| Konu: | 5 HAZİRAN DÜNYA ÇEVRE GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 117 |
| Tarih: | 06.06.2013 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi selamlıyorum.
On gündür ayağa kalkan, geleceği için mücadele eden, direnen halkımızı selamlayarak sözlerime başlamak istiyorum. Hayatını kaybedenlere rahmet, yaralılara da şifalar diliyorum. Uysal koyun gibi olmayanlar tarih sahnesinde değerli arkadaşlar ve aynı şekilde, orman gibi kardeşçesine dayanışanları da selamlamak istiyorum.
Gezi Parkı'ndan milyonların direnişine yayılan bu hareketi anlamamız gerekiyor ama önce üçüncü köprünün temelini atarken "Biz herkesten çok çevreciyiz." diyen Başbakanı da anlamak gerekiyor. Aslında, böyle sertifikalar vererek, bizleri fidan dikme törenlerinde göstermelik bir şekilde öne sürerek çevreci olunmuyor; bu şekilde asıl saldırının büyüklüğü gizlenmek isteniyor. Deveyi havuduyla götürenler, "Çukurları iyi paraya sattık." diyenler, aslında ormanları, tarım alanlarını, sitleri, kıyıları yağmalayanlar çok daha büyük bir saldırı içerisinde yani 3 yerine 5 tane fidan dikmek değil mesele, yeni zenginler yaratmaksa hiç değil.
Değerli milletvekilleri, bakın, Taksim Meydanı emekçilerin elinden alınmak istendi, yetmedi; Gezi Parkı öyle, Atatürk Orman Çiftliği öyle, Atatürk Kültür Merkezi öyle, üçüncü köprü, üçüncü havaalanı?
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Geçme, o köprülerden geçme.
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Bütün bunlar denilirken aslında çapulculuk, haramilik bu zenginleri yaratmak isteyenlerin eseri oldu.
Değerli milletvekilleri, direnen milyonlar basit birer çevreci değil. Birleşen bir halk var ve bu halk tekçi zihniyete, muhafazakârlığa, zorbalığa, istismara, ranta, keyfîliğe, emeğe ve bilime, sanata saldırıya karşı direnmiş ve ayağa kalkmıştır.
Kentsel dönüşümle, 2/B ile yağmaya, halka rağmen yapılan HES'lere, eğitimden sağlığa her alanı piyasaya açmaya, özelleştirmelere; açlığa terk edilen halk imtiyazlara ve zenginliklere, alkol yasağına, kürtaja, "3 çocuk" diyerek kadının bedenine müdahaleye, 4+4+4 ile laikliğe, bilime saldırıya, "ecdadımıza saygı" adı altında mezhepçiliğe, din istismarcılığına, sınır ötesi savaşçılığa ve güvencesiz iş cinayetleriyle, taşeron çalışmayla bu kahredici köle düzenine karşı ayağa kalkmıştır.
Aynı şekilde "çözüm" deyip hiçbir şey yapmayan, aksine savaş ve şiddet politikasıyla halkı gazlayan, Roboski gibi katliamların üzerini örten, Reyhanlı katliamının gerçeklerini gizleyen ve milyon dolarları artırıp işçi cesetleri üzerinde fabrika kuranları koruyan böylesi başkanlık heveslerine karşı, bu fırsatçı siyasete karşı bir ayağa kalkmadır. Cezaevlerindeki çocuk istismarına, tecavüze, şiddete, sanat ve kültür alanında "Her şeyi ben bilirim, benim dediğim olacak." diyen bir anlayışa karşı ayağa kalkılmıştır.
BEDRETTİN YILDIRIM (Bursa) - Hadi oradan be!
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - "Orantısız güç kullanıldı." ve benzeri laflarla da bu işin üzeri örtülemez. Sabaha karşı çadır yakanlar, halkı gazlayanlar, plastik mermi kullananlar, gaz fişekleriyle onlarca insanın gözünü kör edenler, bu hesap mutlaka verilmelidir. Ve halkın talepleri ortada: Gaz bombasının yasaklanması, suçluların cezalandırılması, bu projeden vazgeçilmesi, görevlilerin alınması; bunlar yapılmalıdır. "Ortalık sakinleşsin öyle yapacağız." laflarına da güvenmiyoruz çünkü hâlâ saldırılıyor, Kızılay'da saldırılıyor, Dersim'de, Hatay'da saldırılıyor; hâlâ gizleme, hâlâ provokasyon var.
Değerli arkadaşlar, demokratik taleplerin unutulmasına seyirci kalamayız ve "Hükûmet istifa." diyenlere yöneltilmiş bu namluların da artık son bulması gerekiyor.
Nerede sizin insan merkezli kent yaşamınız? Nerede sizin millî iradeye saygınız? İşte, millî irade sokaklarda ama Başbakan ne diyor: "Tencere tava, aynı hava." İşte bu kafa, bildiğini okuma. Halk da "Kibirlenme padişahım, senden büyük halk var." diyor ve sizin meşruiyetinizi sorguluyor. Bu meşruiyeti sorgulamaya verilecek yanıt, demokratik reformları gecikmeden yapmaktır.
Halkımıza çağrıda bulunmak istiyorum: Birleşik, örgütlü, demokratik barışçıl mücadele demokrasiyi büyütecektir. Bayraklarımız, özgürlük, kardeşlik ve demokrasinin sözleriyle donansın.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (Devamla) - Kimse kimsenin askeri olmasın. Darbecilerin değil, kendimizin ve geleceğimizin savunucusu olalım, halkın gücü olalım diyorum.
Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)