GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:63
Tarih:07.02.2013

MİHRİMAH BELMA SATIR (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin kadına yönelik şiddetle ilgili verdiği araştırma önergesi hakkında söz almış bulunuyorum. Heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Öncelikle, böyle bir konuyu gündeme getirdiği için önergeyi hazırlayan milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Biraz evvel konuşma yapan Sedef Küçük Hanımefendi'ye, milletvekili arkadaşımıza, iktidarımız döneminde yapılan yasal düzenlemeleri, altına imza koyduğumuz uluslararası sözleşmeleri tek tek anlattığı için teşekkür ediyorum. İzninizle, bu konuları geçerek, kendimce diğer konuları anlatmak istiyorum.

Kadına yönelik şiddet, sizlerin de bildiği, takdir edeceği gibi, bir insan hakları ihlalidir. Adalet ve Kalkınma Partisi kurulmadan evvel ve iktidara gelmeden evvel, kadına yönelik şiddet, cinsel istismar, taciz, ensest konularında sadece birtakım kadın sivil toplum örgütleri çalışıyordu. Sivil toplum örgütlerinden gelen bir milletvekili olarak, bu çalışmalar içinde bulunan biri olarak kendilerini destekliyorduk. Bu konu Türkiye toplumu tarafından maalesef sümen altına itiliyordu, gündemde tutulmuyordu. İlk defa Adalet ve Kalkınma Partisinin Programı'nda, daha sonra,  Hükûmet olmamızla birlikte ilgili bakanlıklarımızda ve diğer kurumlarımızda bu konu gündeme taşındı. Biraz evvel Sedef Hanım'ın söylediği gibi, dünyadaki birçok ülkeye göre, mevzuat açısından Türkiye'de bu konuda çok çok iyi bir durumdayız. Anayasa'da değişiklik yaptık, Ceza Kanunu'muzda değişiklik yaptık. Bu konuda yasal anlamda hiçbir eksiğimizin olmadığını sizler de takdir ediyorsunuz.

Tabiidir ki uygulamada birtakım sıkıntılar var, bunu inkâr etmek mümkün değil. Uygulamadaki sıkıntıları gidermek için de ilk defa bir Başbakan, Sayın Recep Tayyip Erdoğan bir genelge yayınladı. Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa olan bir şeydi. Kadına yönelik şiddetin kabul edilemeyeceğini, bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini? İlgili bakanlıklara, kurum ve kuruluşlara görev verildi. Bu konuda neler yapıldı? Erkek polisler eğitildi, askerlerle birtakım eğitim çalışmaları yapıldı, Diyanet görevlileri bu konuda eğitildi ve bilgilendirildi. Bu konunun tarafları hakkında bir farkındalık oluşturuldu. Daha sonra, Bakanlığın kurulmasıyla birlikte, Sayın Fatma Şahin'in başkanlığındaki ekip, Millî Savunma Bakanlığıyla, Diyanet İşleri Başkanlığıyla ve diğer kurum ve kuruluşlarla iş birliği hâlinde bu çalışmalara devam ediyor, biz de bunların takipçisiyiz.

Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekilleri, hukukçu milletvekilleri, akademisyen milletvekilleri, sağlıkçı milletvekilleri, sosyal alandan, kamu kurumlarından gelen tüm milletvekilleri bu konunun üzerine en az sizler kadar eğiliyorlar, takip ediyorlar; bunu siz de biliyorsunuz. Özellikle KEFEK'teki arkadaşlarımız bu konunun çalışmalarında bizzat bulunuyorlar.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Sayın Vekilim, erkekleri değiştirmek lazım. Bizler çalışıyoruz. İşte mesele bu.

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) - Erkekleri değiştiremeyiz, bu toplumda yaşayan erkekler de Türkiye'nin gerçekleri.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Zihniyeti değiştirmek lazım.

