| Konu: | TÜRK PETROL KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 112 |
| Tarih: | 29.05.2013 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
450 sıra sayılı Türk Petrol Kanunu Tasarısı üzerine görüşüyoruz. Blokumuz, bu sunulan yasa tasarısı üzerindeki bütün maddelere karşı çıkmaktadır.
Öncelikle bu yasanın bir evveliyatı var tabii. 2007 yılında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in bu yasayı, benzer nitelikteki yasayı veto etmesi söz konusu. Elbette yasalarda olması gereken, beklenen temel mantık, ülke, kamu ve halk yararının gözetilmesidir. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de bunu görmediği için veto etmişti. Aslında bu yasa için de "Millî menfaatlere uygun." denmekte. Tabii, sadece yasanın başına "Türk" kelimesini koymakla millî menfaati burada ararsanız bir mesele görmezsiniz. Ancak bu yasanın çıkmasında yerli, yabancı bütün uluslararası tekellerin güç, çıkar ve menfaatleri söz konusudur. Dolayısıyla, burada bir millî menfaat görmek mümkün değil.
Aslında söz konusu menfaatlerin Orta Doğu coğrafyasını ne hâle getirdiğini bugün hep beraber görüyoruz. Yani kaynayan cadı kazanının ve bütün bu savaş ortamının arkasında Orta Doğu'daki enerji kaynaklarına sahip olma, bunları kontrol altına alma güdüsü olduğu, bir emperyalist paylaşım, uluslararası şirketlerin güç kavgası olduğu çok açık. Ne yazık ki Türkiye devleti Hükûmeti izlediği politikalarla bu batağa bizleri de sürüklemiştir. Yapılan boru anlaşmaları ve hatları, birtakım ruhsatlarla ülkemiz de böylesi bir güvenliksiz ortama doğru sürüklenmiştir.
Aslında bu süreç Hükûmetle birlikte başlamadı tabii. Yani enerji kaynaklarının ve bunların kontrolünün, bunlarla ilgili yasaların parçalanması, hani şu on beş günde on beş yasa çıkartan Kemal Derviş'le birlikte başladı. 2001 yılında Doğal Gaz Piyasası Kanunu'yla, 2003 yılında Petrol Piyasası Kanunu'yla bu parçalanma süreci TÜPRAŞ ve PETKİM gibi petrol ürünleri alanındaki kuruluşların özelleştirilmesiyle devam etti. Bu özelleştirme, bu piyasacılık, bu piyasaya açılma şimdi TPAO'ya doğru gelmiş durumda ve entegre bir tesis üretiminden rafinerisine, dağıtımından piyasasına, TPAO'nun buradaki gücü çok açık bir şekilde zayıflatılmakta ve parçalanmaya tabi tutulmakta.
Bu konuda ilgili odalar, PETROL-İŞ başta olmak üzere, ilgili sendikaların görüş ve itirazlarına rağmen "Nedir bu Hükûmetteki kararlılık, neyin eseridir?" derseniz çok uluslu şirketlere arama ruhsatı vermek, onların işlemlerini kolaylaştırmak, muafiyetler getirmek. Aslında bu politika Hükûmetin her uygulamasında, icraatında karşımıza çıkıyor. Hatırlayacaksınız, üçüncü havalimanı projesinde "O çukurları milyonlarca liraya sattım." diye övünen bir Ulaştırma Bakanı var. Aslında bu zihniyet kendisine, ülkesine, halkına, doğasına, toprağına yabancılaşan bir politikanın, zihniyetin, her tür insani değere uzaklaşan bir anlayışın sonucudur. İşte, aynı kafa, aynı politika bugün de karşımıza çıkmakta. üçüncü köprünün temel atma töreninde Kanal İstanbul Projesi'nde, Galataport'un satışında, Haliç'e yapılan yatırımlarda, her yerde karşımıza çıkmakta.
Sayın Bakan, marifet 135 maddelik yasayı 29 maddeye düşürmek de değil. Gerçekten millî çıkarları ve ülkenin geleceğini düşünmek nerede mümkündür biliyor musunuz? Suların, kaynakların kontrolsüzce yüzde 15 oranında daha fazla tüketildiği böyle bir yasa hazırlamakla değil ya da doğal gaz satışı ve boru hatlarının insanlara pazarlandığı, yabancılara arama izni verilerek bir imtiyaz ve muafiyetin tanındığı bir yasa çıkartmak da değildir. Aynı şekilde bu arama, rafineri, üretim, dağıtımda kullanacakları malzemelere muafiyet getiren, harç istisnası tanıyan bir yasada aslında halkın da yeri yoktur. Dolayısıyla, bütün görevi yatırımcıların işlerini kolaylaştırmak olarak tarif eden, görevini böyle tarif eden bir bakanın bu ülkenin çıkarlarını savunduğunu söylemek de mümkün değil.
Bu nedenle, bu yasanın geri çekilmesini talep ediyoruz. Ben de bu ülkenin ihtiyaç duyduğu, eşitsizlikleri, hukuksuzlukları giderecek yasaların hazırlanmasını teklif ediyorum.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)