| Konu: | SAĞLIK BAKANLIĞINCA KAMU ÖZEL İŞ BİRLİĞİ MODELİ İLE TESİS YAPTIRILMASI, YENİLENMESİ VE HİZMET ALINMASI İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 68 |
| Tarih: | 20.02.2013 |
EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığınca Kamu Özel İşbirliği Modeli ile Tesis Yaptırılması, Yenilenmesi ve Hizmet Alınması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, ülkemizde çağdaş sağlık hizmetlerine geçişin en önemli adımı 1961 yılında kabul edilen 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi Hakkında Kanun ile atılmıştır. Bu kanun, eşitlikçi bir yaklaşımla hazırlanmıştır ve Türkiye'de tüm sağlık hizmetlerinin bir devlet görevi olduğunu kabul etmektedir. Kanunla birinci basamak hizmetlerin kırsal kesime kadar yayılarak herkesin sağlık hizmetinden yararlandırılması, koruyucu ve iyileştirici sağlık hizmetlerinin entegre biçimde bir arada yürütülmesi hedeflenmiştir. Kanun, ayrıca, kamu sektöründe sağlık hizmetlerinin tek elden yönetimini, halk ile bütünleşmeyi ve kamu sektöründe hekimlerin tam süre çalışma ilkesini getirmektedir. Ancak şu an yaşanan tablo oldukça farklıdır.
Türkiye sağlık sektörü Sağlık Bakanlığı tarafından yürürlüğe konan politikalar sonucunda son on yılda yaklaşık olarak 4 kat büyütülerek önemli bir piyasa yaratılmıştır. Bu büyümede Sosyal Güvenlik Kurumunun sağlık giderlerindeki büyük artış ve kamu bütçesinden sağlık alanına aktarılan tutardaki yükselme belirleyici olmuştur. Bu büyüme ile birlikte, geçtiğimiz yıllar ülkede özel sağlık sektörünün 4 kat hızla büyümesine de tanıklık edilmiştir.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarında hayata geçirilen Sağlıkta Dönüşüm Programı, sağlık alanında örgütlenme, finansman ve sunuma müdahale ederken sağlıkta insan gücüyle ilgili olarak da köklü değişiklikler yapmaya çalışmaktadır. Önümüzde duran yasa tasarısı da Sağlıkta Dönüşüm Programı'nın bir devamı olarak görülmektedir.
İnsan gücü sürecinin hem planlama hem yetiştirme hem de istihdam alanlarında yürürlüğe konulan değişiklikler sağlık çalışanları kadar toplumu da yakından ilgilendirmektedir, çünkü genel olarak değişim insan odaklı olarak değil kâr odaklı olarak kurgulanmaktadır. Buna en can alıcı örnek olarak Sağlık Bakanlığı bünyesinde çalışan taşeron işçilerin sayısı verilebilir. Sağlık Bakanlığının 2010 yılı verilerine göre, Sağlık Bakanlığında 2002 yılında 11 bin olan taşeron işçi sayısı 2010 yılında 118 bine çıkmıştır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlık hizmetlerinin özel sektöre bırakılması aynı zamanda kişilerin sağlık hizmetini almasını para ya da sağlıkla ilgili güvenceye sahip olmanın ön koşuluna bağlamaktadır. Oysa, sağlık hizmetlerinin yerine başka bir hizmet konmamalı, sağlık hizmetleri, parasal değeri daha az olan bir hizmet alanıyla değiştirilmemelidir.
Sağlık hizmeti alması gereken bir hastaya parası ya da sağlık güvencesi yok diye sağlık hizmeti verilmemesi, sağlığın temel bir insan hakkı olduğunu yok saymaktır. Sağlık hizmeti alan kişilere müşteri gözüyle bakılması sağlığın temel bir insan hakkı olmasını engelleyecektir. Bu konuda verilebilecek en iyi örnek, belki de Amerika Birleşik Devletleri'dir. Kişi başına gelirin 30 bin doların üzerinde olduğu ve kişi başına en yüksek sağlık harcamasının yapıldığı Amerika Birleşik Devletleri'nde yaklaşık 50 milyon kişi sağlık hizmetlerinden yeterince faydalanamamaktadır. İşte, bu yasa tasarısıyla böyle bir durumun yaşanacağı günler yakın olacaktır. Sağlığın net bir şekilde tamamen özelleşeceğinin ilk adımı olacak bu yasa tasarısı, basit bir özelleştirme olmayacak; hem halkımız sağlık hizmetlerinden yeterince yararlanamayacak hem de torunlarımız bile oluşacak borcu ödemekle uğraşacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdiye kadar uygulanan Devlet İhale Kanunu yöntemiyle belirtilmiş esas ve usullere göre çok daha ucuz yatırımların yapılması olanaklı iken idarenin ihaleyle ilgili kendine özel usul ve kurallar belirlemesi kamu yararı açısından tezat bir durum oluşturmaktadır.
Bu nedenle, değişiklik önergemizin kabul edilmesini yüce Meclisten talep ediyor, Genel Kurulu tekrar saygıyla selamlıyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.