| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 65 |
| Tarih: | 13.02.2013 |
BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Aslında BDP'nin grup önerisi aleyhine gündemin yoğunluğu gerekçesiyle çok kısa bir selam verip ayrılmayı arzu ederdim ancak Komisyonda beraber çalışmaktan büyük keyif aldığım CHP Milletvekili Ali Rıza Bey'in çok üst perdeden, mikrofonu âdeta isyan ettiren ses tonuyla baroyla ilgili birtakım iddialarda bulunmasından dolayı cevap vermeyi bir görev addederek huzurlarınıza çıktım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sen taraf mısın? Taraf mısın Bülent Bey?
AHMET YENİ (Samsun) - Doğrudan yana taraf o.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Çünkü baro?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ben senin adını bile vermedim.
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?bu Genel Kurulun gündemi değildir; baro, bu Meclisin şu anki gündem yoğunluğunda bir konu değildir. Ancak Mersin vekili olan bir arkadaşımızın konuyu gündeme getirmesinden dolayı?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sen getirseydin.
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?İstanbul Barosuna aidat veren, orada avukatlık yapmış olan, hâlâ oranın müntesibi olup aidatına devam eden birisi olarak cevap vermeyi de takdir ederseniz bir görev olarak addediyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Getirdin, getirdin gündeme.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Onları söylemedim.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ali Rıza Bey, hiç ağzımı açmadan samimiyetle dinledim?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Onları söylemedim.
BÜLENT TURAN (Devamla) - İki dakika dinlersen belki?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Senin ne yaptığın var burada.
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?daha rahat cevap buluruz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - On dakika zaman versin, anlatayım senin neler yaptığını.
BAŞKAN - Sayın Öztürk?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, ben hiç kızmadım, sizi dinledim. Daha sözümün başındayım, izin verirseniz?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Anladım, sanırım sen karşı değilsin. Sana ne oluyor? Sen Bakan mısın?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Hukuk tartışmayla ortaya çıkar.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Bana Bakan cevap versin. Sen Bakan mısın?
BAŞKAN - Sayın Öztürk, lütfen müdahale etmeyelim.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben de belki birkaç hususu sizden daha iyi ifade edebilirim, belki beraber doğru yolu bulabiliriz.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Bakan cevap versin.
BÜLENT TURAN (Devamla) - İzin verin, cevap vereceğim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Hayır, Bakan cevap versin. Sen Bakan mısın?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Ali Rıza Bey ne kadar baronun tarafıysa ben de en az o kadar tarafıyım.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Hiç değilsin!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ali Rıza Bey Mersin Vekili, ben İstanbul Vekiliyim ve İstanbul Barosuna aidat veriyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - İstanbul Barosunun vermediğini almaya çalışıyorsun sen şu anda!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, değerli arkadaşlar, Ali Rıza Bey az önce dedi ki: "Baroya Meclisin, Hükûmetin, vekillerin büyük baskısı var." Bakın, bu gülünecek bir iddia, şundan dolayı, önümde evraklar, hemen çıkardım İnternet'ten. Değerli arkadaşlarım, İstanbul Barosunun İnternet sayfasında -tarihin altını çiziyorum- 2 Şubat tarihinde -uzun ama özetini söyleyeceğim- İstanbul Barosu diyor ki: "30 Ocak 2013 tarihli iddianame ile İstanbul Barosu Başkan ve yöneticileri hakkında yargı görevini yapanı etkilemeye teşebbüs suçu kapsamında kamu davası açılmıştır." Oysa, bu tarihten tam bir hafta sonra, ayın 8'inde iddianame açıklandı ve kabul edildi.
Bakınız, iddianame açıklanmadan önce açıklanmış gibi yaparak mahkeme ve savcı üzerinde baskı yapanın, Hükûmetin veya vekillerin değil, baronun olduğunun en güzel delilidir bu. Ortada iddianame yokken "Aman ha, iddianameyi açıklamayın, yoksa çıngar çıkarırız." dediği için baro, bu İnternet sayfasında bu yazıyı en az bir hafta önce yayımlamıştır.
İki: 8 Şubatta iddianame açıklanmış olmasına rağmen, daha önceki tarihlerde, yine gözdağı vermek için, yine birtakım iddiaları baskı unsuru yapmak için olağanüstü, seçimsiz -altını çiziyorum- Genel Kurul kararı almıştır.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Seni de bekliyorlar Bülent oraya! Oraya git, oraya!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Niçin? Mahkemeyi baskı altına almak için bu kararı almıştır.
Bakın, değerli arkadaşlar, Ali Rıza Bey hâlâ bahsediyor?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sen avukatların sana vermediğini darbeyle almaya çalışıyorsun!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Üstadım, sesin benden çok çıkıyor. Bakın, yaşınız benden büyük?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ben senden bahsetmedim. Senin darbecilik yaptığından bahsederim istersen!
