GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBUNUN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ FATMA NUR SERTER VE ARKADAŞLARININ ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME SİSTEMİNDE MEYDANA GELEN AKSAKLIKLARIN İNCELENMESİ AMACIYLA 27/11/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERMİŞ OLDUĞU MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 3 ARALIK 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2013

EMRULLAH İŞLER (Ankara) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Cumhuriyet Halk Partisinin öğrenci seçme ve yerleştirme sisteminde meydana gelen aksaklıkların incelenmesi ve boş kalan kontenjanların araştırılması hakkında verdiği önergenin aleyhinde söz almış bulunuyorum.

Sınavla öğrenci alan okullara yerleştirmede her yıl farklı sayıda da olsa kontenjanlar boş kalabilmektedir. Kontenjanların boş kalmasının nedenleri ortaöğretimde şu şekilde özetlenebilir: Ortaöğretim kurumlarına geçişte devlet okulları, özel okullar, askerî liseler ve polis koleji gibi okulların kayıtlarında bir sistem bütünlüğünün olmaması, bu nedenle öğrencilerin birden fazla okulun listesinde yer almaları ve sürekli yer değiştirmeleri. Yüksek puanla öğrenci alan, bazı özel okulların özellikle kamuoyunda isim yapmış devlet okullarına kayıt hakkı kazanan öğrencilere burs ve indirim uygulamaları ile öğrencilerin özel okullara geçiş yapmaları, öğrencilerin bilinçsiz ya da hatalı tercih yapmaları, bazı öğrencilerin ise kayıt yaptırmayı düşünmedikleri okulları tercih etmeleri, yerleştirme sistemlerinde çok fazla hareketliliklerin oluşması nedeniyle veli ve öğrencide karar verememe, kafa karışıklığı oluşması, velilerin kayıt takvimine uymayarak zamanında kayıt yaptırmamaları, tercih ve yerleştirme sisteminin genel olarak veli, öğretmen ve yöneticiler tarafından tam olarak anlaşılamaması, kayıt takvimi sürecinin uzun olması, bazı il, ilçelerin okullarının kontenjan planlamasının bölgesel olarak doğru yapılamaması neticesinde kontenjanlarının hiçbir zaman dolmaması, mülakatla öğrenci alan okullara ilk yerleştirmede kontenjanın 2 katı kadar öğrenci yerleştirilmesi, mülakatta elenen öğrencilerin sistem dışında kalmaları, bazı velilerin hem sınavla öğrenci alan okullara müracaat ettikleri hem de sınavsız öğrenci alan aynı bölümdeki, evlerinin yakınlarındaki okullara kayıt yaptırmaları gibi hususlar anadolu liselerinde kontenjanların boş kalmasında etkili olmaktadır.

Bilindiği gibi, Millî Eğitimi Bakanlığının yeniden yapılandırılması, eğitim sisteminin geliştirilmesi ve çağdaş standartlara yükseltilmesine yönelik sürdürülen çalışmalar ortaöğretim seviyesinde yeni düzenlemeler yapılmasını gerekli kılmıştır. Ortaöğretim zorunlu hâle gelmiş ve genel liselerin, anadolu lisesi veya meslek liselerine dönüşüm süreci tamamlanmıştır. Bundan böyle sınavla öğrenci alan ortaöğretim kurumlarına yerleştirme, merkezî sistem sonuçlarına göre değil merkezî ortak yazılı puanların dâhil olduğu okul başarısını esas alan ortaöğretime yerleştirmeye esas puanla yapılacaktır.

Bugün temel eğitimden ortaöğretime geçiş sisteminin mantığına uygun olarak temel eğitimi bitiren her öğrenci için sağlıklı bir tercih ve yerleştirme sistemi oluşturmak zorunluluk hâline gelmiştir. Nitekim bu zorunluluktan hareketle Millî Eğitim Bakanlığı yeni bir yerleştirme model üzerinde çalışmalar yapmaktadır. Yeni model okul kapasitelerinin maksimum düzeyde kullanımını sağlamalı, öğrencilere almak istedikleri akademik ortaöğretim eğitim fırsatlarını sunmalı, belirsizlik, karmaşa ve gecikmelere meydan vermemelidir. Bu model öğrencinin ortaöğretim öncesindeki tüm süreçlerde elde ettiği akademik başarısının boşa gitmesini önlemelidir. Yeni model yalın ve anlaşılır olmalı, öğrencilere istedikleri akademik ortaöğretim fırsatlarını sunmalı, belirsizlik ve karmaşaya son vermeli, adaletli olmalı, başarıyı tesadüflere bırakmamalı, mevcut kapasiteyi en iyi şekilde doldurmalı, yerleştirmede inisiyatifi veli ve öğrenciye vermeli, takvim ve zamanlamayı uygun kullanmalıdır.

Yukarıda belirtilen hususların yeni modelde benimseneceğini ben ümit ediyorum ve bu doğrultuda da çalışmalar olduğu haberini aldım. Böylece, bu kontenjan eksikliği, dolmaması konusu da bu şekilde telafi edilmiş olacak.