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) - Erkekleri de bir yerde, yetiştiren bizim gibi kadınlar. İsterseniz bu toplumun geleneklerinde var deyin, isterseniz teknolojiyle birlikte, köyden kente göçle birlikte bu konunun görünür olduğunu söyleyin ama böyle bir gerçek var. Siz yöneten olarak ne yapabilirsiniz Sayın Vekilim? Önce yasalarınızı düzeltirsiniz. Bunu yaptık mı? Yaptık. Bunu sizler de desteklediniz mi? Desteklediniz. Arkasından ne yapabilirsiniz? Uygulamayı düzeltmek için çalışmalar yaparsınız. Aile mahkemelerini kurduk, oradaki hâkimleri eğittik, adalet mekanizmasında çalışanları eğittik. Bu sürecin sonuca ulaşması için belli bir zaman geçmesi lazım ama bu arada biz de elimiz kolumuz bağlı durmayacağız, çalışmalara devam edeceğiz.

"Kadın konukevi" dediğimiz çalışma, yine -biraz evvel Sayın Vekilimin bahsettiği gibi- Belediyeler Yasası'nda bizim tarafımızdan konulan bir şeydir. Şu anda Türkiye'de 81 ilde, yanlış bilmiyorsam hepsinde kadın sığınmaevi var, kadın konukevi var. Bunların çoğu kamuya ait, bir kısmı da belediyeye ait. Ayrıca genç kızların sığınmaeviyle ilgili yapılan çalışmalarda da sosyal yardımlaşma dayanışma vakıfları tarafından destekleri de veriyoruz. Bunların içinde, bir tanesinde de ben varım.

Onun dışında ŞÖNİM'lerle ilgili çalışmada sizler de bulundunuz. Şiddete yönelik acil telefon hatlarının kurulması yine bu dönemde yapıldı, aktif olarak çalışıyor.

İstatistikler yoktu. Siz de biliyorsunuz, istatistikler, Adalet ve Kalkınma Partisi hükûmetleri tarafından, öncelikle Sayın Bakanımız Nimet Hanım'ın döneminde başladı ve bugünlere kadar geldi.

"İstanbul Sözleşmesi" dediğimiz çok önemli bir sözleşmedir. Çekincesiz olarak sadece Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti tarafından imzalandı. Gerek Avrupa Birliği ilerleme raporunda gerek Davos'taki Sayın Bakanımız Fatma Şahin'in Davos'taki çalışmalarında bu konu özellikle takdire şayan olarak karşılandı. Bunu da takdirlerinize sunuyorum.

Çekincesiz olarak bu sözleşmeyi imzalamış olmamızın da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Birçok Avrupa Konseyi ülkesi, maddi veya bir gider olacağı ve bunları karşılayamayacakları için bu sözleşmeyi çekincesiz olarak imzalayamadılar. Çok şükür ki bizim Hükûmetimiz, mali imkânlarımız yerinde olduğu için, kadın konularına ayrılacak paramız olduğu için ve bu konuda hiçbir sıkıntı yaşamadığımız için bu konuyu çekincesiz olarak imzaladı.

Siz de takdir edersiniz ki bu bir toplumsal farkındalıktır. Sürecin takip edilmesi ve bu konunun devamlı gündemde tutulması gerekir ama Meclis çalışmaları nedeniyle, bugün bu çalışmanın olmayıp gündemde olan kanunun görüşülmesi düşünüldüğü için, bu araştırma önergesini, bütün çalışmalara destek veren bir kadın milletvekili ve sivil toplumcu olarak, başka bir dönem inşallah çıkarırız diye düşünüyorum.

SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Siz bari "aleyhinde" demeyin.

MİHRİMAH BELMA SATIR (Devamla) - Şiddetin olmadığı, insanların birbirine saygı ve sevgiyle davrandığı, medeni olduğu, insan hakları ihlallerinin yaşanmadığı bir dünyada yaşamak dileğiyle, hepinize saygı ve sevgilerimi sunuyorum.

Sağ olun. (Alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Satır.