GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2014 YILI MERKEZİ YÖNETİM BÜTÇE KANUNU TASARISI İLE 2012 YILI MERKEZİ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI NEDENİYLE
Yasama Yılı:4
Birleşim:28
Tarih:11.12.2013

AK PARTİ GRUBU ADINA İHSAN ŞENER (Ordu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Radyo ve Televizyon Üst Kurulu 2014 yılı bütçesi üzerine görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tabii, buraya çıkan, gruplar adına konuşan arkadaşların çoğu tartışmaların zeminini yüzyılın başında olduğu gibi işte, milliyet, ırk, coğrafya temeline dayadılar, her biri diğerine ders vermeye kalktı ama bütçe üzerine konuşmalar daha az oldu. İnsanca yaşayabileceğimiz bir coğrafyayı kendimize, çok anlamsız tartışmalarla zehir etmeye çalışıyoruz. Hâlbuki insan haklarına dayalı, insan hakları temelinde, hangi ırktan, hangi dilden, hangi dinden olursa olsun, ortaklaştığımız sözleşmeler üzerine birlikte yaşamak hepimiz için özlenen şeydir. Umarız bundan sonraki süreçte bu kısır tartışmaları aşarak medeni dünyanın yaptığı gibi birbirimize daha saygılı topluluklar olarak yaşarız diyorum.

Tabii, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu da bir demokratikleşme süreci ürünü olarak algılanabilir. 1993 yılına kadar radyo ve televizyon yayınları tek elden yürütülüyordu. 1990 yılında Anayasa'ya rağmen bir özel televizyon yayına başladı ve üç yıl Anayasa'nın yasaklamasına rağmen özel yayın yaptı. 1993 yılında Anayasa değiştirildi ve yayın tekeli kaldırıldı. 1994 yılında da 3984 sayılı Kanun'la Radyo ve Televizyon Üst Kurulu kuruldu. Bu Kurul radyo ve televizyonların yayınlarını düzenleyen bir kurum olarak hayata geçti. Kurulduktan bu yana, yapması gereken frekans ihalelerini gerçekleştiremedi, hâlâ daha gerçekleştiremedi. 6112 sayılı Kanun yani 2013 yılında çıkardığımız kanun bu ihalelerin bir an önce yapılmasını öngörüyor, mecbur hâle getiriyor. İhaleler yapıldı fakat bir yayın kurumunun itirazıyla şu anda yürürlüğü durduruldu. Yani Türkiye'de radyo ve televizyonlar, özel radyo ve televizyonlar, yaklaşık yirmi üç yıldır illegal yayın yapıyorlar, ruhsatsız, düzenlemesi olmadan yayın yapıyorlar. Bunun önüne geçilebilmesinin yolu şudur: Her alanda olduğu gibi devlet bütün hakları kendine toplamış ve milletin ve özel kurumların yanlış yapacağı üzerine bina ederek geliştirdiği için her hamle tepkiyle ve refleksle karşılanmış. Bu sebeple bu ihalelerin de maalesef şu anda yürürlüğü durdurulmuş durumdadır.

Şu anda Üst Kurul kayıtlarına göre, kablo ortamında 135, uydu ortamında 340 yayın kuruluşuna lisans verilmiştir. 246 televizyon ile 1.059 radyo kuruluşunun da müracaatları henüz beklemektedir. 3 Mart 2011'den itibaren en geç iki yıl içinde Üstü Kurula bu ihalelerin sonuçlandırılması zaruretini getirmiştir ama bahsettiğim gibi, bu kaos henüz daha devam etmektedir. Ayrıca, karasal analog yayınların planlamasının zorluğu da ortadadır. Dünya sayısal yayınlara geçtiği hâlde henüz Türkiye'de tam anlamıyla bu da uygulanmak durumunda olamamıştır ihaleler nedeniyle.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulunun gelişmiş demokrasilerdeki partnerleri bağımsız ve özerk kurumlardır ama Türkiye'de bir devlet kurumu olarak teşekkül etmiş durumdadır. Hâlbuki yayın kuruluşlarının, kendi geleneklerini, örflerini, yayın ahlak ve ilkelerini kendileri belirleyerek bu devlet kurumunun düzenlemesinden bir an önce uzaklaşmaları gerekmektedir. Umarız kısa zamanda Türkiye'de de yayın gelenekleri ve ahlakı yayıncı kuruluşlar tarafından geliştirilerek devlet bütçesinden böyle bir denetleme süreci kısa zamanda son bulur diyorum.

2014 yılı Radyo ve Televizyon Üst Kurulu bütçesinin hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)