GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TERÖRİZMİN FİNANSMANININ ÖNLENMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:62
Tarih:06.02.2013

EROL DORA (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 409 sıra sayılı Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi üzerine verilen değişiklik önergemiz üzerine söz almış bulunmaktayım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler tarafından 9 Aralık 1999 tarihinde imzaya açılan ve Türkiye Cumhuriyeti adına 27 Eylül 2011 tarihinde New York'ta imzalanan Terörizmin Finansmanının Önlenmesine Dair Uluslararası Sözleşme, Bakanlar Kurulunun 01/03/2002 tarihli ve 2002/3801 sayılı kararıyla onaylanmıştır. Bu tarihten sonra taraf devletlerin bu sözleşmeyi iç mevzuatlarına yerleştirmeleri için taraf devletlere baskı uygulanmıştır. Türkiye de Birleşmiş Milletler sözleşmesini yerine getirmekle yükümlü taraf devletlerden biridir. Sözleşme, ülkelerin terörizmin tüm yönlerini kapsayacak genel bir yasal çerçevenin mevcudiyetini temin etmek amacıyla, terörizmin tüm şekil ve tezahürleriyle önlenmesi, cezalandırılması ve ortadan kaldırılmasına ilişkin olarak yürürlükte bulunan uluslararası hukuki düzenlemelerin kapsamının acilen gözden geçirilmesi ve uygun iç düzenlemelerle teröristlerin ve terör örgütlerinin yasal ve yasal olmayan kaynaklardan elde ettikleri gelirlerle terörizmin finansmanını önlemek ve engellemek için tedbir almaya davet etmiştir. Sözleşme, özellikle terörist amaçlara hizmet edeceğinden şüphelenilen ve terör suçlarının işlenmesi için kullanılan veya kullanılması için oluşturulan fonların ya da bu suçlardan temin edilen kazançların tespitine, bulunmasına, dondurulmasına, bunlara el konulmasına, müsaderesine, faillerinin kovuşturulmasına ve cezalandırılmasına yönelik gerekli ve etkili önlemlerin oluşturulması ve devletler arasında iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla cezai, hukuki ve idari tedbirler alınması ve karşılıklı yardımlaşmanın artırılması yükümlülüğünü getirmektedir. Bileşmiş Milletler, terörün finansmanı ile mücadele ederken alınacak tedbirleri taraf devletlere yöntemin belirlenmesinde takdir hakkı tanımıştır ancak sözleşme iç mevzuata uyarlanırken hukuksal niteliğini oldukça kaybetmiş durumdadır. Öncelikli sorun terör tanımıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Birleşmiş Milletler Genel Kurulunun 18 Aralık 1972 tarihinde ve 3034 sayılı Kararı, doğrudan doğruya uluslararası terörizm ile ilgilidir. Bu Karar'ın birinci paragrafında, insan hak ve özgürlükleri ve masum insanların yaşamlarını tehlike içine koyan veya yok eden cebir ve şiddet hareketlerinden söz edilmiştir. Bu Karar'da terör konusunda önem arz eden birkaç konu bulunmaktadır. Temel olarak bu Karar'da, uluslararası belgelerde "uluslararası terörizm" ifadesinin kullanılmasıdır.

İkinci olarak, "terörizm" ifadesi "cebir" ve "şiddet eylemleri" birlikte değerlendirilmiştir. Başka bir deyişle cebir ve şiddetsiz bir terör eyleminin olamayacağı belirtilmiştir. Terör eylemlerinde sadece cebir ve şiddetin terör eylemi olarak kabul edilmediği, bunun yanında kişilerin yaşamlarına yönelik cebir ve şiddetin yapılacağına ilişkin tehdidin de bu kapsamda değerlendirildiği görülmektedir. Ayrıca, söz konusu cebir ve şiddetin ya da cebir ve şiddetin yapılacağına ilişkin tehdidin, insan hak ve özgürlükleri ve masum insanların yaşamlarına yönelik olması gerektiği gösterilmiştir.

Taraf devlet olarak Türkiye'nin imzaladığı uluslararası sözleşmede terör tanımı oldukça açıkken, yasa tasarısında yürürlükte olan Terörle Mücadele Kanunu'na atıfta bulunularak terör suçu tanımlarına göndermeler yapılmaktadır. Kapsamı çok geniş tutulmuş olan yasa tasarısıyla, her türlü düşünceyi ifade neticesinde kişi bundan böyle hem "terör suçlusu" olarak cezalandırılacak hem de mal varlığına el konulabilecektir. Kamuoyunun son derece rahatsız olduğu ve Hükûmetin de yakın zamanda hatta önümüzdeki günlerde Meclise getirmeyi planladığı dördüncü yargı paketiyle Terörle Mücadele Kanunu'nda değişikliklerin yapılacağı ortada iken yasa tasarısının Terörle Mücadele Kanunu'na 3713'e, atıfta bulunması yakın zamanda ciddi sıkıntılara yol açacaktır diye düşünüyoruz. Bu nedenle getirilmiş olan bu kanun tasarısını eleştiriyoruz.

Bu vesileyle tekrar Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dora.