| Konu: | AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ VE SOSYAL GÜVENLİK İL MÜDÜRLÜĞÜNDE YAŞANAN GELİŞMELERE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
GÜRKUT ACAR (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Antalya'da yaşanan bazı gelişmeleri paylaşmak için söz aldım. Sizleri saygıyla selamlıyorum.
Gündem dışı konuşmalarda çok fırsat bulamadığımız için birkaç noktayı sizinle paylaşmak istiyorum. Bunlardan birincisi, Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünde doktorlarımızın yaşadığı baskılar, yıldırma ve sürgün işlemleridir.
Özel hastanelerin faturalarını inceleyen doktorlara, bir hastane ile ilgili kesinti işleminden sonra İl Müdürü tarafından "Sizin yüzünüzden bakandan fırça yedim." denilerek ağır hakaretlerde bulunulmuştur. Doktorlar bu durumu tutanak altına alıp şikâyet ettikten sonra baskının dozu artmıştır. İl Müdürü, soruşturma açıp önce bir doktora disiplin cezası vermiştir. Bu ceza Antalya İl Disiplin Kurulunca kaldırılınca, bu kez başka soruşturmalar gündeme gelmiş, doktorlar önce ilçelere gönderilmiş, sonra da il dışına sürgün yapılmıştır.
Bu tablo kabul edilebilir değildir. Doktorlar gördükleri bir yanlış işlemi, fazla ödemeyi düzeltmek istemişler, başlarına gelmeyen kalmamıştır. İl Müdürünün görevi, özel hastanelerin faturalarının bekçiliğini yapmak değildir. Sistemde ciddi açıklar varken, faturaların büyük bölümü kontrol edilemezken, doktorların sürgüne gönderilmesi kabul edilebilir değildir. Bu İl Müdürü, derhâl görevden alınmalı, İl Müdürünü arayan Bakan istifa etmeli, doktorlarımız da görev yerlerine döndürülmelidir. "Sosyal güvenlik sistemi açık veriyor." deyip yoksuldan prim toplayanların, özel hastane faturalarının ödenmesini temin etmek için bunu özel takip etmesi tek kelimeyle ayıptır.
Değerli arkadaşlar, bir diğer konu, Akdeniz Üniversitesinde yaşananlardır. Akdeniz Üniversitesi birtakım iddialarla, lüks makam arabalarıyla gündemdedir, kadrolaşma ile gündemdedir. Tek tek isimler üzerinden bir tartışma yapmak istemiyorum ancak rektörlükte, tıp fakültesinde ve hastane yönetiminde üst düzey görevlere getirilen kişiler aracılığıyla cemaatçi bir kadrolaşmanın gerçekleştirilmeye çalışıldığı bildirilmektedir. Birçok iyi yetişmiş bilim adamı, üniversite ile özdeşleşmiş isimler üniversiteden ayrılmak zorunda bırakılmaktadır.
Üniversiteler aklın ve bilimin kurumları olmalıdır. Hazırlanan YÖK yasa taslağı ile üniversitelerin bu kavramlardan daha da uzaklaşacağı görülmektedir. Suskun, itaatkâr üniversiteler ve gençler isteniyor. Biz bunu istemiyoruz. Cemaat kadrolaşmasıyla, lüks makam arabalarıyla, yolsuzlukla anılan üniversite istemiyoruz. Bu konuların ciddi şekilde araştırılması gereklidir diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlar, birkaç cümle de Antalya'ya yapılacak stadyum ile ilgili söylemek istiyorum. TOKİ, her yerde, şehirlerin değerlerini yandaşlara aktaran bir rant makinesi gibi çalışıyor. Şimdi hedef Antalya'dır. Kent meydanı olabilecek başka hiçbir yer kalmamışken "Antalya'ya stadyum yapılacak." bahanesiyle 40 bin metrekare alan stadyum için, 40 bin metrekare alan stadyum karşılığı ticari arsa olarak, toplam 80 bin metrekare alan TOKİ'nin keyfine bırakılmıştır. TOKİ arsa karşılığı inşaat yapıyor. TOKİ kamu hizmeti değil, ticaret yapıyor.
Aylardır soruyorum "Stadyumun karşılığında ne yapılacak?" diye ama yanıt alamıyorum. Yine önümüze 65 katlık bir rant projesi mi çıkacak? TOKİ'ye soruyorum "Gençlik ve Spor Bakanlığına sorun." diyor; oraya soruyorum, tek cümle bile yanıt verilmiyor. Bu, Antalya'ya saygısızlıktır. Ben bu bilgiyi kendi kişisel keyfim için istemiyorum. Antalya halkı stadyumun karşılığında 40 bin metrekarelik alana ne yapılacağını öğrenmek istiyor. Bunun yanıtını bekliyoruz.
Ülkeye turizm ve tarımsal üretim yoluyla milyarlarca dolar katkı sağlayan Antalya'ya merkezi bütçeden kaynak ayırmayıp "çayın taşıyla çayın kuşunu vurma" anlayışıyla, arsa karşılığı inşaat yaklaşımıyla bir tüccar gibi davranılmasını kabul etmiyoruz. 13 ile devlet kesesinden stadyum yapılırken, en fazla vergiyi veren Antalya'ya arsa karşılığı stadyum yapılmasını kınıyorum.
Değerli arkadaşlar, dünyanın en güzel şehirleri meydanlarıyla ünlüdür. Antalya'da kent meydanı yapılacak başka yer yoktur. TOKİ, Antalya'ya, yeşil alan olarak kalması gereken bütün boşluklara göz dikmiştir. Sırada Mevlana Kavşağı'ndaki TEKEL arsası, pil fabrikası ve dokuma fabrikası arsaları vardır. Antalya, taş ocaklarıyla, HES'lerle yağmalanmaktadır ve düşman bile gelse bu kadar tahribat yapmaz.
Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Acar.