GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:101
Tarih:02.05.2012

AHMET KENAN TANRIKULU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Öncelikle Genel Kurulumuzu saygıyla selamlıyorum.

Teşvik sistemleri, fiziki kaynaklar, insan gücü, teknolojinin etkin ve verimli kullanılmasını hem özendirmek hem de çoğaltmak için kullanılırlar ve bunu yaparken de ülke gerçeklerini, ülkenin içinde bulunduğu potansiyeli ve kaynakları da iyi değerlendirmek ve gözetlemek zorundadır. Ancak Türkiye, 1980 sonrasında çok değişik teşvik sistemleri uygulayagelmiştir ama bunlardan 2002 sonrasındaki teşviklere toptan baktığımız zaman, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetlerinin bu, dördüncü teşvik paketidir.

İlginç olan şudur: Bütün diğer paketlerde olduğu gibi bu pakette de bölgesel farklılıkların giderileceği ve yatırımların özendirileceği, teşvik edileceği belirtilmektedir. Bütün bunlara rağmen, bundan önceki diğer üç pakette de olduğu gibi, maalesef bölgesel dengesizliklerin yeterince giderilemediğini de görüyoruz. Bu dört teşvik paketinin uygulamasına -bugünkünü de koyarsak- baktığımız zaman, çoğunlukla Marmara Bölgesi'nin, daha sonra Akdeniz Bölgesi'nin, sonra İç Anadolu ve Karadeniz Bölgesi'nin yatırımlardan ve katma değerden büyük ölçüde pay aldığını görürüz.

Değerli arkadaşlar, bu paketin dört bileşeni vardır, kendi içinde bir amaç fonksiyonu vardır ve temel hedefleri vardır ancak iktisadi politika yönünden baktığımız zaman, iktisadi politika araçlarıyla bu amaç fonksiyonunun ve hedeflerin birbiriyle uyumlu ve çakışır vaziyette olması gerekir ancak bu pakette iktisadi politika araçları yönünden bunun sağlanamadığını görüyoruz.

Yeni teşvik paketini diğerinden farklı kılan, altı bölgeye ayrılmış olması -diğerlerinde dört bölgeydi ve daha öncekiler il sistemindeydi- ve ayrıca bir de "stratejik yatırım" diye yeni bir unsurun katılmaya çalışıldığını görüyoruz ancak bu altı bölgeye şöyle pratikte baktığımız zaman değerli milletvekilleri, aslında Ankara'nın batısından itibaren, yukarıdan yani kuzeyden Muğla'ya kadar olan -İstanbul, Kocaeli dâhil, Bursa dâhil, İzmir dâhil- bir bölge olduğunu görürüz. Bunlar 8 tane ildir; diğer 73 ilimiz de "diğer bölge" diye tabir edeceğimiz bölge hâline gelmiştir bu teşvik paketiyle.

Böyle baktığımız zaman, zaten bu birinci grupta saydığımız bölgeler ticari kredilerin yüzde 80'ini, katma değerin yüzde 50'sini, nüfusun yüzde 40'ını içinde barındırmaktadır. Dolayısıyla, teşvik paketi zaten kendi içerisinde bölgesel bir ayrıştırma yapmıştır ki bunu nasıl kapatacağını, bu bölgesel farklılıkların nasıl giderileceğini de bu paketin içerisinde maalesef gene göremiyoruz. Eğer bu teşvik paketi, bu bizim ayırdığımız tarzda, birinci bölge gibi diğer bölgeleri yapacaksa, bunu bir şekilde paketin içerisindeki araçlarda da söylemeliydi, kendi içerisinde belirtmesi gerekirdi.

Değerli arkadaşlar, bir de bir stratejik kavram var. Bu stratejik kavram, aslında, ekonomi açısından baktığımız zaman, çokça da ortaya konulup aydınlatılmamış bir kavramdır. Ne stratejiktir, neye göre stratejiktir? Bu konunun aslında hem üreticiler hem tüketici hem de ekonomi bilimi açısından ortaya konması gerekirdi, neyin stratejik olduğu. Döviz kazandırıcı, verimli, etkin bir yatırım stratejik bir yatırım mıdır? Öyleyse bu yatırımlar nasıl projelendirilecektir ve neye göre tespit edilecektir? Bu paketin içerisinde, maalesef, buna dair envanterleri ve bilgi birikimini de göremiyoruz. Mesela ben size bir stratejik yatırım söyleyeyim 57'nci Hükûmet döneminden: 2000 yılında Ford yatırımı, Ford'un Türkiye'ye gelip araba üretmesi için yapılan yatırım bir stratejik yatırımdır ve doğru bir yatırımdır. O günden bugüne kadar bu ayarda, yani Türkiye yeni bir Ford fabrikası kuracak bir yatırımı maalesef ne teşvik etmiştir ne de kurabilmiştir.

