| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 11.10.2012 |
ABDULLAH LEVENT TÜZEL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu yasayı izleyen sendikacı dostlarımızı da bu saate kadar sabır gösterdikleri için selamlıyorum. Tabii, öncelikle sözüm onlara. Biraz önce de izlediğiniz gibi bu Meclisin, bu Meclisi oluşturan güçlerin kimin için çalıştığını öncelikle sizin bilmeniz gerekiyor. Çünkü, bu yasa sizin geleceğinize işaret ediyor. Sendikalar Yasası, işçi sınıfımızın yasası ama bu yasaya gelinceye kadar öncelikle işçi sınıfımızın, halkımızın geleceğini bir kez daha tehlikeye atan yeni bir tezkereye imza atıldı. Bu Meclis çoğunluğu BDP blok grubunun ret tutumuna rağmen bir kez daha Irak'a sınır ötesi tezkereye onay verdi. Şimdiye kadar çıkan tezkereler ne kadar halka, barışa, birliğe, kardeşliğe hizmet ettiyse bu tezkere de o kadar hizmet edecek. Burada bol miktarda savaştan, şehitlikten, kâfirlikten, inançlar üzerinden sözler dinlendi ama bunların ülkemiz barışına, işçi sınıfımızın, çocuklarımızın geleceğine hizmet etmediğini de hep birlikte göreceğiz. Bir kez daha sizlerin emeği, sizlerin alın teri savaş bütçesine ayrılacak, bu savaş hükûmetinin, barışı halkımıza, halklarımıza getirmeyen bu Hükûmetin bir kez daha tasarrufuna ayrılacak. Bunun acısı sadece ölümler olarak, yaralanmalar, gazilik, şehitlik olarak değil aynı zamanda alın terinizden, ödediğiniz vergilerden, işten atılmalarla, sendikal hak gasplarıyla yarın karşınıza çıkacak. O nedenle siyaset yapmayı konuşmamız gerekiyor. Hani Başbakan diyor ya Diyarbakır Emniyet Müdürüne "Siyaset senin neyine, sen işine bak.", bizim işimize bakmak değil asıl burada olduğu gibi siyaseti kendimiz için yapmamız gerekiyor. Bakın siyaseti sermaye için yapanlar, kapitalist patronlar için yapanlar, egemen devlet sınıfı adına yapanlar gayet istedikleri gibi barajlarıyla, bürokratik müdahaleleriyle, grev yasaklarıyla bu sendikayı çıkartıyorlar. Şimdi konuştuğumuz madde de e-Devlet kapısı. Bu e-Devlet kapısı göründüğü kadarıyla sendikal üyelik, sendikadan istifade, kolaylık getiren bir düzenleme değil, aksine burada da devlet kontrolü, hükûmet kontrolü ve müdahalesi söz konusu yani bu teknolojinin iyiye değil kötüye kullanılacağını görmemiz gerekiyor. Bu hâliyle de tabii ki ILO Sözleşmesi'nin 2'nci maddesine aykırılık teşkil ediyor çünkü kamu otoritesinin burada müdahale durumu var. Şimdi bol bol sendikal özgürlüklerden bahsedildi, sendikal demokrasiden bahsedildi ama Sosyal Güvenlik Kurumunun kayıtlarına göre bu e-Devlet düzenlemeleri yapıldığı düşünüldüğünde patronlar bu e-Devlet şifresini de işçiden istedikleri gibi alabilecekler ve sendikaya üye olmak isteyen işçi, değil istediği sendikayı seçmek, o Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarında görünen, belirlenmiş, saptanmış iş kolundaki sendikaya üye olmak zorunda olacak. İşte buyurun size istediğiniz sendikayı seçme özgürlüğü! Aslında, değerli sendikacılar, değerli milletvekilleri; görmemiz gereken şey şu ki: Tek tipçilik, tek tip sendika, düzen sendikacılığı ve Hükûmetin programlarına itiraz etmeyecek bir sendikacı ve sendika istemektedir. Bu yasal düzenleme budur. Bunun karşısında mısınız, Meclisin kapısına mı dayanıyorsunuz? O zaman, işte "demokratik toplum" denilen bu düzen gazı, coplanmayı, yasağı, baskıyı karşınıza çıkartıyor. Geçtiğimiz gün mücadeleci sendikacıların ve haklarını, taleplerini ifade etmek isteyenlerin, karşı karşıya kaldığı durum bu. Yani, grev yasakları yanında, aynı zamanda, sendikacılarımızın, sendikalarımızın getirildiği durum ancak bu yasayı buradan izleyebilir bir duruma sokmaktır.
Ama asıl olması gereken, bu yasalardan çıkmayacağını hep söyledik, güçlü sendikacılık, büyük bir serbesti, özgürlük, demokratik eylem, grev hakkını, direniş hakkını kullanarak fabrikalardan, atölyelerden, iş yerlerinden, hizmet kurumlarından çıkabilir. Bunu yapmak istediğinizde de neyle karşılaştığınız çok açık, görüyoruz. Yani, önce, sendikal haklar, sendikal özgürlükler, sendikal demokrasi dediğimiz şey, demokratik bir ortam ister. Peki, bu iktidarın demokratik ortam diye, ileri demokrasi diye anladığı nedir? "Siz çok para istiyorsunuz." diyen, işçiyi işsizlikle tahdit eden, emeğinin karşılığının fazlasını beklemekle suçlanan, 1 Mayısta, hakkını, bayramını savunanlara "Ayaklar baş mı olacak?" diyen bir siyasi iktidarın, bu şekilde işçiyi, emeği hakir gören bir iktidarın önümüze koyduğu bir yasadır. Bu yasayı kabul etmeyip bu yasaya karşı, buradan çıksa da bu Meclis çoğunluğundan, fabrikalardan, atölyelerden direniş gösterecek olan yine sizlersiniz.
Teşekkür ediyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.