BAŞKAN - Sayın Öztürk? Sayın Öztürk?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ali Rıza Bey'in yaşı benden büyük, saygısızlık yapmak istemem ama bir atasözü var "Kraldan çok kralcı olmayın." diye, kraldan çok kralcı olmayın.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Ben hukuku savunuyorum! Yazıklar olsun sana, bir avukat olarak hukuku savunmuyorsun!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bakın, Hürriyet gazetesi, Yalçın Bayer -sizin çok sevdiğiniz bir yazar- dün dedi ki: "İstanbul Baro Başkanı Kocasakal Balyoz'dan başlayarak yaşadıkları süreçle ilgili bütün söylediklerinin önü ve arkasını anlattı: -tırnak içerisinde Kocasakal'ın ifadesi- `İddia edildiği gibi bu davadaki bazı maddelere göre, baro yönetiminin düştüğünü söylemek mümkündür.' dedi." Kocasakal "düştük." diyor, siz hâlâ burada kraldan çok kralcılık yapıyorsunuz. Çok net söylüyorum, avukatlar, kanuna yemin etmezler, hukuka yemin ederler. Ben hukuka yemin ettim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Senin, Avukatlık Kanunu'ndan haberin yok!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bir hukukçu olarak diyorum ki, avukatlık Kanunu, bizim yaptığımız bir kanun değildir, antidemokratik hükümleri vardır, yanlış düzenlemeleri vardır ancak şimdiye kadar İstanbul Barosundan veya Ali Rıza Bey'den "Bu kanunu daha demokratik hâle getirelim, evrensel hukuk kurullarına uygun hâle getirelim." diye bir tek öneri gelmemiştir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sen niye getirmedin, iktidar partisisin? Sen iktidar partisisin, getirsene!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ama bu kuralları uygulamak da yöneticilerin görevidir. İstanbul Barosu darbeciliğiyle anılırken?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Darbeci sensin!
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?bundan sonra işgalciliğiyle anılacak. Cuma günü itibarıyla baro düşmüştür, yedek yönetim kurulu üyeleri kimlerse, göreve gelmek zorundadır, bu, kanunun gereğidir. Ha, yedek yönetim kurulu üyeleri diyebilir ki: "Ben seçime saygı duyuyorum, hemen Genel Kurula gidiyorum." Buna saygı duyarım ama şu an itibarıyla baronun yaptığı, avukatlık ruhsatı vermek dâhil, bütün işlemleri geçersizdir cuma günü itibarıyla. Çünkü, Avukatlık Kanunu'nun 90'ıncı ve 92'nci maddesine baktığımızda -tam da sizi tarif ediyor- "Seçim dönemi bitmeden önce ayrılan yönetim kurulu üyelerinin yeri, en çok oy almış yedek üyelerle doldurulur. Yönetim kurulu üyelerinden biri hakkında, 90'ıncı maddeye göre, seçilmeye engel bir suçtan dolayı -TCK 277- kamu davası açılmışsa dava sonuna kadar bu üye yönetim kurulu toplantısına katılamaz, yedek üye yerine gelir." der. Çok açık arkadaşlar, hiç eğip bükmeye gerek yok. Bir daha söylüyorum, hukukçu olarak bu kanunu uygun bulmuyorum. Kişi, "Beraatı zimmet asıldır" kuralı gereği, masumiyet ilkesi gereği mahkûm olunca suçludur ama bu kanunu ben koymadım. Bir daha söylüyorum, şu an itibarıyla iddianame açıklandığından dolayı, İstanbul Barosunun 9 tane Yönetim Kurulu üyesi düşmüştür, onun yerine yedekler gelmek zorundadır.
Bakın değerli arkadaşlar, AK PARTİ'nin, Bülent Turan'ın, şuradaki vekillerimizin özgürlükçülük anlayışını, demokratlık anlayışını, uluslararası, evrensel kurallara uygunluk anlayışını ne CHP ne Ali Rıza Bey ne de baro başkanı tartamaz. Biz daha özgürlükçüyüz, bunu herkes bilir. Biz, 12 Eylül referandumunu bu ülkenin, bu milletin lehine yaparken, "12 Eylülle hesaplaşalım." diye iddiada bulunurken "hayır" diyenler, bugün bizim karşımıza "Baskı var." diye gelemezler, baskı falan yok. Ama, ben size bir şey daha söyleyeyim değerli arkadaşlarım: Önümüzde yazılı kural var -beğenirsiniz, beğenmezsiniz- ama buna rağmen kızan arkadaşlarımız var. Oysa, Danıştay bundan birkaç ay önce bir karar verdi "Başörtüsü, serbest meslek kuralı olan, görevi olan avukatlık açısından bir engel değildir." dedi. Bakın, Danıştay bu kararı verdi. Ardından, İstanbul Barosu, yazılı kural olmadığı hâlde, başörtüsünün tarafsızlığa engel olduğu gerekçesiyle bunun kabul edilemeyeceği gibi vahim bir iddiada bulundu. Ben de şimdi soruyorum: Eğer başörtüsü -dediğiniz gibi- bir engelse tarafsızlığa, 10 tane Yönetim Kurulu üyesinin 8 tanesi bu konuda sanıksa, mahkûm olma iddiasıyla dava açılmışsa, hangi tarafsızlıktan bahsedeceksiniz? Baro, tarafsızlığını yitirmiştir, düşmüştür. İsteseniz de istemeseniz de gereğini bundan sonra baronun diğer muhalif avukatları yerine getireceklerdir ve yapacaklardır diye düşünüyorum.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Kararı sen mi veriyorsun düşüp düşmediğine? Niye bu kadar çok ilgileniyorsun?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, Avukatlık Kanunu'ndaki antidemokratik kuralların bir an evvel?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Avukatların vermediğini almak mı istiyorsun?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bağırarak değil çalışarak?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sana ne bundan?
