| Konu: | BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 109 |
| Tarih: | 23.05.2013 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Evet, Hükûmet partisi milletvekillerinin sunduğu teklifi görüşmekteyiz. Alkol ve tütün düşmanlığıyla, halka getirdiği cezalarla, telefon vergileriyle, dinî örgütlenmesiyle, bankalara getirdiği harç affıyla, yasakçılığıyla ve şimdi öğrendiğimiz kadarıyla sansürcülüğüyle tekçiliğin, sermaye çıkarcılığının, muhafazakârlığın, din ayrımcılığı ve istismarcılığın, keyfince yönetmenin ve üniversite hocaları eliyle ideolojik yayılmacılığın bir yasa teklifini görüşüyoruz. Aslında bu yasaya "toplumla savaş yasası" demek de daha doğru olabilir.
Gerekçe, gençliğin korunması, gençliği zararlı alışkanlıklardan, kötü şeylerden korumak. Anayasa'nın 58'inci maddesine atıf yapılarak bu yasa hazırlanıyor. Ama eğer gençliği zararlı şeylerden korumak istiyorsa Hükûmet, öncelikle polis şiddetinden, cezaevlerinden, acımasız ve öldürücü çalışma koşullarından, her şeyden önce çalışabileceği bir işi, okuyabileceği bir okulu göstererek ve gençlere gerçekten özgür bir gelecek sağlayarak ancak bu kötü şeylerden kurtarabilir. Ama, Hükûmet "geleneğine, göreneğine bağlı, millî kültürü seven, benimseyen dindar bir gençlik yetiştirmek" adına şimdi bütün bu toplumu karşısına alırcasına bir yasa hazırlığıyla karşımıza çıkmış durumdadır.
Yasakçılık aslında bu yasayı hazırlayanların ruhlarına, kafalarına işlemiştir. Hep söylenmişti, söylenmekteydi, hiçbir kimsenin yaşam biçimine, alışkanlıklarına, kılığına kıyafetine, inançlarına, toplumsal değerlerine hani karışılmayacaktı ama işte, bu alkol ve tütün meselesinde ve diğer konularda bir kez daha doğrudan bir müdahale hem yasakçılıkla hem sansürcülükle hem büyük bir keyfiyetle bunlar yapılmaktadır. Aslında teklifi hazırlayan milletvekilleri de öğreniyoruz ki komisyon görüşmelerinde yine bedeli halka ödetilecek olan bu cezalarda ucunun fazla kaçırıldığından kendileri de şikâyetçi olmuşlar. Aslında bu cezalarda ölçüsüzlük, orantısızlık ve iş bilmezlik had safhada.
Tabii, bu alkol, tütün benzeri konularda trafik cezalarında yine bütün külfet yaşamın ağır yükünü çeken emekçiye getirilmekte. Ama, bütün bunlar kadar -en az önemlisi olan- bu teklifle birlikte bir kez daha laiklik anlayışı topyekûn ortadan kaldırılmakta, Diyanet İşleri Başkanlığının görevleri içerisine yine Kur'an kursları, yurt ve pansiyon giderlerinin başkanlık eliyle genel bütçeden karşılanması öngörülmekte.
"Ruhlarını piyasaya teslim edenlerin aslında inançlarına ne kadar güvenilir?" diye buradan sormak gerekiyor. Son zamanlarda her caminin altında birer dükkân işletmesinin aynı şekilde Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından işletilmesi, özel gelir ve özel ödeneklerle buralardan elde edilecek gelirlerin başkaca kurslara, cami, mescit onarımlarına harcanacak olması, toplumdaki inanç sahibi ya da inanmayan yurttaşlar arasındaki devlet eliyle, Hükûmet eliyle ayrımcılığın nasıl kışkırtıldığına ve nasıl yeniden örgütlendiğine çok çarpıcı bir örnektir.
Bu kafayla, bu ülkede yurttaşların bir arada yaşamasını, inanç eşitliği ve özgürlüğü temelinde bir arada yaşamasını katiyetle sağlamanız mümkün değil. Üstüne üstlük kurulan Yeşilay Vakfıyla birlikte Sağlık Bakanlığı üzerinden denetime tabi olmayan bir ödenekle buralar güçlendirilmekte, geliştirilmekte.
Turizm ve alkol tüketilen işletmelerde çalışan binlerce emekçinin, aynı şekilde alkol üretimine ham madde sağlayan tarım üreticisinin geleceği bu yasayla birlikte bir çırpıda ortadan kaldırılmaktadır.
Bizler halkın vekilleri olarak, hazırlanan bu teklife "hayır" oyu vereceğiz.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)