| Konu: | SÖZLEŞMELİ ERBAŞ VE ER KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE CUMHURİYET HALK PARTİSİ GRUP BAŞKANVEKİLİ YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE'NİN; TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ İÇ HİZMET KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 138 |
| Tarih: | 12.07.2013 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 479 sıra sayılı Sözleşmeli Erbaş ve Er Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 6'ncı maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, asker-sivil ilişkisi birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi Türkiye'de de üzerinde tartışmaların yoğun olarak yapıldığı konulardan birisidir. Demokrasiye geçildikten sonraki dönemde periyodik olarak gerçekleştirilen darbeler, demokrasinin kurumsallaşmamasının önündeki en önemli engellerin başında gelmektedir. Askerler, yönetimi sivillere devrettikleri dönemlerde bile yönetimi kontrol etmenin yollarını aramışlardır. Bu bağlamda kendi kontrollerini anayasal bir temele oturtmuşlardır. Oluşturulan kurumsal yapı içerisinde asker, sivil yöneticilere karşı vesayeti tesis etme yoluna gitmiştir. Askerî vesayetin zaman içerisinde aşamalı olarak daha etkin bir şekilde kurumsallaşması dolayısıyla, askerin siviller üzerindeki denetimi güçlenerek devam etmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin sistem üzerinde kurduğu bu denetim mekanizmalarına rağmen, işler tam arzuladıkları gibi gitmemiş ve her on yılda bir, seçilmiş hükûmetlere darbeler düzenlemişlerdir. Seçilmişlerin eylemlerinin kontrolünü sağlamak ve gerektiğinde, yaptıkları eylemleri etkisiz kılmak için Millî Güvenlik Kurulu, Anayasa Mahkemesi gibi kurumsal yapılanmalara gitmişlerdir.
Türkiye'de demokrasinin kurumsallaşması için ordunun konumunun gözden geçirilerek, tam manasıyla, seçilmişlerin denetimi altına sokulması gerekmektedir. Bugün ise askerî vesayet ile anılan meşhur 35'inci maddenin kaldırılacak olmasına tanıklık ediyoruz. Bu düzenlemenin, çok önceleri yapılması gereken olumlu bir değişiklik olduğunu ifade etmek gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, vesayet sistemiyle demokratik anlamda mücadele ederken sadece askerî vesayet ile değil, halk ve halkın temsil edildiği bütün kurumlar üzerinde vesayet oluşturacak yaklaşımlarla yüzleşmek gerekmektedir. Bu bağlamda, askerî vesayetin kaldırılmasını, bütünüyle vesayetin kaldırılması gibi görme tuzağına düşmemek gerekir. Zira, siyasetin veya toplum üzerinde etki alanı olan tüm yapıların da vesayet sistemi kurması muhtemel olup, bu konuda da siyaset kurumunun ve yürütme erkinin sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulamaktayız.
Siyasi iktidarın da, halkın üzerinde tahakküm kurmaya dönük, siyaset kurumunu ve yasama görevini yürüten Meclisi, kendi yaklaşımı çerçevesinde şekillendirecek ve böylece toplumu vesayet altına alacağı yaklaşımlarla da yüzleşerek, pratikte yapılan böylesi uygulamalardan hızlıca vazgeçmesi gerekmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; darbelere zaman hazırlayacak koşulların yok edilmesinin yanı sıra, 1961'den beri darbelerle yaşanmış mağduriyetlerin giderilmesine ilişkin bazı düzenlemelerin yapılması da oldukça önemli ve bir o kadar gereklidir.
Bildiğiniz üzere, bu tasarıdan önce görüştüğümüz 478 sıra sayılı torba düzenlemede 28 Şubat darbesinde mağdur olan ve memuriyetten çıkarılanlara ilişkin bir düzenleme yer almaktaydı. O düzenlemede de vurguladığımız gibi, darbelerle yüzleşme sürecini yaşıyorken, geçmişte yaşanan bütün darbe mağduriyetlerine ilişkin de düzenlemeler yapılmalıdır. Bu hususta öncelikle Hükûmetin ve siyasi iktidarın kapsamlı bir çalışma yapmasını ve yaşanan mağduriyetleri gidermeye dönük bir çalışmayı Meclis gündemine getirmesini önemle vurguluyoruz. Askerî darbelerin yol açtığı mağduriyetlerin giderilmesi konusunda grubumuz tarafından verilen kanun teklifinin de bu çerçevede ele alınmasının oldukça önemli olduğunu belirtiyoruz.
Bu vesileyle, yapılan kanuni düzenlemelerin demokrasiyi ilerletecek ve özgürlüklerin önünü açacak düzenlemeler olmasını temenni ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)