| Konu: | CHP GRUBUNUN, GRUP BAŞKAN VEKİLLERİ ANKARA MİLLETVEKİLİ EMİNE ÜLKER TARHAN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ MEHMET AKİF HAMZAÇEBİ VE YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE TARAFINDAN GEZİ PARKI OLAYLARINDA ORANTISIZ GÜÇ KULLANIMINA İLİŞKİN KANUNSUZ EMİR VERENLER İLE BU EMİRLERİ YERİNE GETİRENLERİN BELİRLENMESİ VE SİYASİ İKTİDARIN BASIN ÜZERİNDEKİ BASKILARININ ORTAYA ÇIKARILMASI AMACIYLA 3/6/2013 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 18 HAZİRAN 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 121 |
| Tarih: | 18.06.2013 |
EROL KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli Meclis üyeleri; hepinizi saygıyla selamlıyor, Cumhuriyet Halk Partisinin Taksim Gezi Parkı olaylarıyla ilgili vermiş olduğu önerge aleyhinde söz almış bulunuyorum. Saygılarımı sunuyorum.
Değerli arkadaşlar, Taksim Gezi Parkı'yla ilgili çevrecilik hassasiyetinden yola çıkıp, elhamdülillah, bugün bunu savunanların, buna karşı olanların da ittifak ettiği bir noktaya hep birlikte geldik; bu işin çevrecilik olmadığını, çevre istismarı olduğunu ve buradan yola çıkarak farklı şeyler olduğunu hep birlikte öğrenmiş olduk.
Şöyle kısaca kronolojik sürece baktığımızda birkaç şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Bu projenin bilinmediği, bugüne kadar kimsenin haberinin olmadığı ifade edildi. Sayın Başbakan 2011 seçimleri öncesinde Haliç Kongre Merkezi'nde İstanbul'la ilgili bir sürü proje anlattı. Bunlara işte "çılgın projeler" denildi; Kanal İstanbul, Yassıada gibi bir sürü projeler anlatıldı, bir tanesi de Taksim Gezi Parkı'ydı. Hem düzenlemeyle ilgili hem de Topçu Kışlası'yla ilgili bir projeden bahsedildi.
Bu proje -daha evvel Mecliste söyledim- 2011'de İstanbul Büyükşehir Belediyesinden geçti ve araçların yer altına alınması, alanın yeşil alana dönüştürülmesiyle ilgili bir sürü düzenlemeler yapıldı.
Topçu Kışlası çok tartışıldı. Bilinmesinde fayda var diye söylüyorum: 1780 yılında inşa edilmiş ve 1940 yılında dönemin valisi hem de belediye başkanı tarafından yıkılarak varlığı ortadan kaldırılmış bir kışla, konuştuğumuz kışla bu. Bugün bu kışlanın, Sayın Başbakanımız, Çevre ve Şehircilik Bakanımız ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanımız şehir müzesi yapılacağını defaatle ifade ettiler ve bu projenin, özellikle Taksim düzenlemesiyle ilgili projenin de yüzde 70-80 oranında bittiğini hepimiz biliyoruz.
Değerli arkadaşlar, bir sefer daha altını çizerek söyleyelim: Gezi Parkı'nda bir kısım ağaçlar Çağlayan Abide-i Hürriyet Caddesi'nin üzerine kaldırıldı -resimleri de hepimizde var- bir kısmı da orada kesildi, kaldırılamayanlar kesildi ve buradan yola çıkarak Türkiye bir acayip fotoğrafla karşı karşıya kaldı. İçişleri Bakanımız, burada bizden önceki hatiplerimiz ifade etti, 500'e yakın araç ve iş yeri yakılıp yıkıldı, kamu binaları, AK PARTİ ilçe teşkilatlarında büyük hasarlar oluşturuldu.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - CHP İl Başkanlığına?
EROL KAYA (Devamla) - 3.868 vatandaşımızın yaralanmış olduğunu görmekteyiz. Vefat eden 4 vatandaşımıza ve ailelerine başsağlığı diliyorum, şehit polisimize de Allah'tan rahmet diliyorum.
