| Konu: | AİLE VE SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞININ TEŞKİLAT VE GÖREVLERİ HAKKINDA KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 57 |
| Tarih: | 05.02.2014 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; görüşülmekte olan 524 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın çerçeve 100'üncü maddesi ile 5651 sayılı Kanun'a eklenen geçici 3'üncü maddenin (3)'üncü fıkrasının değiştirilmesiyle ilgili önerge teklifimiz üzerine söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Önergemize destek istiyoruz. Gerekçemiz: Belirlenen süre içinde üyelik sürecini tamamlayarak yükümlülüklerini yerine getiren erişim sağlayıcıların da cezai müeyyidelere maruz kalacak şekilde düzenlenmesi "ceza sorumluluğunun şahsiliği ve kusur" ilkelerine aykırı. Bu gerekçeyle, söz konusu cezai müeyyidenin, birliğin kuruluşunu engelleyecek şekilde, birliğe katılımını gerçekleştirmeyen servis sağlayıcılarıyla sınırlı tutulmasını düşündüğümüz için oldu.
Aslında bu tasarının bu bölümü neyle ilgili geldi? Geneli üzerinde de ben konuştum. AKP'de bir panik hâli var; bu, 17 Aralık olayının sonucu ortaya çıktı. Yolsuzluk da demek istemiyorum, bundan AKP Grubu, sayın bakanlar alınganlık da gösteriyorlar; dün böyle bir şey vaki oldu. Bu olayın sehven gelinen yasaklama kararları... Kurumun arkasını sayın bakan topluyor ama Hükûmetin arkası zor toplanacak, gerçekten sıkıntılı; onun için bu geliyor. Sinirler gergin, bakanlar gerçekten sıkıntılı; katılıyorum. Mesela bu olayın olduğu gün Sayın Maliye Bakanı buradaydı, olayı lanetledi; sabaha karşı "tweet"lerle biraz daha farklı, olaya müspet bakmaya başladı ama daha sonra yurt dışından 300 yatırımcıyı telefonla aradı. Onun işi gerçekten zor. Yurt dışındaki yatırımcıyı ararken ne diyeceksiniz? "Türkiye'den para çekmeyin, ilave de bir şeyler getirin." Bunu nasıl söyleyeceksiniz?
Mesela, düşünüyorum, ben bazen Maliye Bakanının yerine kendimi konuyorum: "Ya, bizim 17 Aralıkta meydana gelen yolsuzluk olayı nedeniyle -söylentisi diyelim, hani, fazla da incitmenin bir anlamı yok- bu olay nedeniyle kabinemizin yarısı değişti, dolar fırladı, faizleri de artırmak zorunda kaldık, faiz lobisi ile kur lobisine de teslim olduk ama buna rağmen HSYK'yı değiştiriyoruz." Fezlekeler geriye doğru gidiyor, sanıyorum bakanlar da ortaya çıktı. "Bakanlar geri gelebilir. Dolayısıyla, bize itimat etmeye devam edin, biz bunu gerçekleştireceğiz, sıkıntı çekmeyin."
Yalnız, burada bir şey ortaya çıkıyor -belki Sayın Bakan kurtarır ama- görevden bu nedenle ayrılan bakanların yerine eski bakanlar gelirse kabine sayısını artırma gibi bir durum ortaya çıkabilir. Bu gerçekten sıkıntılı.
Şimdi, bakıyoruz, TÜİK'te de mi, Merkez Bankasında da mı paralel devlet uzantıları var? Hükûmet arzu etmiyor, Ekonomi Bakanı arzu etmiyor, hatta Denizlilere "Pozisyon değiştirmeyin." diyor ama buna rağmen Merkez Bankası ne yapıyor? Faizleri anormal şekilde artırıyor. Hatta, gece yarısı -merak ettik ne oluyor diye- meğer Amerika'dan biri gelecekmiş de -kurul üyesi- ondan sonra bu iş değiştirilecekmiş. Hakikaten zor.
TÜİK'te de bir sıkıntı var, enflasyonu günbegün revize etmeye başladı. Nasıl? 1,70 küsurdu, 1,7'ydi; bugün 1,98-2 oldu. Dün Hükûmetin yıllık hedefinin üçte 1'i kadar ocak ayında hallolmuştu, gitmişti; bugün o oran arttı, Hükûmeti sıkıştırıyor. Bir de Ekonomi Bakanımızın bir sözü vardı, "Pozitif yönde enflasyon gelişecek..." Tabii, bu da izaha muhtaç yani kulakları biraz tırmalıyor. Yani pozitif yönde gelişirse düşmesi lazım enflasyonun, müspeti bu olması lazım, ama vatandaş biraz yanlış anlıyor; onu da düşünmek lazım.
Şimdi, vakit de dar ama dün burada ben Sayın Bakanı onore de ederek mesai arkadaşım diye söyledim fakat Türk milletine hem havuz hesabına gidip hem küfür edenleri lanetleme cesaretini gösteremedi. Çok üzüldüm, bunu Sayın Bakanın hem şahsı adına hem de Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti adına benim demem söz konusu olamaz ama oradan birinin çıkıp da hiç olmazsa "Bu kadar bu olaylar var ama Türk milletine bari küfretmeyin." demesi lazımdı. Sizlerden bekliyorum Sayın Bakanım.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)