GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TÜRK PETROL KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:112
Tarih:29.05.2013

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; 450 sıra sayılı Petrol Kanunu Tasarısı'nın 20'nci maddesiyle ilgili olarak söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlarım, 20'nci maddenin (1)'inci fıkrasında bulunan "Bakanlık tarafından" ifadesinden sonra gelmek üzere "altı ay içinde" ifadesinin eklenmesini teklif ettik. Tasarının 20/1'inci maddesi şöyledir: "Bu Kanun hükümlerine göre alınmış veya alınacak olan tüm haklarda başvuru veya hak sahipleri arasında çıkacak ihtilaflara ilişkin itirazlar Bakanlık tarafından sonuçlandırılır." diyor. Burada bir süre yok. Bakanlık tarafından hak sahipleri zarara uğratılmasın, bu nedenle altı aylık bir süre konulması yararlı olacaktır diye düşünüyoruz. Umarım bu kabul görür.

Diğer yandan, gene aynı maddenin (2)'nci fıkrasında kararlara karşı davaların ilk derece mahkemesi olarak Danıştayda çözülmesi de doğru bir tercihtir, isabetlidir.

Değerli arkadaşlarım, Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm kurumlarını altüst ederek, tüm değerlerini -tabir Sayın Maliye Bakanına ait- "babalar gibi satarak" yoluna devam ediyor ama bu yol iyi bir yol değildir, Türkiye'yi uçuruma sürüklemektedir. Her şey satılık, her şey pazarlığa açık, bu kafayla varılacak yer yıkımdır. Türkiye'nin dev tesisleri iki üç yıllık kârlarına satıldı. Türkiye'nin toprakları satılığa çıkarıldı. Ormanlar, akarsular satıldı, şimdi sıra petrole geldi. Bakın, AKP "ülke menfaatleri"ni kanundan çıkarmayı başarmış bir iktidardır. Nasıl bugün "Atatürk", "Türk", "Türkiye Cumhuriyeti" gibi ortak değerler kanunlardan çıkarılıyorsa AKP "millî menfaatleri" de Petrol Kanunu'yla bir kenara bırakmıştır. Millî menfaatlerden vazgeçebilen bir iktidarla karşı karşıyayız.

Değerli arkadaşlarım, bu kanuna bu kez "millî menfaatler" yazdınız ama şimdi de içini boşaltıyorsunuz, klasik AKP tavrı budur. Türkiye'nin en büyük sorunu ithalat, buna bağlı olarak da dış ticaret açığıdır, cari açıktır. Bunun da en önemli etkeni petroldür, enerji ithalatıdır. Türkiye burada ulusal çıkarlarını öne alan bir enerji politikası izliyor mu? Hayır. AKP'nin böyle bir derdi hiç olmadı ve olmayacak. Aslında Adalet ve Kalkınma Partisinin böyle bir tasarı getirmesi de şaşırtıcı değildir ama asla kabul edilebilir de değildir. Tasarının gerekçesinde, neredeyse, Türkiye'de petrol ve doğal gaz yoktur deniyor. Türkiye'nin riski çok yüksekmiş. Değerli arkadaşlar, pazarlıyorsunuz ama onu bile beceremiyorsunuz. İnsan "Benim malım kötü" diyerek pazarlama yapar mı? AKP iktidar ise yapar.

Değerli milletvekilleri, petrol, su ile birlikte dünyanın en stratejik ürünlerinden biridir. Savaşların en önemli nedeni budur. Orta Doğu'daki istikrarsızlıkların, anlaşmazlıkların ve en önemlisi terörün nedeni petroldür. Türkiye için petrolün ayrı bir önemi vardır. Kıbrıs Barış Harekâtı'nda petrolün ne olduğunu açıkça yaşadık. Türkiye, uçaklarını uçuramaz duruma düştü. Bu nedenle petrole sadece yakıt gözüyle bakılamaz. Bu, aynı zamanda güvenlik sorunudur. O nedenle de Türkiye'nin kendi petrolünü kendi ulusal çıkarlarını gözetecek şekilde çıkarması ve kullanması gerekir ama AKP, tüm alanları yabancı şirketlerin kontrolüne açıyor. Kanunun gerekçesinde deniyor ki: "Türkiye'nin parası yok, arama yapılamıyor. Yabancılar gelsin, özel şirketler gelsin, arasın." Türkiye'nin kaynakları çarçur edileceğine, Türkiye'nin yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yatırım yapılsın, Türkiye'nin petrolünün çıkarılması için kullanılsın.

Değerli arkadaşlarım, bakınız, enerji yatırımları için, petrol aramaları için para yok ama 2 milyar dolarlık baraj, Oymapınar Barajı yandaşlara eşantiyon olarak verildi. Bakın, bedava verilen barajdan altı yılda yaklaşık 750 milyon liralık elektrik satışı yapılmış. Fabrikayı çalıştırsın diye bedava verilen barajdan 750 milyon lira para kazanılmış. Siz, bir yandan "Petrol aramaya para yok." diyeceksiniz, bir yandan da 750 milyon lirayı tek bir kişiye, yandaş şirkete aktaracaksınız. Hukuka, adalete, mahkeme kararına rağmen bunu yapacaksınız. Böyle bir yönetim olur mu? Olmaz, olmamalı. Sonra bunu kılıfına uydurmak için kanun çıkaracaksınız.

Değerli arkadaşlarım, Anayasa'yı ihlal ettiniz. Bakınız, mahkeme kararlarını yırtıp attınız. Bunu kabul etmek mümkün değil. Türkiye'nin parası da vardır, kaynakları da vardır ama bunu Türkiye yararına, Türk halkı yararına kullanmak isteyen bir irade yoktur. Sorun buradadır. Sorun AKP'nin iktidarındadır.

Değerli arkadaşlarım, söylenecek çok şey var ama sürem bitti. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)