Şimdi, yaralanan ve mağdur olan vatandaşlarımıza ve esnafımıza geçmiş olsun dileklerini ifade ederken, bir sefer, birkaç şeyin altını çizelim. Bu tabloyu, çevre bilinciyle ifade etmek mümkün değildir, bu tabloyu demokratik hak arayışı olarak ifade etmek demokratik hak arayanlara ihanettir.
KADİR GÖKMEN ÖĞÜT (İstanbul) - Doğru söylüyorsun.
EROL KAYA (Devamla) - Bu tabloyu toplantı ve gösteri yürüyüşü ya da iletişim özgürlüğü olarak da ifade etmek mümkün değildir. Bu tabloyu ancak ve ancak provokasyonla, anarşiyle ve ülkeyi tekrar 80'li yılların karanlık günlerine taşıma mücadelesi olarak görmek mümkündür. Huzuru bozmakla, esnafımıza zarar vermekle, halkımızı huzursuz etmekle, temel hak ve hürriyetlere saldırmakla açıklamak ancak mümkün olacaktır.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Peki, bu tabloyu kim oluşturdu?
EROL KAYA (Devamla) - Hiçbir insan bir başkasının inancına saldırmayı hürriyet olarak ifade edemez ve hiçbir insan ibadethaneleri haram fiiller için kullanamaz ve hiçbir düşünce bunu özgürlük olarak ne ulusal ne de uluslararası medyaya taşımayı hak olarak göremez. Hepsinden önemlisi, bu fiilleri işleyenlerin ve buna alkış tutanların aymazlığını çevrecilik olarak bize kimse yutturamaz.
Peki, bu tablo nasıl oluştu? Taksim'de olayları bahane ederek Türkiye'nin 79 ilinde aynı anda eylem başlatıldı. Daha evvel burada söyledim, şimdi birkaç tanesini sizinle paylaşayım, hepsi aynı gün medyaya servis yapıldı: Rize saat 12.00 Belediye Parkı, Bartın saat 13.00 Cumhuriyet Meydanı, İzmir saat 15.00 Kıbrıs Şehitleri Parkı, Ankara saat 19.00 Kuğulu Park, Frankfurt saat 18.00 Galeria Kaufhof önü, Hollanda saat 20.00 Amsterdam Dam Meydanı, Köln saat 20.00 Neumarkt. Saymaya devam edebiliriz. Sanırım fotoğrafı hep birlikte daha net görebiliyoruz. Siz hâlâ bu eylemlerin bir merkezden organize edilmeden kendiliğinden yapıldığını mı düşünüyorsunuz?
Bir başka boyut ise siyasetçiler başta olmak üzere kimi yazarlarımızın, sanatçılarımızın, özellikle medyada iyi niyetten yoksun provokatif yalan haberleri, hiçbir inceleme yapmadan, vatandaşlarımızı sokağa dökmek için fütursuzca kullanmalarıdır. Bu durum demokrasi tarihimizin utanç fotoğrafına yeni bir ilave olarak eklenmiştir.
Sizlerle birkaç tanesini paylaşmak istiyorum: "Eylemler yirmi dört saat devam ederse Avrupa kararıyla Hükûmet düşecek." TOMA'nın sıktığı renkli suyu kan gölü olarak sunanlar, Amerikan polisini Türk polisi olarak gösterenler, Boğaz Köprüsü'ndeki Avrasya Maratonu'nu Gezi Parkı'nın yürüyüşü olarak "photoshop"layanlar, askerlerin polise destek fotoğrafını Gezi Parkı'na destek olarak fotomontaj yapanlar? Edebim müsaade etmiyor ama özür dileyerek bunların ancak ahlaktan yoksun olduklarını ifade edebilirim. Hele hele hayvan haklarının fütursuzca istismar edilmesini, bir milletvekilimizin Suriye'deki yaralı vatandaşımızın fotoğrafını Gezi eyleminde polis tarafından vurulmuş gibi göstermesini, maalesef, üzülerek ifade ettik, gördük ve bunu anlamakta zorlanıyoruz.
Değerli arkadaşlar, olaylar esnasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımızın, Başbakanımızın, Cumhurbaşkanımızın sağduyu çağrıları oldu. Taleplere baktığımızda il valilerinin ve emniyet müdürlerinin görevden alınması, tüm gözaltına alınanların serbest bırakılmasından daha da ileri gidilerek üçüncü Boğaz köprüsünün, havaalanının, Kanal İstanbul'un iptal edilmesi gibi talepleri görmekteyiz.