Şimdi, bu teşviklerin bir de fayda-maliyet hesaplarının olması lazım. Şimdi, buna baktığımız zaman, burada da hangi metodun kullanıldığını, hangi sistemden bu fayda-maliyet analizinin çıkarıldığını da göremiyoruz değerli milletvekilleri. Bu konuyla ilgili en yakın açıklamayı Sayın Maliye Bakanı yapmış. Maliye Bakanı diyor ki, tam olarak da söyleyemiyor: "Bu paketin genel olarak tutarı 2 milyar lira. Ancak birtakım gelen farklı yerlerden gelirlerle 1,5-1,6 milyara kadar düşebilir." "2012 yılına hiçbir yükü yok." diyor, 2013 yılından itibaren bunun bir yük getireceğini söylüyor ama bununla ilgili olarak yani bu altı bölgede illerin neye göre tespit edildiğine dair, 61 değişkenin ne olduğuna dair de bir bilgi yok. Evet, doğru, eski adıyla Devlet Planlama Teşkilatı -şimdi mevta oldu, Kalkınma Bakanlığına dönüştü- o kurum bunları yapıyordu ama o kurumdan sonra Kalkınma Bakanlığının bürokratları bu 61 kriteri neye göre tespit etti, bu henüz kamuoyuyla paylaşılmış bir unsur da değil değerli milletvekilleri.

Bu paketin belki de en önemli eksikliklerinden biri, yıllarca, göz bebeğimiz gibi, sanayileşmede teşvik ettiğimiz ve gene, 2000 yılında kanununu çıkarttığımız organize sanayi bölgeleridir değerli milletvekilleri. Bakın, bu teşvik sistemi de maalesef OSB'lerdeki yatırımları yeterince teşvik edememektedir. OSB'lerdeki yatırımların, bir önceki teşvik bölgesi sisteminden ziyade, azami teşvikten yararlanması gerekirdi. Bir örnek vereyim: Kendi ilim İzmir, hemen yirmi beş dakika mesafede Manisa iliyle ciddi bir şekilde sıkıntı içerisindedir ve yatırımcı neye göre tespit edip neye göre yatırımını yapacağı noktasında da mütereddit kalmaktadır. Dolayısıyla OSB'lere yönelik stratejik anlamda destekler bu paketin içerisinde yer almamaktadır. Lojistik maliyetlerini düşürücü ayrıntılar var mıdır? Yoktur. Bilim ve teknoloji açısından yeni bir girişim getirilmiş midir? Maalesef getirilmemiştir. Finans sisteminin derinleşmesi finansa ulaşım noktasında yeni bir unsur vermekte midir? Vermemektedir.

Yeni paket ithal ikameci bir anlayış sergiliyor. Bizim iktisat eğitimimize başladığımız zaman, dünyanın terk ettiği ama Türkiye'de moda olan bir yaklaşımdı bu ithal ikameci yaklaşım. Baktığınız zaman, ithalata önem verilen sektörlerin Türkiye'de yapılanması ve teşvik edilmesine yönelik bir yaklaşım tarzı. Peki, birden fazla, birbirine benzeyen ve aynı bölgede yatırım yapma isteği çıkarsa bu projeler nasıl tespit edilecektir ve neye göre seçilecektir? Bu da, maalesef, bu paketin içerisinde bulunmamaktadır. Yani proje seçimi kamuya açık, şeffaf ve hesap verebilir olmak zorundadır.

Açıklanmasının üstünden neredeyse bir ay geçmiştir ama ne Resmî Gazete'de ayrıntılar yayımlanmıştır ne de konuyla ilgili bakanların açıklamaları birbirini tutmaktadır. Bir bakan açıklamasına göre bu teşviklerin başlangıcını geçen seneye götürmektedir, bir başkası bu senenin başına götürmektedir ama galiba bu konuda en son sözü Sayın Başbakan söyleyecektir. Dolayısıyla konuyla ilgili hazırlanan ne bürokrat ne teknokrat ne de ekonomi yönetimindeki kişiler doğru bir bilgiyle kamuoyuna açıklama yapmaktadırlar.

Bu teşvik paketiyle ilgili çok beklentiler var değerli milletvekilleri. Cari açığı azaltacağına, döviz kurunu düzelteceğine, kamu kesimi finansman dengesini düzelteceğine dair birtakım açıklamalar var. Bunlar o kadar iyi niyetli açıklamalar ki sadece niyet belirtmekten öteye gitmemektedirler çünkü bunun içerisinde hiçbir somut açıklama, bilgi ve belge maalesef yoktur. Bölgesel teşvik farklılıkları giderilecekse bu nasıl olacaktır, göçler tersine nasıl döndürülecektir, bunlar ne şekilde olacaktır, bununla ilgili maalesef hiçbir bilgi yoktur.

Önce sanayi envanterinin düzgün çıkarılması gerekir. Sanayi envanteriniz sizi sanayi stratejisine götürecektir, sanayi politikanız olacaktır, o da bir büyüme stratejisini getirecektir. Bu teşvik sisteminde -Türkiye'de olmayan bir şey- Türkiye'nin ekonomik büyüme stratejisi de yoktur. Dolayısıyla bunların faturasını vatandaşımızın ödeyeceğini düşünüyoruz ve bu teşviklerin tamamı ya hazineye gelecek olan vergilerden yahut da yeniden salınacak olan vergilerden sağlanacaktır.

Değerli milletvekilleri, bu düşüncelerle, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisini desteklediğimizi belirtir, hepinize tekrar saygılarımızı sunarız. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Tanrıkulu.