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?buraya getirilip çalışılması hepimizin görevi. Sevseniz de sevmeseniz de bu konuyla ilgili, göreceksiniz, süreç birçok şeyi ortaya koyacak.
Olağanüstü Genel Kurul kararı alıp siyasi baskıdan öte bir şey yapmamayı görev bilmek de baroya yakışan bir tavırdır! Herkes bilir ki biz, barolara, yargıya ağzımızı açarken dikkatli açarız, baskı yapmamayı görev biliriz ama CHP'nin nasıl baskı yaptığını, düdükle nasıl hâkimlerin toplantıya davet edildiğini herkes bilir. Baronun da -belki görmüyor olabilirsiniz, ben İstanbul Barosunu iyi biliyorum- şu anki gerginlikten medet umması "Gelin, kanunu değiştirelim." dememize rağmen tarafgirlik yapması, Genel Kurul kararı alması, seçim yapmaması, sadece, şu anki Ümit Kocasakal Başkanın ileriki siyasi hesaplarına dönük bir adımıdır, hiç gaza gelmemek lazım. Çok net söylüyorum?
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Bunlar senin düşüncelerin. Bunları getirme buraya!
BÜLENT TURAN (Devamla) - ?Kocasakal'ın siyasi hesaplarından başka bir şey değildir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Yapamaz mı? Velev ki öyle, ne yapacaksın?
BÜLENT TURAN (Devamla) - Ben, on beş günden beri diyorum ki: "Bu kanun yanlıştır, gelin düzeltelim." Daha ağzını açmadı. Genel Kurul kararı aldı "Baskı var." dedi, yalan attı, iftira attı. Rekor kırdı, dört günde dört tane, birbiriyle çelişen yazılı beyanatta bulundu:
1) "Sorun yok." dedi.
2) "Görevimizin başındayız." dedi.
3) "Genel Kurul." dedi.
4) Dün Hürriyet'e "Ben artık bunu bırakmak zorundayım." dedi. Herkes neyin ne olduğunu biliyor.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Hayır, sen bu kadar niye karışıyorsun ya onu anlamadım.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Bizim bu ülkede, demokrasinin gereği olarak, avukatların hukuku olarak, evrensel hukuk kurallarına uygunluk olarak ne büyük riskler aldığımızı, darbecilerle nasıl kavga ettiğimizi, nasıl referandumlara gittiğimizi herkes -ısrarla söylüyorum- biliyor. Bu konuda korkumuz yok.
Ali Rıza Bey hâlâ "Neden karışıyorsun?" diyor. Bir daha söylüyorum: Mersin vekili niye karışıyorsa, İstanbul vekili ondan karışıyor. İki: Mersin vekili aidat vermiyor, ben aidat veriyorum.
Milletvekilliği bugün var, yarın yok. Ama ben hukukçuyum, ben avukatım, bunları düzeltmek benim görevim.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Yok, ben çobanım!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Avukatlık mesleğini ayaklar altına alan, "darbeci baro" yaftasını hak eden bir baronun mensubu olmak utanç vesilesi. (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu ülkenin en büyük barosu, 30 binden fazla üyesi olan barosu, şimdiye kadar sadece darbecilikle anıldı ama sayenizde işgalcilikle de anılacak.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Kaç oy aldın, kaç oy aldın? Burada var.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Çok oy almak haksızlık imtiyazı vermez. Siz hep söylemez misiniz? -"Kaç oy almış?"- kaç alırsa alsın, haksızlık çoklukta değildir.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Şimdi darbe yapmaya çalışıyorsun, bunun için savunuyorsun. Bu kadar savunmanın nedeni bu.
BÜLENT TURAN (Devamla) - Peki soruyorum: Yedek üye kaç oy aldı, yedek üye kaç oy aldı?
Değerli arkadaşlar, bu işler bağırarak olmaz. Bir daha söylüyorum: İstanbul Barosunun, iddia edildiği gibi, görevi düşmüştür, cuma günü itibariyle geçersiz olacak çalışmaları.
ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Düşse ne olur, düşmese ne olur, sana ne bundan!
BÜLENT TURAN (Devamla) - Genel Kurulu saygı ve sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)