Bir başka tartışma konusunda da, enteresandır, hukuk bilgimiz sorgulanmıştır. Plebisit tartışması yapıldı. Belediyecilikte plebisit seksen yıldır, doksan yıldır yapılmaktadır. Bunu hukuk sürecinin başlangıcı, referandumu ise hukuk sürecinin bitişi olarak anlamamız ve bunu bilmemizde fayda var. Hele hele daha 2013 Martında Çanakkale Biga'da Çavuşköy'le ilgili, Ardahan Göle Kuzupınarı'nda plebisit yapılmış ve burada bu çalışmalar geçmişten bugüne kadar devam ediyor, bilmemek hakikaten bir garip geliyor bana.
Ben sizinle birkaç tane resim paylaşmak istiyorum. Az evvel milletvekillerimizin birkaç tanesi şunu söylediler: "Efendim, bu, çevrecilik ve hak arayışıdır." Buyurun, size hak arayışlarıyla ilgili birkaç fotoğraf göstermek istiyorum.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne var ya, ne olmuş? Ne var onda?
EROL KAYA (Devamla) - Hakikaten ne var, ben de merak ediyorum ne var?
Evet, buyurun arkadaşlar, bunlar bu ülkenin hak arama fotoğrafları, Taksim'den polisin çekilmesinden sonraki oluşan tablo ve polisten sonraki tablo bu. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bunu görelim.
Bir başka şey daha göstereyim, Taksim parkında ne oluyor? Bu olmaya çalışıyordu özgürlük adına, yapılmaya çalışılan da bugün budur, budur. Bunu görelim inşallah. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Biber gazını göster, TOMA'ları göster.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Kaç kişi öldü orada? Öldürülen gençlerin fotoğrafını da göster. Ayıp! Ayıp!
EROL KAYA (Devamla) - Şimdi, değerli arkadaşlarım, kimse yasadışı örgütlerin paçavralarını çevrecilik adına, özgürlük adına izah etmeye kalkmasın.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Ethem Sarısülük'ün fotoğrafını da göster. Ayıp ya!
EROL KAYA (Devamla) - Değerli arkadaşlar, merak etmeyin, rahat olun ve sağduyulu olun. AK PARTİ Grubu olarak kapsamlı bir çalışma yapmaktayız ve sonuna kadar Gezi Parkı olaylarının üstüne gideceğimizi ve bu olayların aydınlatılması için Meclis araştırması açacağımızı ve çok geniş bir şekilde bunu gündeme getireceğimizi ifade etmek istiyorum.
İDRİS BALUKEN (Bingöl) - 4 metreden kurşun sıktığınız gencin fotoğrafını da göster.
EROL KAYA (Devamla) - CHP önergesinin olayı masum gösterme, çok dar ve tek taraflı bakışlarından dolayı ve siyaseten istismar edilmememiz için karşı çıktığımızı beyan ediyorum ve aleyhte oy kullanacağımızı söylüyorum.
SAKİNE ÖZ (Manisa) - Evlere biber gazı sıktınız.
EROL KAYA (Devamla) - Son olarak bir şeyin daha altını çizeyim. Değerli arkadaşlar, ülkemizde gerçek çevrecilerle çevre istismarcılarını lütfen birbirinden ayıralım. Hakikaten bu ülkede STK'larımızdan cidden çevreyle ilgili iyi çalışmalar yapan, iyi örnekleri olan insanlar var; bunlara yazık edilmektedir. Bu sağduyulu bakışa ihanettir bu tablo. Ve yine, çevre duyarlılığını gösteren vatandaşlarımızla toplumun huzurunu bozan marjinal grupları ve provokatifleri de birbirinden ayıralım. Ve son olarak özellikle bir şeyin altını çizmek istiyorum ki yirmi iki gündür bu ülkede sağduyuyla, sabırla tüm provokatiflere, evlerinin kapısının çalınmasına kadar giden bu provokatiflere sağduyuyla cevap veren vatandaşlarımıza şükran borcumuz olduğunu ifade ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyor, tekrar hayırlı günler diliyorum. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)