GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:22.01.2013

GÜRKUT ACAR (Antalya) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Demin konuşmam yarım kalmıştı, kalan kısmını yüce Kurula arz etmek istiyorum.

Değerli arkadaşlarım, özelleştirmenin de bir mantığı olur, haraç mezat satış olmaz. Bir şeyin değeri varsa bu değer verilmezse satmazsın. Alelacele, yarı fiyatına neden veriyorsunuz? Vatandaşın, Antalya halkının, Burdurlunun, Ispartalının değerlerini ucuza kapattırıyorsunuz. Vatandaşa sürekli zam, yandaşlara kâr garantili özelleştirme. Sorduğumuzda deniyor ki: "Her şey şeffaf işliyor, ihaleler şeffaf yapılıyor." Peki, o zaman, ihaleyi yapmadan önce ilan edin kâr marjının artacağını, kasadaki paranın şirketlere bırakılacağını, kayıp kaçak oranlarının yükseltileceğini; bunları açıklayın ki alıcılar ona göre fiyat versin. Ayıptır, günahtır.

Bakınız, değerli arkadaşlarım, şimdi özelleştirmede, güzelleştirmede sıra üretim santrallerine geldi. Bakın, HES'ler satılıyor. 1 megavatlık kurulu güç için verilen fiyatlar 4-5 milyon dolar düzeyindedir. Özelleştirme İdaresinin sayfasında bunlar var, açın bakın. Peki, 540 megavat kurulu güce sahip Oymapınar Barajı kaça verildi? Megavat başına 4 milyon dolar alsanız fiyatı eder en az 2 milyar dolar. Peki, siz kaça verdiniz? 305 milyon dolarlık Eti Alüminyum özelleştirmesi kapsamında bedava verdiniz, eşantiyon verdiniz. Buna özelleştirme denir mi? Bedava verilen santralden sisteme satılan elektrik, fabrika için ödenen paradan çoktur, 600 milyon TL'lik elektrik satışı yapılmıştır yani bedava verilen santral 305 milyon dolara satılan fabrikanın parasını ödemiştir. Şimdi biz buna özelleştirme mi diyeceğiz? Buna ancak ayıp denir, vatandaşın parasını çarçur etmek denir, yandaşa aktarmak denir.

Değerli arkadaşlarım, Danıştay "İhalede bu baraj yoktu, sen 2 milyar dolarlık barajı nasıl bedava verirsin, olmaz." dedi, iptal etti. Peki, ne oldu, baraj geri alındı mı? Hayır. Çünkü AKP'nin her işinde bir hayır var.

Burada gece yarısı verilen bir önergeyle bir kanuna ekleme yapıldı. Özelleştirmede mahkeme kararlarını uygulama konusunda Bakanlar Kuruluna yani Başbakana yetki verildi. Başbakan da "Ben Danıştay kararını ezerim, yok sayarım, yırtıp atarım." dedi ve yırttı, attı. Olay budur. Artık Türkiye'de mahkeme kararları Başbakanın kararıyla geçersiz kılınıyor, yok sayılıyor, yırtılıp atılıyor. Özelleştirme, adaletin, hukukun, yargının işlemediği bir alan hâline getirildi; hukuk devleti yok edildi, vatandaşın hakkı, hukuku yandaşların çıkarlarına feda edildi. Tablo budur.

Değerli arkadaşlarım, zaman zaman gündeme geldiğinde Sayın Bakan diyor ki: "Güneş ve rüzgâr pahalı, bu kadar teşvik verilmez." Ben de diyorum ki: "2 milyar dolarlık barajı bedava vereceğinize güneş ve rüzgâr santrallerinin imalatına teşvik verin. Dağıtım şirketlerinin kasalarındaki paraları güneşe, rüzgâra verin." Hangisi daha büyük zarardır? 2 milyar dolarlık barajı bedava vermek mi daha büyük zarar, 2 milyar doları güneşe, rüzgâra, yatırıma vermek mi daha büyük zarar?

Geçen gün Sayın Bakan diyor ki: "Güneşe 13,30 sent veriyoruz, nükleere 12,35." Yani diyor ki: "Güneşe çok veriyoruz." 1 sent midir güneşe çok verilen?

Değerli arkadaşlarım, nükleer enerji santralleri geçmiş teknolojidir, güneş ise geleceğin teknolojisidir. Nükleer ithal kaynaktır, güneş kendi kaynağımızdır. Dünya ve Güneş var olduğu sürece senin güneşin olmaya devam edecektir. Şimdi, 1 sent farkını bize büyük destek gibi sunmak ancak Sayın Bakanın becerisi olabilir. Türkiye güneş ve rüzgâr santrallerinin imalatına başlamalıdır.

Bakın, Sayın Bakan geçen gün burada dedi ki: "Ürettiğimiz enerji politikalarıyla bağımlılığımız azalacaktır." On yıldır ne yapıyorsunuz? Siz on yıldır Türkiye'yi yöneteceksiniz, Türkiye'nin dışa bağımlılığını azaltmada hiçbir başarı göstermemişsiniz, üstüne de dışa bağımlılığı daha da artıracak şekilde nükleeri dayatıyorsunuz. Bunu da halka, başarı diye yutturmaya kalkıyorsunuz. Sizin, milletin aklıyla alay etmeye hakkınız yok. Bu tablo iflas tablosudur. On yıllık karne ne yazık ki zayıftır. AKP enerji alanında bir şey yapacaksa, burada başlangıç noktası Sayın Bakanın istifası olabilir. Kısa vadede en doğru adım bu olacaktır. Türkiye'de ne yazık ki başarısızlık ödüllendiriliyor, kimse "Başaramadım, ben gideyim." demiyor, bu erdemli tavrı göstermiyor.

Değerli arkadaşlar, bu konuda ikinci adım da çağ dışı kalmış ithal nükleer santral projeleri yerine yönünüzü, yüzünüzü Türkiye'ye çevirin; çözüm Türkiye'de vardır, Türkiye'nin kaynakları vardır. Planlı ve bütüncül bir yaklaşımla, ulusal çıkarları önceleyen politikalarla Türkiye, enerji faturasında ciddi kazançlar sağlayabilecek durumdadır. Burada tek eksik olan, Türkiye'den, halktan yana iradedir.

Bu düşüncelerle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.