| Konu: | BELEDİYE GAYRİMENKULLERİNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 54 |
| Tarih: | 17.01.2013 |
EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; belediye gayrimenkulleri üzerinde gündem dışı söz aldım. Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum.
Bu konuda söz almamın nedeni, bazı belediyelerin, özellikle nüfusu az olan belediyelerin gayrimenkullerinin kiralanmasına ilişkin. Kamu taşınmazlarının kiraya verilmesi Devlet İhaleler Kanunu'nun 13'üncü maddesinin beşinci fıkrasına göre belediyelerde ihale encümen tarafından yapılıyor. 5393 sayılı Kanun'a göre encümenin bizzat yaptığı ihalelerde kira süresi üç yıl, belediye meclisi karar alırsa bu süre on yıla kadar devam ediyor, çıkıyor. Mestecirler yer değiştiriyor, sıkıntıya düşüyorlar, ticari anlamda sıkıntı oluyor. Adama "Çık" diyorsun, Ahmet'in yerine Mehmet, Mehmet'in yerine Hasan geliyor. Küçük yerleşim yerlerinde de problem, dedikodu alıp yürüyor, herkes birbirine düşüyor. Siyasi parti farkı gözetmeksizin hangi partiye mensup olursa olsun o belde yaşayanları, esnafı da bu işten bizar olup birbirine düşüyor. Nüfusu belli bir miktarın altında olan belediyelere, kiracı vatandaşlara kolaylık olsun diye mevcut kiraların Maliye Bakanlığının belirlediği yeniden değerleme oranı kadar bir artırımla sözleşme yapma imkânı tanınmalıdır, hâlen devam edenlere de böyle bir imkân verilmelidir. İdare ihtiyaç duymaz ise her yıl kira belirlenen oranda artmalıdır. Bununla ilgili bir kanun teklifini de ihtiyaca binaen hazırlayacağım ve yüce Meclise takdim edeceğim.
Bunu aslında, yan yana olan, daha önce iktidar partisine mensup bir belediyenin daha sonra muhalefet, geçmesi sonucunda olan belediye de yaşıyor, hâlen iktidarda olan belediyede yaşıyor. İktidarda olan belediyenin, tatbikatlarda gördüğümüzde, onların yaptığı ihalelerde bile çok büyük problemlerin, dedikoduların, birbirine düşmelerin olduğu görülüyor. Dolayısıyla, burada, yerel siyasetçileri ne yapmamız lazım? Rahatlatmamız lazım. Bu anlamda, bizim Denizli ili Kale ilçesinde böyle bir problem var. Daha doğrusu, müfettiş raporlarına dayanan bir şey ve daha önce iktidar partisinin bu işleri devam ettirdiği de aynı belediyede vaki. Dolayısıyla, vatandaşları birbirine düşürmeme, onlar arasındaki uyumu bozmama, onları birbirine yakınlaştırma, bu baptan, bu tür belediyelere imkânların tanınmasında yarar olduğu kanaatindeyim. Biraz önce ifade ettiğim gibi, ne olacak bunlara yardımcı olmamız için, gerekli hukuki düzenlemeler içinde ne yapacağız? Çözüm bulma yoluna gideceğiz. Bunu, şunun için söylüyorum, herhangi bir istismar için falan söylemiyorum. Dün basında yer aldı: Borç karşılığında camileri ne yapıyoruz? Hazineye devrediyoruz. Bunu AKP'li belediyelerden yapan var. Belki zorunluluktan kaynaklanan bir şey ama yakında din işlerinin, diyanetin? Ne olacak? Tamamen camilerin de devletleştirilmesi yoluna gitmiş olacağız. Bu, hâlbuki AKP'nin de düşünce itibarıyla kabullenmediği, böyle bir şeyi arzu etmediği bir olay. Dolayısıyla ne yapmamız lazım? Bu meseleyi çözmemiz lazım. Burada yazıyor: "Üsküdar Belediyesinin, borcuna karşılık 4 camiyi hazineye devretmesinin ardından Sancaktepe Belediyesinin de borç batağından kurtulmak için 6 camiyi, 1 sağlık merkezini ve 1 okulu devrettiği ortaya çıktı" Dolayısıyla, bulacağımız çözümler, ilgili belediyeler için bu tür yandan yönden çözüm bulma, toplumun önünde, kamuoyu önünde küçük düşürücü birtakım ifadelere maruz kalmayı da ne yapacak? Önlemiş olacak. Bunu özellikle dile getirmek istedim çünkü bu bir sorun, birçok belediyede de olduğunu biliyorum. Bize vaki müracaatlarda biz bunun farkına vardık ve yüce Mecliste, Genel Kurulda dile getirmeye karar verdim. Bu vesileyle size aktarmış oluyorum.
Yüce heyeti saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Ayhan.