Ortaöğretimle ilgili: Biliyorsunuz araştırma önergesinin ilk bölümü ortaöğretimdeki kontenjanların boş kalmasıyla ilgiliydi. Bu konuda bir çalışma olduğunu ve bu çalışmaya yol açan nedenleri kısaca izah etmiş oldum.

Öte yandan üniversitelerdeki kontenjanların boş kalması hususuna geldiğimizde: Bilindiği gibi, üniversitelerin kontenjanları YÖK tarafından belirlenmektedir. Belirlenen kontenjanlar ve kabul koşulları ilgili tercih kılavuzlarında açık olarak öğrencilere bildirilmekte ve ona göre tercihlerini yapmaları istenmektedir. Her aday kendisi okumak istediği 30 programı tercih yapabilmekte ve bu programlara puan sıralaması ve tercih sırası dikkate alınarak ÖSYM tarafından yerleştirilmektedir. Uygulama, yerleştirme algoritması geçmişten bugüne aynı şekilde uygulanmaktadır, herhangi bir değişiklik şu an için söz konusu değildir.

Şimdi, benden önce konuşma yapan değerli hatip de tabii ki YÖK'ten aldığı verilerle üniversitelerde boş kalan kontenjanlar hususunu dile getirdi. 2012 yılında 180 bin kontenjanın boş kaldığı -ki bunların çoğu açık öğretim ve ön lisansla ilgilidir, lisanstaki sayılar tabii ki bu sayının içerisinde azdır- 2013 yılında ise bu sayının 130 bine düştüğü gerekçede yazıyor. Şimdi, bunu önemli bir veri olarak ben değerlendiriyorum, ben de bir üniversite hocasıyım. Bir defa, öncelikle bu yeni açılan üniversitelerin -Türkiye'nin her yerinde üniversiteler açtık, her ilinde üniversite var, 76 olan üniversite sayısını bugün 175'e çıkardık, bunların 104 tanesi, yanlış hatırlamıyorsam, devlet üniversitesi, diğerleri de vakıf üniversitesidir- hepsi gelişme kapasitesine sahip, geliştikçe de oradaki kontenjanların dolduğunu zaman içerisinde göreceğiz. Zaten sizin vermiş olduğunuz rakamlarda da...

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Verdiğim rakam o değil.

EMRULLAH İŞLER (Devamla) - ...yıldan yıla bir azalma olduğunu görüyoruz.

Diğer taraftan...

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - Hayır, hayır, tam tersini söylüyorsunuz, anlamamışınız.

EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Sayın Hocam, sizler de üniversitede rektör yardımcılığı yaptınız biz de üniversitede yıllarca hocalık yaptık, bir de yani iğneyi kendimize sokmamız lazım üniversite hocaları olarak, bildiğiniz gibi üniversitelerde ek ders ücreti diye bir olay var, buradan hareketle, maalesef, bazı bölümlerin gereğinden fazla kontenjan açtığını biliyoruz. Sizin bu vermiş olduğunuz rakamlar işte bu gereğinden fazla açılan kontenjanların bir sonucudur.

FATMA NUR SERTER (İstanbul) - YÖK müdahale edebilir bu konuda. YÖK ne işe yarıyor?

EMRULLAH İŞLER (Devamla) - Dolayısıyla, YÖK de zaten gerekli çalışmaları yapıyor, az önce YÖK'teki yetkililerle de görüştüm, boş kalan kontenjanlar, mesela diyelim herhangi bir bölüm 100 tane kontenjan bildirmişse, 50 tane öğrenci kayıt yapmış ise o zaman orada bir indirime bir sonraki yıl zaten YÖK gittiğini söyledi.

Diğer taraftan, ikinci öğretim belası var biliyorsunuz, bu ikinci öğretimden Türk eğitim sisteminin bir önce de kurtulması lazım. Genelde üniversitelerde bu ikinci öğretim niçin açılır? Ek ders geliri elde etmek için açılıyor maalesef. Ondan dolayı da, sizin de söylediğiniz gibi, en çok açık ön lisansta var. Ön lisanstaki bu açıklardan dolayı benim az önce edindiğim istihbarata göre de pek çok ön lisans bölümleri, kontenjanları boş kalan bölümler kapatılmakta. Yani, burada, üniversitelere sorumluluk düşmektedir, üniversite hocalarının sorumluluğu vardır, bölümlerin, bölüm başkanlarının sorumluluğu vardır. Bunun dışında, aynı zamanda, sizin de belirttiğiniz gibi, YÖK'ün sorumluluğu vardır. Ben, yapmış olduğum araştırmada hem milli eğitimde açık kalan kontenjanlarla ilgili hem de üniversitelerde YÖK nezdinde yapmış olduğum girişimlerde bu kontenjanların azaltılması, boş kalmasını önlemek için gerekli çalışmaların yapıldığı haberini aldık

Tabii ki önemli bir konu. Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için ayrıca teşekkür ediyorum. Ancak, bu konunun, zaten kurumlar tarafından araştırılmakta olduğunu ifade ediyor ve bu grup önerisinin araştırılmasına gerek duymuyor, aleyhinde olduğumu bildiriyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)