıntılı bir hâl aldığını ne yapıyoruz; görüyoruz. Havuzdakiler, zaten ilk girenler o şoku bir haftada falan atlatıyor. Şimdi, bu kolay bir iş de değil; hem havuzdakiler açısından hem de onların muhatapları açısından da kolay değil. Çünkü, muhataplar devamlı değişiyor mu, aynı muhataplar mı? Eğer aynı muhataplarsa bir alışkanlık kesbettiği için karşılıklı olarak biraz kolay olur ama devamlı muhatabınız değişiyorsa her birine havuz hesabını öğreteceğim diye uğraşırsanız, o, gerçekten uğraşana hem sıkıntı verir hem zül olur, aldığına da lanet getirir. Yani, böyle bir şey hakikaten... Hükûmetin bu konularda daha geniş bir vizyoner bakış açısı geçirmesi lazım. Eğer illa ki "Bu işlerin hepsini bir şekilde ben organize edeceğim." derseniz sıkıntıya giriyorsunuz. Zaten, bugün bu tasarının buraya gelmesinin... Bu tasarıda -torba tasarı şeklinde- içinde onlarca farklı mevzunun farklı farklı bir araya geldiğine bakarsanız bunun bir anlamı olmadığını görürsünüz. Baktığınız zaman ne kanun yapım sürecine uygun ne tekniğine uygun ne İç Tüzük'e uygun. Aynı zamanda, Anayasa'ya da aykırı ne getiriyorsunuz, teklifler getiriyorsunuz, tasarılar getiriyorsunuz. Burada sayısal çoğunlukla bu işi geçirdiğiniz zaman tarihe müspet insanlar olarak, müspet bir hükûmet olarak geçmeniz de söz konusu olmaz. Ben şunun için üzülüyorum: Siz böyle geçebilirsiniz ama netice itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti olarak geçiyorsunuz. Benim üzüntüm, benim kaygım, benim endişem milletimin geleceği adına böyle bir hükûmetin tarihe geçmiş olmasıdır.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)